2. bölüm. DENİZİN TONLARI

32 8 0
                                    

Yukarıdaki bölüm şarkımızı açmayı unutmayın. Keyifli okumalar :)

Yorumlarınızı ve desteklerinizi merakla bekliyorum. Beni motive ediyor..

" Denizin içinde binlerce ton vardı. Katiller, umutlar ve aşk... ben denizin içinde aşk yüzünden boğuldum."

(Duru ak günlüğünden)

"Hocam durunun saçlarında beyaz şeyler var."

Kahkahalar.

" Aptalmısın sen? Dokunma bana, pis!"

Kahkahalar.

Bugün arkadaşlarım benimle dalga geçti. Annem formamı yıkamadı, sanırım bana o yüzden pis diyorlar. Ben pis değilim. Abim saçlarımı yıkıyor, formamı ütülüyor. Ama annem onun benim abim olmadığını söylüyor.

Abim ağladığında babam anneme kızıp vuruyor. Annemin yanına gitmek istiyorum ama saçlarımı çekiyor. Canım acıyor. Babam bir daha yaparsa bana söyle dedi.

Söylemedim. Çünkü geceleri annemi ağlarken görüyorum. Üzülüyorum.

Abim odamızda iki yatak olsada annem kızdığı için yerde yatıyor. Geceleri yanıma gelmesine izin veriyorum. Annem o senin abin değil desede o benim abim,Biliyorum.

Çünkü geceleri bana masal okuyor.


🗝

Denizin eve gelip her yeri yıktığı ve evde kargaşa çıkarmasından 3 gün geçmişti. Geceleri herkesin kendi odasına çekildiği, yemeklerimizi ders saatlerimiz tutmadığı için ayrı yediğimiz, her yerinden çamaşır suyu kokan ev denizin gelmesi ile artık daha canlıydı.

Mutfak son 3 yıldır ilk defa bu kadar dağınık ve pisti. Ne zaman bir şey yapmaya, ders çalışmaya başlasak deniz üzerine oturup saatlerce konuşacağimiz bir şey buluyordu. Onu o kadar uzun bir süre görmemiştik ki birbirimize olan özlemimiz herşeye ağır basıyordu.

Oturduğumuz kanepede denizin omzuna başımı koyarak gözlerimi kapatım. Bir süre sesiz geçen zaman bir bombanın patlayacağını çoktan haber veriyor olsada umursamadan yatmaya devam etim.

"DENİZ!"

Çok geçmeden yeşimin sert adımlar ile salonu basması ve denizin birden ayağa kalkması ile gözlerimi hızla açarak oturduğum yerde dik bir şekilde konumumu aldım.

" Neden çorapların buzluktan çıkıyor Deniz? Bir normel hareketin yok mu senin?"

Elimde tutuğu donmuş çorap ile söylenen yeşim aynı zamanda kolunu salladığı için çorabın da harket ermesine sebep oluyordu.

Dişlerimi dudaklarıma geçirerek gülmemek için kendime sinyal yolasam da sallanan çorap buna engel oluyordu.

Kıkırdar gibi çikan sesim zamanla gür bir kahkahaya dönüştüğünde kendime engel olamıyordum. Hem gülüyor hemde ikisinin yüzüne bakıp tekrar gülüyordum. Son 3 gündür hayatımda hiç bu kadar gülmemiştim.

" Kızım napayım ? Geceleri yanıyor ev."

" Sende çağreyi çorapları buzluğa koymakta buldun öyle mi?"

Onaylar bir şekilde başını sallayan denize tekrar güldüm, ama o kafasına yediği dönmüş çorap ile abartılı bir şekilde kendini yere atıp yeşime kızdı.

" Ah ölüyorum ahh! Duru, duru! Ambulansı, itfaiyeyi, polisi ara katil var!"

Tekrar gülerek omzuna acıtmayacak bir yumruk atım. Oda göz kırparak bana eşlik eti. Yeşim önce elinde olan dönmüş çorabı denize atı, arkasını dönerek "Birde bayıl feriha?" Dediğinde ne deniz onu duymuştu nede ben. Bizi aldırmadan mutfağın kapısından geçtiğinde, Deniz yatığı yerde kalmaya karar vermiş gibi kollarını basının altına koydu.

 SON DURAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin