Sarışın Mafya #ilmelistan

*-*9.Bölüm:Gerçekler*-*

Karanlık...

Çok göreceli bir kavramdır aslında. Kimine göre sadece bir korkudur, kimineyse sadece bir terim ama asıl gerçek olan yoldur. Karanlık iki yönlü bir yoldur. Karanlığı yol olarak gòren herkes ya ruhunu karanlığa satmamak için uğraşır ya da kendi elleriyle tüm hatalarını karanlıkta görünmez yapmak için ruhunu satar. Birde bu yolların, yolcuları vardır. Dört tür yolcu vardır. Karanlığı seçenler, karanlığa itilenler, beyazı seçenler ve kararsız bir şekilde yolun ortasında iki tarafıda seçemeyip, bir oraya bir buraya çalkalanmakla meşgul olanlar.

Mafyalardan da bazıları karanlığı yol olarak görür. Çoğunluk iki guruba ayrılır. Siyaha itilen ve siyahı seçenler olarak ayrıldıkları guruplarda hepsinin ortak bir amacı vardır. İntikam...

Zaten ya intikam için siyahı seçerler ya da siyaha itildikleri için intikam isterler. Bu karanlık tabloda herkes bir amaç için çalışır. Tek bir sorun vardır, taraf seçmeleri gerekir! Bu sağ mı, sol mu, gibi bir şeydir. Aynı, Derin' den sonra bu ikilemde kalan mafyalar gibi.

İntikam...

Her biri eşi benzeri olmayan bu hazzı tatmak için can atarken, bu hazzı hangi tarfta tatmaları gerektiğini düşünüyordu. Ural' ı kardeşi gibi görenlerin çoğu zaten kafalarında hiç düşünmeden, zararları umursamadan, karanlık yoldaki yolculuklarını tamamlayacakları tarafı seçmişlerdi.

Tabi Ural' ın başarılarını, saygınlığını, koltuğunu kıskanan bir çok mafya vardı ve bu koltuğu bir kıza bırakmak istemedikleri için Aslitürk' ün yanında olmaya karar vermişlerdi. Yavaş yavaş ringin etrafı boşalırken çoktan ringin çevresindeki gençler heryere haber salmıştı. Yeraltı manşetlerinde bu gün " Sarışın Mafya, Ateş Koltuğuna Oturdu " , " Mafyalar Arası Savaşı Başlatan Sarışın Mafya' Nın Planı Ne" ya da " Ural Ateş' in kızı Mafya " ve

" Asiltürk, Ural Ateş' i Òldürdü, Sarışın Mafya İntikam Peşine Düştü " manşetleriyle sallanıyordu.

Derin' se istediğini elde etmiş gibiydi. Belki babasının öğüdünü dinlememiş ve herkese onun kızı olduğunu söylemiş, mafyalar arası bir savaş başlatmıştı ama içi rahattı zira onlar sadece babasına değil ona zarar gelmesini önleyeceğine söz verdiği Berat' a da zarar vermişlerdi. Eve girdiğinde minik Umut Berk' in annesinin sesleri üst kattaki odadan geliyordu. Minik zaten babasından bıktığı ve Derin' den zarar gelmeyeceğini anladığı için burada tutması zor olmamıştı ama annesi geldiğinden beri minik yavrusuna zarar verileceği korkusuyla sürekli yavrusuyla kaçma çabalarındaydı. Derin, bir nefes alıp yukarı onlara ayırdığı odaya gitti.

Miniğin annesi kapıya vuruyordu. Kapıdaki korumalara kapıyı açmaları için bir işaret verdi ve kapı açılınca içeri girdi. Zaten Melike hanımda kilit sesini duyunca gerilemişti. İçeri giren sarı saçları dağılmış kızla bir an afalladı. Bu kızı hatırlıyordu. Bu kızın kendini ve oğlunu kaçıracak kadar kötü biri olduğuna inanamamış bir vaziyette;

- Bizden ne istiyorsun. dedi. Bu üç kelimeyi birleştirmeye çalışırken, sesi titremiş, korkuyla kısılmıştı, nefesi çaresizlik, korku kokuyor, gözleri ara ara oğluna kayarak sahiplenircesine bir bakış atıp

Derin' e dönüyordu. Derin, ufak bir gülümseme eşliğinde;

- Merak etmeyin! Size zarar vermeyeceğim sadece eşinizden intikam istiyorum. Eşinizin benim yaşadığım acıyı yaşamasını ve en sonunda bu acılara katlanamayarak intihar etmesini istiyorum. dedi. Melike hanım bir adım gerileyerek bu tüyler ürpertici bir soğukluğa sahip kıza bakıp;

- O... Eşim ne yaptı? diye sordu kadın. Derin, yamuk bir gülümseme eşliğinde;

- Hayatımı, umutlarımı, kalbimi öldürdü. Babamı öldürdü. Değersiz bir şeymiş gibi. Tek kurşunla... dedi. Sesindeki alay tınısı ve gözlerindeki hüzün, acı, özlem birbirlerine o kadar tezatdı ki! Oysa Derin, kendi kendine dalga geçmişti. Acınası bir durumda olduğunu düşünüyordu. Melike hanım, utanç ve öfkeyle başını yere eğdi. Eşi bunu nasıl yapabilmişti. Melike hanım da farkındaydı eşinin aşşağılık bir herif olduğunu ama bir babayı öldürmesine geç birini öldürmesi fazlaydı. Gerçi onu da yanında tehtidlerle tutmuyor muydu? Bu konuyu kapatmak istercesine birden;