İyi okumalar~
________________"Hemen şuan da dikkatimi dağıtmazsan hiç iyi şeyler olmayacak küçüğüm..."
Kaşlarım biranda çatılırken gözlerim sivri dişlerine doğru kaymıştı. Ardından gözlerine doğru yavaşça yükselmişti. Gözleri adeta ben burdayım der gibi parlamaya başlarken yerimde rahatsızca gerinmiştim.
"Sen hastasın..."
Ağzımdan tek bir kelime çıkmıştı. Sırıtması anında solarken kaşları çatılmış çenesi gerilmişti. Burnundan derin bir nefes verirken bir adım atarak bana doğru yavaş ve emin bir şekilde yürüme başlamıştı. Ellerim bir anda yumruk olurken her attığı adımda geriye doğru gitmeye başlamıştım.
"Yaklaşma!"
Her ne kadar yaklaşma gibi kelimeler ağzımdan dökülsede sadece gözlerimin içine aşağılayıcı bir şekilde bakarak yürümeye devam etmişti.
"Senden... Beni... Sakinleştirmeni... İstedim... Ama... Sen... Bana... 'hasta' diyorsun öyle mi?"
Her attığı adımda ağzından bir kelime dökülürken 'hasta' diyerek yanlış yaptığımı anlamıştım. Oldukça sinirli duruyordu üstelik üzerime doğru geldiği gerçeği oldukça dediğim şeyden pişman olmamı sağlıyordu. Gözlerini biran olsun gözlerimden çekmezken ayağımın attığı dambıla takılmasıyla kalçamın üzerine düşmem bir olmuştu. Attığı dambıl yüzünden parçalara ayrılan ayna yüzünden avucumun içi kesilirken ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı.
Hâlâ üzerime gelmeyi kesmezken yerde elimin kesildiğini umursamayarak geri geri sürünmeye başlamıştım.
"Buraya... o adamın hesabını sormak için mi geldin?"
Sırtım en sonunda duvarla buluşurken korkuyla titremeye başlamıştım. Sorduğu soruyla gözlerim gözlerinde birleşirken dudağımı ısırmış konuşmuştum.
"Bir insan öldürmek bu kadar basit mi? Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun. O öldü! onun canını aldın ve benden seni sakinleştirmemi mi istiyorsun! Sen tam bir kaçıksın! Katilsin sen!"
Birden eğilerek kafamın yanındaki duvara sertçe vurmasıyla irkilmiştim.
"Öyle mi?"
Kalın ve ürpertici sesiyle konuşmasıyla korkuyla gözlerine bakmaya başlamıştım. Tam dibimde olduğu yetmiyormuş gibi o ürpertici gözlerini yakından daha dikkatli bir şekilde görmek birkez daha titrememe neden olmuştu.
"Yani... onu öldürdüğüm için benden hesap sormaya geldin..."
Yanımdaki duvarıya birkez daha sertçe vurmasıyla irkilirken gözleri yavaşça ellerime doğru kaymıştı. Daha çok adamın elimi tuttuğu sol elime doğru kaymıştı. Ardından gözlerime bakarak
"Kanıtın var mı?"demişti. Gözlerim titremeye başlarken kanıtım olmadan ona hesap sormaya geldiğim gerçeği oldukça gerilmeme neden olmuştu.
"Neden konuşmuyorsun?"
Kalın ve ürpertici sesini duymamla gözlerimi sıkı sıkı kapatırken başımı sağa sola doğru sallamıştım.
"Bana dambıl atıyorsun... Hakaret ediyorsun... Aşağılıyorsun... Ve bütün bunları elinde kanıtın olmadan mı yapıyorsun? Üstelik bunları ilk kezde yapmıyorsun... "
Ellerim stresten yumruk halini alırken gözlerimi açmış ardından kurumuş olan dudaklarımı yalayarak
"Onu öldüreceğini söyledin!"demiştim. Sesimin titrememesi karşısında içim rahatlasada bütün uzuvlarım hâlâ gerilmiş haldeydi. Bir dudağı yukarıya doğru kıvrılırken başını iki yana sallamış ardından
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİGER LEE -MinSung-
Fiksi Penggemar"Ateş!" Ardından bir patlama.. ve küçük çocuğun çığlığı... Kana bulanmış bir peluş ayı ve kanla kaplanmış küçük beden.. Artık bıkmıştı. Bu rüyayı görmek istemiyordu. Jisung her gün bu rüyayı, küçük çocuğun ölümünü görmek istemiyordu. Kalbi acıyordu...