İyi okumalar~
________________Koğuşun kapısının açılmasıyla hızla arkama dönmüş Seungmin'i görmemle olduğum yerde korkuyla ona bakmıştım. Ardından ise gecenin bir saati gelen gardiyana dönmüştüm. Gardiyan Seungmin'le ikimize bakarken kaşlarını çatmış ardından konuşarak
"Han Jisung artık burda kalmayacaksın takip et beni"demişti. Şaşkınca gardiyana bakarken Seungmin de şaşırmış olacak ki
"Neden?"diyerek benden önce o davranarak soracağım şeyi sormuştu. Gardiyan Seungmin'e kaşları çatılı bir şekilde bakarken
"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma yat uyu!"demişti. Ben hâlâ olayın şaşkınlığı ve daha demin yaşadığım korkuyla gardiyan ve Seungmin'e bakarken Seungmin ilk beni süzmüş ardından gardiyana bakarak yatağına yatmıştı. Ben hâlâ anlamaz gözlerimi gardiyanda dolaştırırken
"Beni takip et!" emri ile birşey diyememiş ayağa kalkarak gardiyanı takip etmeye başlamıştım. Uzun sessiz ve ışıksız kolidorda yürümeye başlarken içimde oluşan ürperti ve tedirginlikle karanlık kolidora bakmaya başlamıştım. Hiçbir şey görünmeyen koca bir karanlıktan ibaret olan bu kolidor herkesin uyumasıyla daha korkunç bir hal almıştı.
"Nerde uyuyacağım?"
Sorduğum soruyla gardiyan ilk izlerle kaplı olan yüzüme ardından ellerime bakarak
"Birazdan görürsün"demiş tekrardan önüne dönerek karanlık kolidorda yürümeye başlamıştı. Aldığım cevap beni tatmin etmezken endişe ile dudağımı ısırmış ardından yara olduğu aklıma gelince acıyla kısık bir şekilde inlemiş elimi dudağıma atmıştım. Gardiyan birkez daha beni kontrol ederken
"İyi misin?"diyerek sormuş elindeki feneri yüzüme doğru tutmuştu. Gözlerim anında kamaşırken kafa sallamış gardiyanı onaylamıştım. Ardından ise kanayan dudağımı elimin tersiyle silmiştim. Hâlâ yürümeye devam eden gardiyanla kaşlarım çatılsada birşey belli etmek istememiştim. Çünkü diğer koğuşlardan bayağı uzaklaşmıştık. Üstelik her tarafın karanlık ve sessiz olmasıda korku filminde gibi hissetmeme neden olmuştu.
Birden gardiyanın durmasıyla durmuş olduğumuz yeri incelemeye başlamıştım. Gardiyanın konuşmasıyla kaşlarımı çatmış tek kaşımı kaldırmıştım.
"Yarın banyo günü. Sıra bulamazsın gir yıkan seni burda bekleyeceğim"
Gardiyanın dediği şeyle sorgulayıcı ve kaygılı bir şekilde gardiyana bakarken gözlerini kaçırmış elini ensesine atarak
"Bak senin için diyorum yarın her türlü pislikle karşılaşabilirsin o yüzden gir hadi"demişti. Ben hâlâ gardiyana bakarken ilk banyoya bakmış ardından içimde oluşan ürperme hissi ile tekrardan gardiyana bakmaya başlamıştım. Gardiyan girmemi söylemiş bana güven vermek için elime feneri sıkıştırarak banyoya doğru işaret etmişti. Hâlâ içimde yer edinen garip hisle girip girmeme arasında kalırken yarın gerçekten sıkıntı olacağını düşünmüş elimdeki feneri sıkarak
"Bekleyeceksin demi?"diyerek gardiyana doğru dönmüştüm. Gardiyan anında onaylarken
"Evet banyodan sonra nerde kalacağını göstereceğim acele et!"demişti. Hızla kafamı sallamış banyoya girerek gardiyana bakmış
"Kolidordamı bekleyeceksin?"demiştim. Gardiyan anında panik olurken
"E-evet sen gir ben kolidorda beklerim böylesi daha uygun olur"demişti. Omuz silkmiş banyoya girmiştim. Ardından koskoca banyoya bakarak incelemiştim. İçeriye sadece demir parmaklıklardan süzülen loş ışık yansırken büyük banyoda güzel bir görüntü oluşturmuştu. Hızla üstümü çıkartmış sadece bel altına kadar kapalı olan kabinlerle yüzümü buruşturmuştum. Gardiyan kesinlikle haklıydı yarın her türlü pisliği görecektim ve aşırı rahatsız edici bir durum olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİGER LEE -MinSung-
Fanfic"Ateş!" Ardından bir patlama.. ve küçük çocuğun çığlığı... Kana bulanmış bir peluş ayı ve kanla kaplanmış küçük beden.. Artık bıkmıştı. Bu rüyayı görmek istemiyordu. Jisung her gün bu rüyayı, küçük çocuğun ölümünü görmek istemiyordu. Kalbi acıyordu...