5-Şeker Parfümü.

769 108 6
                                    

Kalbim çarpmaya başlarken her zaman yaptığım gibi gözlerimi kaçırmak yerine bakmayı tercih ettim.O bana alaylı bir şekilde yapabiliyorsa,ben de ona aynı alaylı ifadeyle bakabilirdim.Ve ağzımı sağa sola oynattım.Onun yaptığı gibi.Ama o,-hala ismini bilmediğim çocuk-bana bakarak "belediyemiz iş başında"havasıyla belediye çukuru gamzelerini bana fırlattı.Ne olduğunu anlamıyordum, yanındaki sarışın da bana bakarak gülmeye başladı.Ve o sırada camdan yansıyan yüz ifademle karşı karşıya geldim.Özürlü gibi bir ifade takınıyorum sabahtan beri.Ve bu ifade çenemi de çok ağrıtmıştı.Normal,ifadesiz yüzüme geri döndüm ve gerçekten kırıldığımı gösteren bir bakış attım.Onun karşısında rezil oluşlarım belki aramızda bir sır olarak kalabilirdi,ama yanındaki çakma sarışına da salaklığımı ilan etmiş oldu.Belki de en başından hata bendeydi,camda onu gördüğümde umursamadan işime dönmeliydim.
Hızla camdan içeri girdim.Ama onun yüzünün bozuluşunu ve çukurların kapanışını görebildim. Şu kısa sürede üzerimde bir baskı bırakmıştı.
Üstüne üstlük geleceklerinden haberimiz dahi olmayan Yıldırım Kolejinin bir sarı çiyanının önünde de küçük düşürmüştü.Bizim o tiki kızlar hakkında kötü düşüncelerimiz ve planlı operasyonlarımız olacaktı,yemekte tüm kızlarla konuşmuştuk.Ve büyük ihtimalle Yıldırım'ın popilerinden biri olan isimsizin karşısında gerçekleşen olaydan sonra, sarının tikilere bu olayı anlatıp saatlerce gülmesi,hiç şaşılacak bir durum da değildi.Adım "Şimşek Kolejinin Mal Kızı" olarak dillerinde dolanmaya başlamıştır bile.Tamam,belki çok abartıyorum.Belki tüm duygysal olayları bir devmiş gibi görüyordum.Bu konuda zayıftım, her zaman en çok üzülen ben olurdum.Kırılan,öfkelenen,ağlayan,sinirlenen.Umursamamak bana göre değildi.
Ama bu sefer alayla gülen ben olacaktım isimsize karşı.Ve teke tek oynamalıydık,sadece ikimiz.

İntikam soğuk içilen bir latte macchiato'dur diyerek kendime bir bardak buzlu kahve aldım.Bu iyi gelmişti.Melis de odada yoktu.Telefonumdan "Shake It Off"u açtım ve odada kendi kendime şarkı söyleyerek dans etmeye başladım.Bu her zaman bana iyi geliyordu.Dans etmekten saçım başım dağılmış bi şekilde yatağa kendimi bıraktım.Şarkı bittigi gibi kapının önünden gelen ayak seslerine dikkat kesildim.Kulağımı kapıya yaslayıp dinlemeye başladım.Çünkü bu ses tanıdıktı.Sıkkın bir şekilde birşeyler konuşuyordu ama hiçbirşey anlaşılmıyordu.Tam sesler daha da yaklaştığında burnuma gelen parfüm kokusuyla hayvanca hapsurdum.Bu şeker kokan bir parfümdü ve bir damlası bile alerjimi tetikliyordu.Yoksa bu..gerçekten sapık mi? Bu koku kapının ardına kadar bu kadar yoğun geliyorsa-ya da ben öyle hissediyorsam-kim bilir yanındaki isimsiz sapık kokuyu nasıl alıyordur.İkinci kez hapşurduğumda ayak sesleri kesildi ve Şaşkın Esin,kendine doğru gelen ayak seslerini farketmedi tabii.Kulağım kapıya dayalı,bir elimde peçete ve diğer elimde emektar mikrofonum,tarağım.Ve saçı başı dağınık bir kız.Ben şaşkın şaşkın bakarken kapı açıldı ve ben öylece kalakaldım.Başbaşa olacaktı dimi?ama bu tiple değil.Ve arka fondaki şeker parfümüyle.

---------------------------------

Umarım bu bölümü begenmissinizdir.Lütfen,Desteklerinizi bekliyorum.Ve yorum yapın ki yanlışlarımı ve doğrularımı görüp öyle yazabileyim.Gerçekten,beğeneceğinizi umuyorum,voteleri ihmal etmeyin lütfen:-)

KARDAN ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin