Tanışma

386 16 12
                                    

      Hoseok ile Yoongi sonunda dersten çıkmıştı.Akşama kadar süren dersler onları hem bunaltmış hem de yormuştu.Öyle ki Yoongi yurda giderken yarı uyukluyor,yarı yürüyordu.Bu durumda ise Hoseok onu koluyla hafifçe iterek uyandırmak zorunda kalıyordu.Çünkü: Hoseok'un koluna giren Yoongi yürürken bütün ağırlığını Hoseok'a veriyordu.Yoongi'nin biraz uyuklaması ve Hoseok'un akşam ki partiyi anlatma çabalarından sonra sonunda Yurda varmışlardı.
Hoseok:
-Ee ne diyorsun?
Yoongi sırtındaki çantayı yatağına fırlatarak:
-Neye?
Hoseok:
-Ya ben sabahtan beri boşa mı konuşuyorum?Akşam ki partiye gidiyor muyuz?
Yoongi:
-Benim ne işim var partide?Sen git işte.
Hoseok:
-Bana gelmemek için tek bir geçerli sebep sun Yoongi.
Yoongi üstünü çıkarmaya başlayarak:
-Üç tane söyleyeyim.Bir giyecek kıyafetim yok.İki dans etmem.Üç ben içmem ve oradaki herkes sarhoş olur.Uğraştırma beni Hoseok.-Yatağa girerek.-Hem uyuyacağım ben.
Hoseok:
-Bir benden uydururuz bir şeyler.İki dans etmene gerek yok oturursun orada.Üç herkes içmiyor,içmeyen bir çok insan var.Yoongi lütfen tek bırakma beni.Hem Namjoon da orada olacak.Belki bu sefer açılmak için bir şans bulurum.
Yoongi:
-Off.Peki.Şimdi biraz uyuyumama izin ver.
Hoseok Yoongi'nin yanağına sulu bir öpücük bırakarak:
-Seni seviyorum Yoongi.
Yoongi sinirle yanağını silerek:
-Hiç sevinme bence.Evet demesem başımın etini yiyecektin.Bırak da uyuyum artık.
Hoseok eliyle dudaklarına fermuar çekermiş gibi yaparak:
-Hadi uyu.
Yoongi bir kaç saat uyumuştu.Sonunda ise tatlı uykusundan birinin sarsmasıyla uyanmak zorunda kaldı:
-Ne oluyor lan?Ne güzel uçan halında mangal yakıyordum rüyamda.
Hoseok gülerek:
-Yemin ederim hayatım boyunca senin kadar yaratıcı rüyalar gören birini daha görmedim Yoongi.Partiye az kaldı.Hazırlanalım hadi.
Yoongi yataktan kalkarak:
-Off.Tamam.Her şey aşk için.Sırf o yüzden kırmıyorum seni.
Hoseok:
-Biliyorum.Namjoonla olalım bak söz ne istersen yapacağım.
Yoongi üstüne kot pantolonunu geçirirken:
-Beni sal yeter.
Hoseok:
-Kot tişört mü geliyorsun?
Yoongi beyaz tişörtü de üstüne geçirerek:
-Adam olana fazla bile.Hadi sen hazırlan, sonra Namjoon beni çirkin gördü diye başımın etini yiyeceksin.Her ne kadar her halinle güzel olsan da.
Hoseok:
-Oy yerim seni.Arkadaşını da düşünürmüş.Tamam hazırlanıyorum hemen sen de saçını yap.
Hoseok hazırlanırken Yoongi de aynada saçını eliyle düzeltti:
-Oldu mu?
Hoseok:
-Olmadı desem getçekten yapacak mısın sanki?
Yoongi:
-Tabii ki de hayır.Kim uğraşacak onunla.
Yirmi dakika sonra Hoseok da hazırdı.Üstünde siyah,boncuklarla işlenmiş,saten bir gömlek.Altında parlak deri bir pantolon vardı.Boynuna ise parlak taşlarla kaplı choker bir kolye takmıştı.Saçlarını iki yana ayırmış,bir tarafını gözünün önüne serbestçe bırakırken diğer tarafı hafifçe yukarı kaldırmıştı.Göz kamaştırıcı görünüyordu.İkisi de hırkalarını alıp ayakkabılarını da giyinerek çıktılar.
Yoongi:
-Bu gün sana Namjoon düşmezse ben de bir şey bilmiyorum.
Hoseok:
-Cidden öylemi diyorsun?
Yoongi:
-Tabii be.Dehşet görünüyorsun.
Bir süre yürüdükten sonra partinin yapıldığı eve varmışlardı.En iki katlı,kocaman bir malikaneydi.
Yoongi:
-Bu kadar zengin olsam gelip de bizim ünüversitede okumam.
Hoseok:
-Valla ben de.Neyse zili çalalım.
Yoongi zile ardı ardına üç kez bastı.Kapıyı takım elbise giyinmiş uzun boylu bir adam açtı:
-Buyrun efendim.Nasıl yardımcı olabilirim?
