🦋7

6.5K 638 117
                                    

"Taehyung aşkım ve Jungkook siz diğer kenara,Namjoon ve Jin da en soldaki sandalyelere."
"Ben Jungkook ile oturabilirdim."
Jimin'in arkadaşını düşünürek konuşması Yoongi için yanlış anlaşılırken,Jungkook sorun yok dercesine başını salladı.

"Geç dedim sana,sütlaç vermem."
"Hemen,komutanım."
Gösterdiği yere anında yerleşirken Hoseok sıkıntılı bir iç çekti.
"Ben nereye oturacağım."
"Oyy annem,benim yanıma elbette."

******

Jungkook yerinde rahatsızca kıpırdanıp dururken,yanında sırtını sandalyeye yaslamış bir şekilde oturan Taehyung'un bakışlarını hissetmemesi imkansızdı.
"İstediğiniz bir şey var mı bakalım?"
"Hayır,noona."
"Hayır."

Herkesten olumsuz mırıltılar çıkarken,kadının gözleri yemeğine neredeyse dokunmamış Jungkook ve arada Jungkook'a kayan bakışlarına, rağmen yemeğini yiyen Taehyung'a döndü.
"Taehyung,oğlum Jungkook'un tabağını doldurur musun,kendisinin yapacağı yok?"
"Ben yaparım."

Reddettiğini söylese bile,Taehyung önünden tabağını almış ve bulduğu her şeyi içerisine doldurmaya başlamıştı.
"Yeter mi?"
Neredeyse tamamen dolu olan tabağa bakarken,gerginlikle tırnaklarını eline batırdı.Herkesin bakışları ondaydı ve bunu sevmemişti.

"Biraz fazla aslında ama sana zahmet olmasın.Ben yiyemediklerimi tabağımın kenarına koyarım pislenmez."
Konuştuğu çocuğun kendisini sevmediğine olan inancından dolayı daha da nefret etmesini istemezken,yaptıklarını uzun uzun açıklama gereği duydu.

"Çok fazla koymadım zaten,gene de tabağıma bırakabilirsin."
Çocuktan aldığı ilk düzgün cünleyle birlikte,çok da kaba olmadığını anlasa da bunu kalabalık ortama vermek istedi.
"Ah ben uğraştırmayayım."
"Tabandakileri koyacaksın,nasıl bir uğraş gösterebilirim?"

Karşısındaki kişinin kibarlığından dolayı ne diyeceğini bilmezcesine sorduğu soruyu,Jungkook biraz kendine göre yorumlamıştı.Daha fazla konuşup kendini utandırmak istemeyerek tabağına dönerken,Taehyung'un gözleri hala güzelliği ve kibarlığı yüzüne vurmuş olan çocuktaydı.Kim olsa bakmak ister diye düşündü.

"Ee,dersler nasıl çocuklar?"
Kadının ortamdaki gerginliği dağıtmak amaçlı sorduğu soruyla birlikte Namjoon ve Jin'in bakışları birbirine değdi.Son zamanlarda birlikte ders çalışma adı altında epey zaman geçiriyorlardı ve bunun farkında bile değiller.
"Namjoon zirveyi kaptırmıyor nasıl olsun?"

Hoseok'un burnunu kıvırarak söylenmesi,Namjoon'u utandırırken elini ensesine atıp sıkıntıyla konuştu.
"Aslında Seokjin beni epey zorluyor,bu son sınavlarda zirveyi kaptıracağım gibi görünüyor.Tam bir bomba."
Aldığı iltifattan sonra büyüyen gözleriyle çocuğa bakarken yutkunarak ellerine döndü.Birisi tarafından takdir edilmek hoşuna gitmişti.

"Öyledir Seokjin,her işte en iyi olmaya çalışır ve başarır."
Noonasının konuşmasıyla,bir gülümseme vermiş sonrasında utandığı anlaşılmasın diye odağını yemeğine verdi.

Sadece kendisine yardım ettiğini düşünüyordu,neden yardım ettiği tam bir muamma olsa da okul birincisi olan bu çocuğun kendisine verdiği ilgi oldukça hoşuna gitmeye başlamıştı.

"Jungkook,sen alıştın mı okuluna?"
Masadaki bakışların odağı tekrar beyaz tenli çocuk olurken,bundan rahatsızlık duyduğu için ayaklarını salladığını,yanındaki beden dışında kimse fark etmemişti.

Taehyung çocuğu ilk defa bugün görmesine rağmen şimdiden epeyce utangaç biri olduğunu anlamıştı bile.

"İyi,iyiydi noona."
Gözleri bir anlık Taehyung'a kaysa da çocuk fark etmeden yemeğine geri döndü.Acaba şu an yanında oturması ona bir rahatsızlık veriyor muydu?
"Yurt dışındaki arkadaşlarını özlemesen bari. "

Kadının kendisini düşündüğünü bilse de hiç arkadaşım yoktu demek dilinin ucunu geçememişti.

"Üstesinden gelebilirim."
"Neredeydin,yani nereden geldin peki?"
Yoongi'nin ilgili sesiyle yavaşça çatalını bırakarak yerinde kıpırdandı.Cümlelerini toparlamak için zamana ihtiyacı vardı.
"Amerika'da yaşadım babamla bir süre."
Yoongi başını anlayışla sallarken gözlerinde ki soru işaretleriyle iç çekmek istedi.

"Peki neden geldin?"
Aldığı soruyla birlikte yutkunurken,neden geldiğini kimseye söyleyemeyeceğini biliyordu.Yani en azından gerçekten neden geldiğini.

"Annemle kalmak istedim,hem de arkadaşlarımı epey özledim."
"Önceden tanışıyorsunuz yani?"
Sohbete Namjoon da girerken,Jungkook'un gözleri Jimin'i buldu.

Çocuk kendisine göz kırpıp sorun olmadığını belirtircesine güldüğünde derin bir nefes aldı ama Jimin sohbeti ele almak için ondan önce davrandı.
"Evet biz çocukluk arkadaşıyız,diğerleri ile de ortaokulda tanıştık."
Yoongi konuşan sarı çocuğa her ne kadar bakmak istese de döndüğünde,yüzündeki tatlı tebessümle karşılaşarak yutkundu.

Nasıl önüne döneceğini bilmiyordu.

"İyi misin,hep bacağını sallıyorsun?"
Taehyung dayanamayarak,kısık sesiyle çocuğa dönerken.Jungkook da sesini ayarlayarak utançla mırıldandı.
"Afedersin,farkında değildim.Rahatsız etmek istememiştim."
"Rahatsız ettiğini söylemedim sadece bir şey mi olduğunu öğrenmek istedim."

Anlayışlı ve duru sesi,Jungkook'a iyi gelirken neden sabahın aksine böyle davrandığını anlamıyordu.Hem uzun uzun rahatsız olur gibi de bakmıyordu kendisine sanki.

"Sorun yok,sorduğun için teşekkürler."
Taehyung şaşkın şaşkın önüne dönerken,çocuğun biraz fazla ayrıntıları düşündüğünü ve çekingen olduğunu fark etti.
"Anne ya sen bir fotoğraf göstercektin Jimin'e."

Hoseok,biraz eğlenmek için bildiği gerçeği kullanmak isterken,Jimin utançla başını eğdi.Yoongi'ye rezil olmak istemiyordu ki,bugün yıllardır gördüğü Jimin'in bir sürü rezilliğini de görmüştü.

"Gösterdim oğlum ben,sen hiç merak etme."
Bakışlarını Yoongi ve Jimin de gezdirirken sırıtarak yemeğine döndü bu ikili onun baş yapıtı olacaktı.

***

Biten yemeğin ardından,herkes koltuklara geçerken Jungkook bunun ayıp olduğunu ve kadının kendilerini davet etmesinden pişmanlık duymaması için kalarak,sofrayı toplamaya başlamıştı.

Üst üste koyduğu tabaklarla birlikte mutfağa giderken,elindekileri düşürüp rezil olmaktan ölesiye korkuyordu.
"Almamı ister misin? Düşürecek gibi görünüyorsun."
"Şey,yok ben taşırım uğraşma sen."
Taehyung'un düz ifadesine karşın,düşünceli sesine titreyen elleriyle yanıt vermemek için tabağı sıkıca kavradı.

"Ver işte,taşıyamıyorsun belli ki."
Dudaklarını büzerek çocuğa tabağı uzatırken kötü hisdetmişti.Neden taşıyamayacağını düşünmüştü ki?
"Taşıyamayacağını düşündüğüm için değil,sadece zorlandığını düşündüm."

Uzatılan tabağı Jungkook'un elinden alırken,birbirine değen elleriyle hızlıca geri çekildiler.
"Hıhı,tamam."
Masaya tekrar ilerleyip daha hafif şeyler alırken kızaran yanaklarına vurdu.

Çocuğun kendinden nefret etmesi düşüncesi,oldukça korkutuyordu.

"Hmm,ne konuşuyordunuz Taehyung oğlumla."
Masadaki tabaklarla uğraşıyor gibi görünen kadına yutkunarak dönerken,gözlerini kırpıştırdı.Artık eve gitmek istiyordu.
"Tabakları vermemi istedi."

Jungkook'un yakınındaki tabağa uzanma bahanesiyle yaklaşırken,kalçasını hafifçe çocuğunkine çarptı.
"Bugün tabak veren yarın."
Kıkırdayarak geri çekilirken,ortamdaki tek ses Jungkook'un elindeki birkaç tabağın yere çakılma sesi olmuştu.

İiiiii okuyan var mı bakim

Nasılsınız okul nasıl

lovebus| Taekook √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin