bölüm 4 : YALAN

19 5 0
                                    

Keyifli okumalar. Desteklerinizi  ve yorumlarınızı merakla bekliyorum... beni motive ediyor ♡
.
.
.
.
.

Yeşim durmuş anısından

Deniz adı çok güzeldi. Yada adını  taşıyan kişiler. Deniz serti tam 2 yıldır tanıyordum. Lise hayatımın yarısı onun korkunç ve güzel espirleri ile geçmişti. Yanımda oturduğu gün hiç beklemediğim bir soru sordu bana.

"Yeşim... Sen hiç aşık oldun mu?Ah ben çok güzel bir kıza aşık oldum."

Aşk bana yabancı gelen bir isimdi. Bir tabir yada duygu değil, isim.  Yanımda olsa dahi hissedemiyordum onu yalnızca adını duyuyordum.

"Hayır. Hiç  olmadım."  Dedim.

Yanımda otursa da daha çok dibime sokuluşunu hatırlıyorum. Ellerim titremişti ama nedenini çözememiştim.

"Nasıl  yani kimseyle flört demi etmedin? "

Kafamı  iki yana salladım. "Etmedim" dedim.

Bir çok yalan söyledim hayatımda ama ne duruya nede denize yalan söylerdim.  Çünkü Onlardan kaçma gerksemi duymamıştım hiç.

Aileme, öğretmenlerime, okulun ilk günü tanıştığım  onlarca insana. Herkese. Bazen yolda rast gele geçen birine bile yalan söylerdim. Hiç kimsede bilmezdi.

Annem bir kere ona yalan söylediğimi  anladı. O günden sonraki üç  haftamı kollarım ve bacaklarımdaki morluklarla geçirdim.

Yinede buna rağmen yalan söylemeye devam etim. Yalan söylemek ceza verilesi değildi, acınasıydı. Günah değildi, çare bulmaktı. Bir savunma mekanizması da değildi, yeni bir hayat çizmekti.

Deniz "Sana birini ayarlayayım." Dediğinde göz devirmiştim.

"Kimseye ihtiyacım yok benim. "

çünkü biliyordum ki ihtiyacım olan her şey yanımdaydı.

Aşkım bile.

🗝

Denizle birlikte, şarkılar söylerek restorantın içine girdik. Her ne kadar kalabalık olmasada ayakta gezen garsonlar fazla müşteri varmışcasına geziniyordu.

Farklı bir havası vardı, tavanlarında yıldız süslemeli aksesuvarlar ve masalarında yanında balık akvaryumları vardı.  Sinama filimlerinden farksız aurası kendine çekiyordu.

Yanımıza, gülen yüzlü bir kadın geldiğinde eşyalarımızı alarak oturacağımız masaya kadar bize eşlik eti.

Kadın yanımızdan ayrılmadan önce deniz seri adımlar ile önüme geçerek masamı çekti ve eli ile oturmam için musade eti. Bu centilmen hareketine karşılık sıcak bir gülümseme ve sesiz kıkırdamalar bıraktım.

Kendi yerine oturduğunda centilmenliği daha fazla dayanamamış olmalı ki, bacaklarını iki yana açarak oturduğu sandalyeye yayıldı.

Masada ona doğru eğilerek sessizce konuştum.

"Az önceki hareketine bu oturuş yakışmadı."  Dedim kaşlarımı kaldırarak.

O ise dudaklarını aralayarak yalnızca  "Ha!" Demişti. 

Daha fazla gülümsediğimde dudaklarımdan küçük bir hıçkırık çıktı. Sesimin tonunu biraz daha artırarak söylediklerime karşılık, ciddi tutmaya çalıştığı ifadesi ile yakalarını silkti ve bacaklarını kendine çekti.

 SON DURAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin