+Nereye gidiyoruz ya?
-Dur Esin,biraz daha fondoten süreyim.Hale aynayı versene.
Hale binbir zorlukla çantasımdan küçük bir ayna çıkardı.
+Offff.
-Dur gözüne kaçmasın.
Taksinin içinde sıkış tıkış oturmuşken Melis elinde fondoten fırçasıyla elmacık kemiklerime doğru yaklaştı ve fake yaparak sertçe bastırdı.
+Off ne yapıyorsun Melis!Yavaş olsana!
-Tamam tamam yanlışlıkla oldu.
Önde Sevinç ve genç taksi şoförü öyle bir sohbete dalmışlardı ki,bizim varlığımızı bile unutmuşlardı.Sonunda bizi fark eden şoför oldu.Ve o anda Sevinç bir bakış attı:"Oha siz de mi arabadaydınız?"
-Ablacım senin koca şiddet mi uyguluyor sana gözün mosmor.
Ne diyon sen abi ya.
+Yok küçük bir kaza geçirdim de.
-Kapı çarpmıştır kesin he?He?
+Evet.
Sevinçle şoför bakışıp gülmeye başladılar. Melis kulağıma eğilip fısıldadı:
-Bunlar bayağı kanka oldular.
+Aynen hee.
Sevinç ile şoför yeniden konularına dalınca biz de kendi dünyamıza döndük.
-Esin çok belli oluyor morluk.Kocandan dayak yemiş kadın gibi.
-Kıs kıs kıs kıssss.
+Adam gibi gül be.Zaten sinirliyim canım acıyor.
Elmacık kemiğimin üstünde elimi gezdirdiğimde hafif bir ağrı hissettim.Evet,kapıya çarpmıştım,yalan değil.Ama tamamen benim suçum.Aslında dolaylı düşünürsek Rüzgâr malının suçu ama her türlü aklım onda olduğu için dolaylı düşünmeme falan gerek kalmıyordu.
Rüzgâr bey ile Dila'nın öğütlerinden sonra kahve içmeye giderken karşılaşmıştık.Beni görünce aralıksız yüzüme bakıp birşeyler demek istedi ama göz göze geldiğimiz anda dünyam sarsıldığı için merdivenlerden sallana sallana indim.Camdan yapılmış kafe kapısına sövmemin nedeni bu.
Yüzüm cama yapıştığı gibi elmacık kemiğim sızlamaya başladı.Ve bu olay Dila'nın önünde gerçekleştiği için ayrı sinir oldum.Hiç birşey olmamış gibi içeri girip kahve alınca Dila gülmeye başladı,dayanamayıp kahveyi üstüne fırlattım.Demek isterdim ama tabiki yapamadım.Artık cidden bulaşmak istemiyorum ya,gerçekten.
-Biz inelim köşede.
Sevinç ve şoför öyle bir sohbete dalmışlardı ki bizi duymakta zorluk çektiler.
+Şoför amcaaaaaaaaaaaaaaaaaaa duuurr!
-Amca?
Adam içinden"bana amca amca amcaaaaaa dedileeeeer"diyordur kesin.
Araba durdu ve Sevinç parayı verdikten sonra bir daha görüşmek üzere söz aldılar.Bursa'daki taksiciyle bir daha nasıl görüşmeyi düşünüyor?
+Sevinç sen şaka mısın?
-Bilmiyorum belki annemle babam şaka yapmışlardır.
Arabadan inince renkli caddelerde yürümeye başladık.Bu sokaklar hiç İstanbul gibi değildi.Her yerde küçük küçük mağazalar vardı.
+Burası neresi?
-Bu sokaklar butik sokakları.Mış daha doğrusu.Nerede güzel alışveriş merkezi var diye araştırdım.Çok ünlü bir alışveriş merkezi varmış ama eminim ki bütün kızlar oradan alacak. Zaten biz de ilk kutlamada oraya gitmiştik ama bütün okul oradaydı. O yüzden bu meşhur butik sokaklarını görünce çok hoşuma gitti ve adresini aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDAN ÇOCUK
Teen Fiction"Ulaşılması imkansız bir erkek, Hasta ve sorunları bitmeyen bir kız, Ve mucizevi, ayıcıklı pijama." ••••••••••••••••••• Pamuksu kar taneleri arasında,siyah kazağı ve ela gözleriyle eminim ki muhteşem görünürdü.Belki gözlerine birkaç şanslı güneş ışı...