5 BÖLÜM: ANILAR

14 5 0
                                    

Yukardaki bölüm şarkımızı açmayı unutmayın.

Keyifli okumalar dilerim:)
.
.
.
.
.
.

(Duru ak anısından )

Ağlıyorum.

Annem vurduğu için değil, ağabeyim sesizce ağladığı için de değil.

Beni seven tek arakdaşım gittiği için ağlıyorum.

Biliyor musun sevgili günlük, o bana beslenme çantasındaki yemeğini de paylaşıyordu.

Saçlarımı da topluyordu.

Bana arkadaşlık bilekliği de almıştı.

Hayatımda abimden başka kimse bana hediye almadı.

Serpil öğretmenim onu beyaz bir arabaya bindirdi. Gitmeden önce sarıldık, öptük birbirimizi.

"Durucum."

O gün ben hem arkadaşım dan ayrılmıştım hemde öğretmenimden.

"Bak bunları buğra ile senin için yaptık. "

Bana ağzı kapalı bir kap vermişti serpil öğretmenim. Merak ederek açmıştım içini.

Kurabiye vardı.

Hemde şekiliydi. Araba kurabiyeleriydi bunlar.

Sevinememiştim bile. Çok mutlu olmuştum ama gülerken ağlamıştımda.

Serpil öğretmenim bana sarıldı, Saçlarımı okşadı. Gülümsedi gitmeden önce bana.

Arabasına bindiğinde arka koltukta oturan arkadaşıma döndü bakışlarım. El salladım ona son kez. Oda ağlıyordu ve bana el sallamıştı.

Arabanın motor sesini duymuştum. Normalde çok severdim arabaları, babam beni her pazar araba pazarına götürürdü biliyor musun sevgili günlük.

Gözlerimi kapatmıştım gittiklerini görmemek için. Bir kaç damla göz yaşım yanaklarımı örtmüştü.

Bir kilit sesi duydum sonra, onun ardından yanaklarımda gezinen sıcak bir el. Gözlerimi açtığımda arkadaşım karışımdaydı.

"Ağlama." Dedi bana.

Ağladığım için vurmadı, yada kızmadı. Sadece ağlama dedi.

Elimdeki kurabiyeleri umursamadan sarıldım ona. Tıpkı serpil öğretmenim gibi kokuyordu.

"Gitme buğra nolur."

"Gitmek zorundayım duru."

Bana duru demişti. Normalde hep ufaklık derdi. Oysa boyu benden sadece 3 santim uzundu.

Hiç sevmezdim bana ufaklık demesini ama şimdi en çok istediğim şey bana ufaklık demesiydi.

Parmak uçlarım dayanmadığı için kendimi salmıştım ama o bana sarılmaya devam eti. Biraz daha sarıldı bana, sonra saçlarımı eline aldı.

Çok uzun saçlarım vardı, tıpkı rapunzel gibi ama toplamayı bilmiyordum.

"Saçlarını toplayayım mi?" Dedi.

Kafamı salladım. Göz yaşlarım çeneme indi. Bileğindeki tokayı bana bakarak çıkartı. Bileği kızarmıştı.

Arkamı döndüm toplaması için. Belkide gitmemek için yavaştı. Yada ben kendimi avutuyordum.

 SON DURAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin