BAKICI - sookai

kulak çınlatan tava darbesi

İyi okumalar...

{•••♧•••}

Elindeki tavayı karşısındaki bedene doğru tehditkar bir şekilde tutmaya devam ediyordu. Tavayı kafasına geçirdiğinde küt diye bir ses çıkmıştı. Eli biraz ağırdı yalan yok. Ama bu hırsıza az bile yapmıştı.

"Ne yapıyorsun sen?!"

Hırsız bir anda Kai'ye kızmaya başladı.
"Şuna bak! Hem suçlu hem güçlü. Asıl sen ne yapıyorsun burada!?"

Elindeki tavanın sapını daha sert kavradı. Hırsız her an harekete geçebilirdi sonuçta.
"Ne demek burada ne yapıyorum? Evim be burası!"

"Evin mi?"
Kafası karışmıştı.

Hırsız ile konuşurken fazla ses çıkarmış olmalıydı ki arkasından Sangchu'nun sesini duydu.
"Kai abi?"

"Şimdi olmaz Sangchu odana git lütfen."

"Sangchu?"
Hırsıza baktı. Hırsız Sangchu'ya bakıyordu. Cidden bu evden biri olabilir miydi..? Bu düşünce Kai'nin gerilmesine sebep olmuştu. İşi batırmamış olmayı diledi. Sangchu ona seslenen kişiye baktığında yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. Koşarak hırsıza(?) sarıldı.
"Abi!"

"Abi...mi?"
Kai yutkundu. Cidden batırmıştı. Elindeki tavayı sehpaya koyup ikiliye baktı. Hırsız, hayır Sangchu'nun abisi Sangchu'ya sarıldı.
"Merhaba ahbap. Nasıl gidiyor?"

"Çooook iyi gidiyor. Seni o kadar çok özledim ki Soobin-ah.~"

Abisi güldü. Kardeşinin ona böyle seslenmesinin hoşuna gittiği her halinden belliydi.

"Ben de Sangchu. Ben de sizleri özledim ama saat çok geç. Geri uyu sen, sabah bol bol konuşuruz. Tamam mı?"

Sangchu her ne kadar istemese de kabul etti.
"Kai abi beni sen götürür müsün?"
Kai Sangchu'nun sesiyle düşüncelerinden sıyrılıp gerçek dünyaya geri döndü. Tedirgin bir şekilde başını salladı.
"Tabii."

Kai Sangchu'yu alıp odasına götürdü. Onu uyutup odasından çıktı. Koridorda giderken Soobin'in başını tutarak oturduğunu gördü. Mutfağa gidip buzluktan buz aldı. En azından şişmesini önlerdi. Salona gelip başı öne eğik bir şekilde buzu uzattı.
"Şey, ben çok özür dilerim. Gerçekten sizin burada yaşadığınızı bilmiyordum."

Soobin bir Kai'ye bir de elinde tuttuğu buza baktı.
"Gerek yok buza."

"Ama şişer?"

"Gerek yok dedim."

Kai kaşlarını çattı. İyilik yapmaya çalışıyordu ama bu adam işleri zorlaştırıyordu. Soobin'in elini başından yavaşça itip buzu oraya koydu.
"Şişmemesi lazım."

Soobin bir süre tanımadığı yüze baktı.
"Sen kimsin?"
Kai ona sorulan soruya cevap verdi.
"Şey, ben Kai. Sangchu'ya bakıcılık yapmak için gelmiştim buraya."

Soobin gözlerini devirdi.
"Bakıcıya bak. Ev sahibine tavayla saldırıyor."

Kai suratını astı.
"Özrümü diledim. Sizi bilmiyordum bile. Ne yapabilirim?"

Daha sonra yeni fark ettiği bir gerçekle kaşlarını kaldırdı.
"Hem madem ev sahibisin ne diye balkondan giriyorsun eve?"

Soobin Kai'ye baktı. Haklılık payı yok denemezdi. Ama bunu kabullenmek istemiyordu. Buzu kendi eliyle başının başka bir tarafına koydu. Her tarafı sızlıyordu.
"Kapı kilitliydi. Yedek anahtarlar da her zamanki yerlerinde yoktu. Eve sürpriz yapıp girecektim. Uzun zamandır eve gelmiyordum."