9

358 21 18
                                    


Beğenip yorum yapmayı unutmayın. 💛
Yorum hiç yok ve bu cidden yazma hevesimin önüne geçiyor. Lütfen yorum yapın.

Aynada kendime dönüp son bir kez üzerimdeki elbiseyi düzeltip nefesimi dışarıya üfledim. Doruk'un attığı mesaja göre on dakika sonra buraya geleceklerdi. Bense lavaboda onları bekliyordum. Nedense heyecandan ellerim terleyip duruyordu. Telefonuma bildirim sesleri geldiğinde hızlıca elime aldım.

Kaan : Ben geldim.

Tolga : Sanki hepimiz görmemiş gibi söylemen yok mu

Kaan : Görmeyenler var.

Kaan : Aybike sen neredesin?

Ben : Lavaboda bekliyorum.

Mesajımdan sonra hiçbir cevap vermedi. Umursamayarak etrafta birkaç tur attığımda kapıdan gelen sesle kaşlarım çatıldı. Oraya gittiğimde kolunu kendime çektim ama açılmadı. "Hey! Kaan sen misin? Kapı açılmıyor."

Elimdeki telefonu bırakarak birkaç kere daha denediğimde kapı çaldı. "Aybike?"

"Kaan kapı kilitlenmiş." ellerimle önüme gelen saçı arkaya iterek daha da asıldım. "O da aynı şekilde zorladığında açılmayınca ellerimi belime götürdüm." Aybike Doruklar geldi onların yanına gidiyorum. "

Cevabımı beklemeden çekip gitmesiyle kaşlarım çatıldı. Beni burada kilitli bir şekilde bırakmıştı. Telefonuma tekrar dönerek gruba yazmaya karar verdim. Kapıdan anahtar sesinin gelmesiyle kaşlarım tekrar çatıldı. Yavaşça kapıya gidip kolu indirmemle kapı açılmıştı. Anlam veremeyerek dışarıya nefesimi üfledim.

Kapıyı açık bırakarak tekrar içeriye girecekken uzaktan gelen kızı görmemle Asiye olduğunu anladım. Tatlı bir telaşla buraya doğru koşuyordu. Gülümseyerek kafamı omzuma yasladım. Ne kadar şanslıydı.

Bana gülümseyerek kapıdan içeri girdi ve aynada saçlarına şekil vermeye çalıştı. Ama üzerindeki bol kazak ve pantolon karşısında onlar da kendini salmıştı.

Ona yaklaşarak gülümsediğimde o da gülümsedi. "Merhaba Asiye."

Kaşları çatıldığında sözlerime devam ettim. "Nereden tanıyorsun falan fişman bu soruları geçelim lütfen. Bana soru sorma bugün tamam mı?" gidip asılı olan elbiseyi aldım ve yanına geldim. "Perin geldi bebeğim hazır mısın?"

Elbiseyi ve ayakkabıları giydiğinde bende saçlarını yapmaya çalışıyordum. Bu sırada tanışmıştık ama o hala sürprizi anlamamıştı. İçten içe seviniyor ve ufak kahkahalar atıyordum.

"Evet." dedim sesimi yükselterek. "Külkedimiz hazır." bana bakıp gülümsedi ve hiç düşünmeden sarıldı. Anlamış mıydı yoksa her şeyi? Ona beklemesini söyleyerek hemen kapıdan çıktım ve dışarıda duran Doruk'a göz kırparak masalara doğru ilerledim. İlk defa hepsini bir arada görüyordum. Bir gökkuşağının farklı renkleri gibilerdi. Çok ayrılar ama birleşince de bir o kadar güzeller. Kalbim hızını arttırırken Tolga'nın beni görmesiyle gülümsemesi bir oldu. "İşte prensesimiz geliyor." ayağa kalkıp hızlıca yanıma geldi ve elimden bir prenses edasıyla tutarak masanın önüne getirdi. Hepsinin gözü üzerimde olunca utanmıştım.

"Yanındaki gülümseyen kızı göstererek" Cemile. "dedi. Ona dönüp göz kırptığımda Oğulcan'ın sevgiyle baktığı kıza döndü." Wonderful. "diye atlayarak onu durdurdum. Oğulcan bana dönerek gülümsedi." Aferin kız."

Ona gülümseyerek diğer kıza döndüm. Güzelliği karşısında resman utanmıştım. Bir insan bu kadar güzel olabilir miydi. Tolga onu Süsen olarak tanıttıktan sonra masaya oturdum." Diğerlerini zaten tanıyorum."

Gözlerim masada gezdiğinde herkes birbiriyle konuşmaya başlamıştı. Kendimi dışlanmış hissetmeli miydim bilmiyorum ama o an keşke olmasaydım demiştim. Gözlerim etrafta dolanırken uzaktan izleyen gözleri görmemle donakaldım. Onun olmadığını bile daha yeni anlamıştım. Gülümseyerek başımla selam verdim ve yanımdakilere döndüm. O günden sonra hiç konuşmamıştık. Zaten konuşmamız da saçma olurdu. Niye konuşacaktık ki.

"Aybike." Kaan'ın yanıma oturmasıyla düz bakışlarımla ona döndüm. Beni orada tek başıma bırakmıştı. "Efendim?"
tam ağzını açtığı sırada ışıkların kapanmasıyla gülümsedim. Tam zamanında.

Doruk gözlerini bağladığı Asiyeyi yavaşça salonun ortasına getirdiğinde imrenerek onları izledim. İnsanların düğün yaptığı salonda doğum günü kutluyorlardı. Pastası bisküvi pastasını geçmeyen ben için çok ironik bir durumdu.

Asiyenin gözünü açtığında balonlar tavanda aşağı inerken hepimiz hep bir ağızdan. "İyi ki doğdun Asiye." sevinçli gözlerle Doruk'a dönerek boynuna atladı ve sıkıca sarıldı. Gülümseyerek tekrar yerime oturdum.

Mumlar üflenmiş, pasta kesilmiş danslar başlamıştı. Ben ise hala önümdeki pastası çatallıyordum. Bisküvi pastasını tercih ederdim sanki diye geçirdim içimden. "Aybike sence hangisi?"adımı duymamla hızlıca kafamı kaldırdım. Harika bana dönmüş gülümsüyordu. Ama bu gülümsemenin altında sanki başka duygular vardı." Efendim? "

" Sence diyorum İsviçre mi Amerika daha güzel olur tatil için? "tek kaşı yukarı kalktığında ne yaptığını anlayarak nefesimi dışarıya üfledim." Bilmem, gitmedim. "

" Ciddi misin sen? "ufak bir kahkaha attığında gözlerimi devirdim. Aşağılamaya çalışıyordu aklı sıra.

Dans şarkısı çalmaya başladığında masadan tek tek ayrılmaya başladılar. Tolga omzuma dokunarak Cemile'yi gösterdi. Onu onaylayarak gülümsediğimde piste doğru ilerledi. Gözlerimle etrafı süzerek nefesimi dışarı üfledim. Hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Sanki daha küçük bir partide hepimizin birbirine gülüp eğlendiği bir şey olurdu.

Kaan yeniden yanımdaki sandalyeye oturduğunda gözlerimi devirerek başka yöne döndüm. Gördüğüm gözlerle tekrar geriye döndüm. "Aybike. Bugün çok güzel olmuşsun."

"Teşekkür ederim." gülümsediğimde o da gülümsedi. Tekrar konuşmaya başlamasıyla dansa davet edeceğini anlayıp gözlerimi kapattım. Nedense ondan hiç hoşlanmamıştım.

"Aybike benimle da-" onun sesini bölen adımın seslenişiyle ikimizde başımızı sola çevirdik. Yüzünü görmemle kaşlarım çatılıp ağzım aralanmıştı. Dibimize geldiğinde elimden tutup kaldırdı. "Benimle dans eder misin?"gözlerim büyüdüğünde Kaan'a döndüm ve kaşlarının çatıldığını görmemle hızlıca Berk'e döndüm.

"Olur."

Diğer bölüm hakkında o kadar güzel düşüncelerim var kiii. Sabırsızlıkla bekleyin.

Aybike sizce neden lavaboda kaldı?

Ona böyle davranmalarını sebebi sizce ne?

çok gizli plan | #ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin