Keyifli okumalar...
----
"Güzel senaryo uydurmuşsun aferin!" dedim içimdeki hoşnutsuzluğu gizlemeyerek.
"Senaryo uydurmak senin işin aşağılık herif! Senin saçma sapan planların yüzünden yaşadıklarımıza bak," diye cevap verdi Ramo. Haksız da sayılmazdı.
Oyun içinde o kadar çok oyun kuruyordum ki bazen ne düşündüğüme ben bile yetişemiyordum.
"Saçma sapan öyle mi?" dedim ayağa kalkarak. "Kızımı kaçırdınız. Bundan daha büyük saçmalık var mı Ramo?"
Ramo koltukta bacak bacak üstüne atmış gerginlikle nefes alıyordu. Öfkeli gözleri beni bulduğunda "Lan biz oraya gitmeseydik Cihangir alacaktı kızını demedim mi ben sana? Canını kurtardık biz senin kızının, ne kaçırması?" dedi.
Başımı iki yana salladım. "Tamam, canını kurtardınız bir şey demiyorum ama ya sonra? Vermeye pek de niyetli değildiniz. Kaldı ki Fidan kaçırmanız için vermişti adresi. Sizin Melis'i kurtarmanız tesadüf eseri oldu demek daha doğru değil mi şu durumda?" deyip pencerenin önüne geçtim.
Ellerimi cebime koyup gecenin karanlığını aydınlatan şehrin ışıklarını izlemeye başladım. Şehirde akıp giden düzenli ve normal hayatı kıskanacağım aklıma gelmezdi.
Tek derdi trafikten kurtulup evine gitmek isteyen biri şu anda hayattan nefret ediyor olabilirdi ama bence paha biçilemez bir hayat yaşıyordu.
"Senin bana yaptığının hesabını başımızdaki belalardan kurtulunca soracağım, sakın unuttum sanma. Halamın gözü önünde şov yaptın şerefsiz! Onun gözünden akan her damla yaş için kafana bir mermi yiyeceksin haberin olsun," dedi Ramo.
Dediğini yapardı, sonuçta kimin yeğeniydi ama ben de kimi nasıl koruyacağımı şaşırmıştım.
Cihangir'in evini bastığımız gün Metin'in ekibine haber vermeden diğer adamlarla irtibata geçmiş ve bayıltıcı silahla gelmelerini söylemiştim.
Ardından baygın haldeki Ramo'yu alıp bizim limandaki depolardan birine götürmüşlerdi ve orada Melis'in nerede olduğunu öğrenene kadar uzun bir konuşma geçmişti aralarında.
İşin içine Fidan ve onun üzülmemesi girince ne ben istediğimi yapabiliyordum ne de Ramo.
Melis'in yerini söylemiş ve karşılığında halasının daha fazla üzülmemesi sözünü almıştı. Tabii Metin ve adamlarına da bir senaryo uydurmamız gerekiyordu.
Ramo'yu alan ekibe Melis'in kaçırılma ve kurtarılma senaryosunu ayarlamalarını söylemiştim.
Metin'in telefonunu kullanan Fidan yüzünden kimseye güvenemiyordum. Metin bile ne kadar az şey bilse o kadar iyiydi ama işin içine Metin'in yarım aklı ve o aklıyla Mahir'i işe bulaştırması girince iş iyice kördüğüm haline gelmişti.
Tabii bir de Fidan'ın ona masum masum Metin amcasının aldığı çikolataları anlatan Melis'e bana da getirebilir misin? Canım çekti ama demesi ve Melis'in odadan çıkmasıyla Mahir'e video yollaması detayı vardı.
Yolda Fidan'ın bunu neden yapığını anlamak için her türlü kozu kullanıp biraz da endişelenmesini istemiştim. Ama o gerçekten akıllıydı, neyin blöf neyin gerçek olduğunu artık çok iyi ayırt ediyordu.
Yol boyunca sakinliğini asla kaybetmemişti. Bu sakinlik bana benim bile bilmediğim çok şeyin olduğunu anlatıyordu.
Bir ara Kaya Ailesinin evini gözetlesinler diye gönderdiğim ekipten haber gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Fanfiction"Düştüğüm karanlıktan kurtulmak için bir ateş yakmam gerekiyordu, yaktım, karanlıktan kurtulmak isterken küllerin içine düştüm. Sevdiğim kadının küllerinin."