POV: Sen ve Johnny Depp

Pov: Araba dersleri

•
Bu pov'da ismin: Evelyn
Yaşın: 27
Johnny'nin yaşı: 28
•

Araba kullanmak çocukluğundan beri hayalin olan bir şey. Ama reşit olur olmaz ve olduktan birkaç yıl boyunca şartlar yüzünden kullanamıyorsun. Ama bu sene kendi mesleğini eline alalı birkaç yılı geçiyor ve şartların artık araba kullanmana izin veriyor.

İstediğin model arabanı alıyorsun. Ama tek bir sorunun kalıyor.
Sürmek.

Sevgilin sana öğretebileceğini söylüyor ve bu yüzden de kursa falan para vermen de gerekmiyor.

Trafiğe kapalı bir yol buluyorsunuz. Yol ilk önce çakıl taşlarıyla dolu başlıyor daha sonra asfalta benzeyen bir zemine dönüşüyor.

Araba park halinde çakıl taşlarının üstünde duruyorken taşların üstüne oturmuş sigarasını içen sevgiline bakıyorsun. (Medya)

Sen: Başlamıyor muyuz?

Johnny: Sen ne zaman istersen başlarız güzelim.

Onun sana her güzelim demesi kalbinde anlam veremediğin hislere yol açıyor. Söyleme tarzı, ses tonu, sana bakışları...

Sen: O zaman başlayalım artık.

Sigarasını taşlara bastırıp söndürüyor ve ayağa kalkıyor. Sana bakarak konuşurken aynı zamanda da arabaya yürüyor.

Johnny: Bu konuda düşündüğümden daha isteklisin. Bu güzel bir şey.

Sen: Sen ne sandın?

İkiniz de bunları söylerken yaramaz bir çocuk gibi sırıtıyorsunuz. Johnny yanına geliyor ve aranızda sadece tek nefeslik mesafe bırakıyor.

Johnny: O zaman kızımıza biraz araba sürmeyi öğretelim.

Birkaç saniye için o mesafeyi kapatıp dudaklarınızı birleştirdikten sonra sen arabanın şöför koltuğuna, o ise ön yolcu koltuğuna geçiyor.

Johnny sana arabayı nasıl çalıştırman gerektiğini anlatıyor. Gayet iyi gidiyorsun.

Johnny: Gözünü yoldan ayırma Evelyn.

Sen: Böyle dümdüz gidecek miyiz?

Johnny: Başka ne yapmak istiyorsun ki?

Sen: Bilmiyorum sadece...

Johnny: İlk gün için böyle yapalım. Sonra daha trafiğe çıkacağız.

Ona kilitleniyor gözlerin. Yüzünse hayran hayran bakıyor ona. O da sana karşı öyle bakarken birden onun sesiyle irkiliyorsun.

Johnny: Evelyn dikkat et!

Hemen önüne dönüyorsun ve ona bakmakla meşgulken arabanın yana kaydığını ve birazdan bir ağaca çarpacağınızı görüyorsun.

Basabildiğin kadar ani ve sert şekilde frene basıyorsun. Bu işe yarıyor.

Johnny: Evelyn. Tanrım iyi misin?

Sen: Evet...

Johnny: Sana gözünü yoldan ayırma dedim değil mi?!

Sen: Ben... özür dilerim.

Johnny: Özür dileme. Ne kadar iyi olduğunu biliyorum. Hadi tekrar deneyelim.

Elini yanağına götürerek konuşuyor. Daha sonra sürmeye devam ediyorsun ve sonunda asfalt yola çıkabiliyorsunuz.

Sen: Burası daha rahatmış.

Johnny: Biraz hız yapmak ister misin?

Sen: Az önce ağaca çarpıyorduk hatırlatırım Johnny.

Johnny: Bu sefer daha dikkatli olacaksın. Tabii korkmuyorsan..

Sen: Ben mi korkacağım?

Ona sözlerini yedirirmişçesine gaza yükleniyorsun.

Johnny: T-tatlım biraz hızlı mı-

Daha fazla hızlanıyorsun.

Sen: Biri korkak mı demişti?

Johnny: Tamam tamam özür dilerim. Ama çok hızlı gidiyorsun Evelyn yavaşla.

Göz deviriyorsun ve gaza basılı olan ayağını frene yerleştiriyorsun.

Yaklaşık 1 saat daha çalıştıktan sonra bugünlük yeter diye düşünüp son veriyorsunuz.

Sen: Söyle bakalım, nasıldım?

Johnny: Harikaydın sevgilim.

Koltuklarınızdan biraz eğilip birbirinize yaklaşıyorsunuz ve dudaklarınız yine birleşiyor.

Daha sonra yerlerinizi değiştiriyorsunuz ve Johnny senin evine doğru sürmeye başlıyor.