BÖLÜM 11

26 3 0
                                    

Sadece bir kaç hafta yetecek kadar eşya alıp,geri kalanını kızların odasına bırakmayı planlıyordum.Kızlar...geldi aklıma.Geldiklerinde beni bulamazlarsa ne düşüneceklerdi.. İlk önce Aslı'yı aramaya karar verdim.Telefon bir kaç kez çalmıştı,açan yoktu,derste olmalıydı.En iyisi Sibel'e ulaşmaktı.Bir kaç aramadan sonra Sibel'e ulaşmayı başardım.Sibel anlattıklarım karşısında çok sinirlenmiş,ailesini arayıp,yurt müdürüne engel olmalarını isteyecekti.Buna izin vermedim.Beni suçsuz yere,bu halimle sokağa atmak isteyen birine ,yalvaracak halim yoktu.

"Peki ne yapacaksın,nereye gideceksin?"

"Bilmiyorum,düşünecek kadar vaktim olmadı,1 saat içinde çıkmazsam eşyalarımı pencereden atacağını söyledi.Bende şimdilik idare edecek kadar eşya aldım yanıma,daha sonra kitaplarımı,kalan eşyalarımı sizden alırım."

"Eylül,biraz bekle..Benim merkezde oturan bir arkadaşım var..Tek başına kalıyor..Erkek olması senin için sorun değilse kendisinden okullar kapanana kadar yanında kalmanı rica ederim,ne diyorsun?"

"Başka seçeneğim var mı?"

Sibel 5 dakika sonra arkadaşının sadece 2 hafta kalmam koşuluyla kabul ettiğini söyleyip,adresi verdi.

Kalacağım ev,bizim yurdun aksine Aydın'ın merkezindeydi.Taksici ,valizimi bagaja koyduğu sırada,yine meraklı gözlerin üzerimde olduğunu hissetmiştim.Henüz yurttan kovulduğumu bilmedikleri için nereye gittiğimi anlayamamışlardı.

Yol boyunca olanları düşünüyordum.Acaba Zaman yurttan atıldığımı öğrendiğinde ne yapacaktı?Dün gece ona yine kötü davranmıştım.Neden bu kadar korkuyordum.Neden bana yaklaşmasına izin vermiyordum.Artist'i kıskanıyordum.Zaman'ın onunla olma düşüncesi beni çıldırtıyordu.Neden beni beklemeyip önce Artist'i tanıdın ki sanki....

Taksiciye Sibel'in verdiği adresi söyledim.15 dakika sonra eve gelmiştik.Ev 3.kattaydı.Keşke haber vermem için çocuğun bir numarasını isteseydim diye iç geçirdim.Ürkekçe 3.katın ziline bastım.Megafondaki ses..

"Kimo?"

"Ben Sibel'in arkadaşıyım"

Açılan apartman kapısına, tekrar kapanmaması için koştum.Valizim gerçekten ağırdı,asansör yoktu.Anlaşılan Sibel'in arkadaşı da pek centilmen değildi.Beni karşılamaya gelmemişti.Neden bunları düşündüğümü düşündüm.Çocuk bana evini açmıştı,ben ise valizimi taşımama yardım etmedi diye onu daha tanımadan yargılıyordum.Bu kadar hassas ve naif olmayı nereden öğrenmiştim.Tabi ki ailemden!İçimden keşke beni biraz daha sert yetiştirseydiler diye söylendim.Dairenin kapısına vardığımda kapının açık olduğunu gördüm.Valizimi sürükleyerek içeri girdiğimde,Sibel'in arkadaşı hala görünürde yoktu.Mutfaktan gelen seslere bakılırsa mutfakta olmalıydı..

"Merhaba..kimse yok mu?Ben Eylül"

"Mutfağa gel..."

Ayakkabılarımı çıkarıp,valizimi kapının arkasına dayadım.Yüzümü gördüğünde,hakkımda neler düşüneceğinin endişesiyle,yavaşça mutfağa girdim.

"Hey..sana nolmuş böyle,boş zamanlarında dövüş klübüne mi takılıyorsun?"

"Şey..Sibel ile konuştuğunuzu sanmıştım"

"Sibel bana eve ihtiyacı olan bir arkadaşı olduğunu söyledi,yüzünü birinin fena benzettiğinden bahsetmedi!"

"O kadar kötü mü?Kimse senin kadar açık bunu söylememişti"dedim.

Omuzlarımdan tutup,yüzüme baktı.

"Yalan söyledim,harika görünüyorsun,hangisini istersen onu seçebilirsin"dedi,bir tarftan da bardaklara çay döküyorken.

EYLÜL AYAZI#Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin