Ölü Dedektif(Yarı Texting)

3.Bölüm

-Wtf! 

-Sen Türk değil misin? 

-Ne alakası var şaşırdık Allah Allah!! 

-Bakın ölü hanım size her şeyi baştan anlatıyorum ama lütfen düzgünce dinleyin. 

-Manken mi bu? 

Bunu sorarken bir yandan sedyede yatan bedenime dokunarak bir umut onun bir manken olabileceğini umuyordum ama ne yazık ki yumuşacık deriyi sıktığımda kolumun acısı ağızımdan çıkan küçük bir çığlığa neden oldu. 

-Hayır ya!Bak ben ölmek istemiyorum. Ben yaşamak istiyorum. Küçükken mutlu bir yaşamım olmadı en azından büyüdüğümde olması için küçükken dualar ettim ben anlıyor musun? En azından şimdi mutlu olsaydım? Niye bu kadar bencilsiniz kendi mutluluğunuz için neden beni satıyorsunuz? 

-Lütfen ağlama. Bak elimden gelse seni tekrar hayata döndürmek isterim ama olmuyor. 

-Sorun değil alışkınım üzülmeye. Ama hiç ölümü böyle hayal etmemiştim. Sırat köprüsü vesayre nerede? 

-Ela sen bir melek ve şeytanın çocuğusun ve cezasına katlanmak zorunda olan da sensin. 

-Nasıl olabilir ben neyim o zaman sen nesin? Biz ne yaşıyoruz? 

-Kısaca sen bir meleksin ama melez olanların olduğu bir melek türü. Bu melez canlılar sadece güçlerini öbür hayata geçtiklerinde tadabilirler. Ve bu güç ve daha çok sorumluluk diyelim dedektiflik. 

Gözyaşlarımı süzülen yanaklarımdan temizledikten sonra bu değişik varlığı dinlemeye devam ettim. 

-Nasıl yani diye sorabilirsin. Yani bir nevi katilleri arayacaksın bu Dünya'da. 

-Peki annem ve babamı görebilir miyim? 

-Onlar maalesef cezalandırıldılar. 

-Peki mezarları nerede? 

-Bizde mezar denilen bir şey yok bunu ilk defa senden duyuyorum. Mezar ne demek? 

-Yani ölen insanların içine konulduğu yer. 

-Ne orası bir dünya ne de insanlar, bilmem anlatabildim mi? 

-Pekala o zaman ben ne yapacağım? Dediğim gibi katilleri arayacaksın. Ama öncelikle kendi katilini aramakla başlamalısın. Eğer katilini bulamazsan... 

-Bulamazsam ne olur? 

-Artık ne dünya üzerinde ruhun kalır ne de öbür dünya da. 

-Ama nasıl bulacağım. Bana yardım edecek misin? 

-Ben değil ama onlar edecek.