Bölüm 2

23 3 3
                                    

Gördüğüm manzara karşısında sendeleyerek geriye doğru yürümeye başladım.

Psikopat garsonun manasız bir şekilde dudaklarından kan akıyordu sanki öldürdüğü kadının kadını içmişçesine.

Bana baktığı gibi gözleri kocaman açılan garson koşarak bana doğru gelmeye başladı. Hızla tuvaletten çıkarak çığlık atmaya başladım.

Tuvaletten çıkan garsonu sanki içerdekiler görmezden geliyor gibiydi ya da onu görmüyor gidiydiler.

Çığlık attığım için doğrudam herkes bana bakıyordu ben ise insanların neden mal gibi bakıpta kaçmadığına bir anlam vermeye çalışıyordum.

-Ne duruyorsunuz bu adam katil bir kadını öldürdü!

-Ela ne adamından bahsediyorsun?

-Şu garsondan bahsediyorum.

-Burada garson falan yok?

-Kör müsün burada iş-

Ama tuvaletin kapısına baktığım da ne bir adam nede bir başkası vardı.
Hızla arkamı döndüm ama yine kimse yoktu.

Herkes nereye gitmişti? Herkes bir anda nasıl yok olmuştu? O anda Aslı'nın sesini duydum.

-Sessiz ol!

Tam o anda Aslı hızla beni kollarımdan sıkıca tuttu ve karşıdan koşarak o manyak garsonun geldiğini gördüm.

Ne hareket edebiliyordum ne de çığlık atabiliyordum.

O sırada soğuk sivri metalin karnımı deşerken en yakın arkadaşımın beni ölüme atmasını görmek acı veriyordu.

Gözümden bir damla yaşın aktığını hissettiğimde artık kendimin güçten düşmüş bir şekilde yerde yatarken buldum.

{<3 gün sonra}

Uyanmıştım. Başım çatlıyordu. En son ne olduğunu hatırladığımda korkudan titredim ve etrafıma bakındım.

Hastane odasında yatıyordum. Ve üzerimde bir çarşaf vardı.Bu. BU ÇARŞAF DEĞİLDİ!

Üzerimdeki şeyi açmaya çalıştığımda bunun ölen insanların morgda içine konulduğu poşetimsi şeydi.

İçinde çırpınırken pat diye üstünde durduğum sedyeden aşağı düştüm. Bu sayede poşet açılmıştı.

Düşmemle beraber derin bir acıda beraberin de gelmişti.

-Ayy, Allah'ım sen yardım et ne oluyor böyle?

-Ben anlatayım ne olduğunu.

O sırada arkamda başı öne eğik sakallı bir adamın olduğunu farkettim ve bir anda korkudan yerimde zıpladım.

-S siz kimsiniz?

-Kısaca size baştan başlayarak herşeyi anlatacağım ama ondan önce oturmanızı tavsiye ederim.

-Nasıl yani?

-Kısaca şöyle, öldünüz.

Bu cümleyi duymamla başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Kısaca şöyle öldünüz" bu nasıl bir kabustu böyle?!

-Her insan bilir ki ölümün aşamaları vardır. Ve bu ölümün ilk aşamasında her iyi ve ya kötü bir canlı farketmezsizin bir şans verilir. Bu şansda şuan size de sunulduğu gibi ölümünden sorumlu kişiyi bulmak ve ölüler diyarında onun için cehennemi yaşatmak için hem bizim işimizi kolaylaştırmak hem adaletinizi sağlamanıza izin verecek bir kural.

-Beyfendi iyi misiniz? Dediklerinize siz inanıyor musunuz ki ben inanayım?
Herkesin inancı farklıdır tamam ama gelip de öldünüz demeniz falan olmuyor!

-Sizce şakamı yapıyorum ben. Burada ciddi birşey anlatıyorum siz insanlar yokmu!

-Aynen kardeşim ben aslında yokum sende meleksin falan.

-Aynen.

-Ya deli misin nesin? Git işine kardeşim. Allah'ın delisi bir beni buluyor.

-Arkanızı dönmenize ne dersiniz?

-He döndüm. Nee?!

Arkamı dönünce sedyede yatan ölü bedenimi gördüm. Bu nasıl bir lanetti böyle. Nasıl olmuştu bu.

Ben gerçekten ölmüşmüydüm. Hayır, hayır. Bu olamazdı. Benim hayallerim vardı bir hedefim.

Ya gerçekten öldüysem şuan nasıl buradaydım. Rüya mı görüyordum anlamadım. Halisünasyon? Belki içki fazla kafa yapmıştı. Belkide şuanda aslında hastane odasında bile değildim.

Tam şu olasılıklar kafamı kurcalarken adam arkasını dönerek konuşmaya başladı.

-Ruhlar alemine hoşgeldin.

Ölü Dedektif(Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin