--------------------------------------------------------------
Bu hikayede geçen her kişi, mekan ve kurum hayal ürünüdür. Olaylar tamamen gerçeklikten uzak bir evrende gerçekleşmektedir.
--------------------------------------------------------------
Masanın üzerindeki hançerimi alıp bilemeye başladım. Bu hançeri uzun yıllardır kullandığım için sapındaki işlemelerden eser kalmamıştı. Hançerimi bilerken takım arkadaşlarıma kulak vermeye çalıştım.
"Burası olduğundan emin miyiz?"
"Olaya şahit olan halktan bilgiler topladık. Adam haftada 3 gün kulübenin önünde nöbet tutuyor."
Hançerimi tekrardan masaya bırakıp muhabbete dahil oldum. "Kulübenin çevresinde güvenlik kamerası var mı?"
Kadın bana döndü. "Kulübe ıssız bir yerde. Çevrede kameraya denk gelmedik. Yalnızca kapının hemen solunda eski model bir kamera var. Siz oraya varmadan Cengiz kamerayı halleder."
Cengiz'e döndüm ve ona tebessüm edip "Sana güveniyorum," diyerek omzuna dokundum. Hançerimi masadan alıp sırtımdaki kabzaya soktum. Hançerin görünmemesi için üzerime bol kıyafetler giymiştim.
Doruk içeriye girdiğinde çıkmaya hazır olduğumuzu söyledi. Daha sonra herkesin çıkmasını bekledi ve odada sadece ikimiz kaldığımızda iyi olup olmadığımı sordu.
Doruk benim 10 yıllık arkadaşımdı.
Takım arkadaşlarımla terk edilmiş bir binada karşılaşmıştım. Doruk da terk edilmişlerdendi. İkimiz birlikte çabalayıp kardeşlerimizin karınlarını doyurduk. Çünkü onlar daha çocuktu, biz ise erken büyümek zorunda kalan çocuklardık.
"İyiyim Doruk, merak etme." Odanın pencerelerini kapattıktan sonra demirliklerini de kapattım. "Bu işi halledebilirim, biliyorsun."
"En saçma kararlarını üzgün ve sinirli olduğun zamanlarda veriyorsun Lara. Şu an hem üzgün hem sinirlisin. Belki de sen burada kalmalısın."
"Bunu nasıl söylersin! Arkadaşlarımızı öldürdüler. Hem de birkaç işe yaramaz eşya için..." gözlerimi yere indirdim. "Bir lider olarak onları koruyamadım. En azından intikamlarını almak istiyorum."
"Olanlar senin suçun değildi. Dikkatli olmaları gerekiyordu. Evimizin dışı bizim için her zaman tehlikelidir."
"Haklısın ama..." Kısa bir duraksamadan sonra devam ettim. "Neyse sızlanmak onları geri getirmeyecek."
"İntikam da getirmeyecek Lara."
"Evet geri getirmeyecek ama en azından içimdeki yangını hafifletecek. Senin için aptalca olduğunu biliyorum. İşe yaramaz, beş kuruş para etmeyen eşyalar için tehlikeye girmememiz gerektiğini düşünüyorsun. Ama olay bu değil. Dostlarımın canlarını alan insanların bizim mallarımızla keyif çatmalarına izin vermeyeceğim."
"Tamam da bunu senin yerine başkası yapabilir. Niye kendini riske atıyorsun?" Doruk daha fazla üstelememeye karar verdi. "Neyse... Masadaki silahını al. Gitmemiz lazım. "
Doruk kapıyı kapattıktan sonra masanın yanındaki sandalyeye çöktüm. Bu işler için her zaman biraz duygusal olduğumu biliyordum. Ama her seferinde yıllar geçtikçe alışırım diye ümit ediyordum. Arkadaşlarım daha önce de ölmüşlerdi. Daha kötü şekillerde ölenler de olmuştu. Hep olacaktı... Yine de yakınlık seviyem ne olursa olsun takımımdan birilerinin ölümü beni mahvediyordu.
Takımdakiler mahvolduğumu görmüyorlardı. Doruk dışında... Çünkü bir lider olarak güçlü durmak zorundaydım. Herkesin hayatının sorumluluğu bendeyken düşmeme izin yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Larali
Fiksi Sejarah"Ya ikimiz de öleceğiz ya da ikimiz de yaşayacağız. Tercih senin Larali."