Hoseok:
-Minjae'nin okul arkadaşlarıyız.Parti için gelmiştik.Ben Jung Hoseok bu da Min Yoongi.
Adam elindeki defteri kontrol ederek:
-Sizin isminiz listede var efendim,Ancak bay Min'inki bulunmuyor.İzninizle gidip sorayım.
Hoseok:
-Arkadaşım partilere pek katılmaz.Ondan ismi yok sanırım.Tamam gidip sorun.
Adam kapıyı aralık bırakarak içeri girdi ve çok geçmeden geri geldi:
-Beklettiğim için özür dilerim efendim.Buyurun geçin lütfen.
Hoseok ve Yoongi kapıdan geçip içeriye girince Hoseok derin bir oh çekti:
-Ohh.Seni içeriye almayacaklar sandım.
Yoongi:
-Keşke almasalardı.Ne güzel yurda dönerdim ben de.Hem Minjae ile doğru düzgün bir kere bile konuşmuşluğum yok benim.
Hoseok:
-Saçmalama,tek başıma ne yapacaktım ben?
Onlar aralarında atışırken Minjae ve arkadaşları da kendi aralarında konuşuyordu.Üç arkadaşı üniversiteden biri ise çocukluk arkadaşıydı.Üniversiteden olanlar Yoongi'nin gelmesine şaşırmış bir şekilde sohbet ederken Taehyung ise yalnızca etrafı izliyor ve şampanyasını yudumluyordu.Bir kaç dakika sonra dikkatini sıradan giyimli,dağınık sarı saçlı ve süt beyazı teni olan bir çocuk çekince Minjae'yi dürttü:
-Bu çocuk da kim?Hiç buralardan değil gibi.İlk defa görüyorum onu.
Minjae:
-Yoongi dediğimiz çocuk bu işte.İlk defa geldiğini görüyorum.
Taehyung:
-Gerçekten çok güzel.
Minjae gözlerini neredeyse yerinden çıkartacak kadar açarak:
-Dalga mı geçiyorsun Tae?Kızlardan hoşlanıyorsun sanıyordum.
Taehyung:
-Öyleydi.
Minjae:
-Olabilecek en ters kişiyi güzel buldun.Nesi güzel be onun?Sıradan biri işte.Ondan bin kat daha güzel insanlar var burada.Yanındakini desen tamam diyeceğim de.
Taehyung:
-Masumluğu güzel.Bu çocuk senin benim gibi değil Jae.Çok güzel bakıyor.Gözleri pırıl pırıl.Bembeyaz teni,dağınık sarı saçları,yüzünde bir gram makyaj olmamasına rağmen pespembe duran dudakları,hafif bol kıyafetlerinden bile güzel olduğu belli olan bedeni.Çok zarif duruyor.
Minjae:
-Oo,geçmin olsun Tae.
Taehyung:
-Siz devam edin ben geliyorum.
Minjae:
-Taehyung nereye?
Taehyung cevap vermeden hızla yanlarından uzaklaşarak Yoongilere doğru adımladı.Yoongi'nin tam önünde durarak:
-Merhaba yakışıklı.Oturabilir miyim?
Yoongi:
-Bana mı diyorsun,yakışıklı diye?
Taehyung:
-Evet sana diyorum.Oturabilir miyim?
Yoongi:
-Tabii buyurun oturun.Zaten koltuk benim değil ki.Neden soruyorsunuz.
Taehyung gülerek:
-Ah,ne kadar tatlısın sen.Sadece rahatsız etmek istemedim sizi.
Yoongi:
-Rahatsız etmezsiniz.Oturabilirsiniz bayım.
Taehyung otururken Hoseok:
-Yoongi ben Namjoon'u gördüm.Gidiyorum.
Hoseok hızla Namjoon'un yanına doğru giderken Yoongi:
-Beni yalnız bırak-ma.
Taehyung:
-Yalnız değilsin ki.Seninle tanışmak için geldim ben.
Yoongi:
-Kusura bakmayın saygısızlık etmek istemedim.
Taehyung elini Yoongi'ye uzatarak:
-Sizli bizli konuşmasak?Ben Taehyung.Ya sen?
Yoongi Taehyung'un elini sıkarak:
-Peki nasıl istersen Taehyung.Ben de Yoongi.
Taehyung:
-Tanıştığıma memnun oldum Yoongi.Tıpkı adın gibi parlıyorsun.O kadar güzelsin ki hemen dikkatini çekiyorsun insanın.
Yoongi:
-Bana mı diyorsun?Beni biriyle falan karıştırmış olmayasın?Yoksa erkenden sarhoş mu oldun?
Taehyung:
-Burada senden başka biri yok ki Yoongi.Ayrıca sarhoş falan değilim.Sana diyorum.Ne kadar zor bir insansın sen.Azıcık karşılık veremez misin?
Yoongi sakince:
-Teşekkür ederim Taehyung.Sen de hoş görünüyorsun.
Taehyung gülerek:
-Teşekkür ederim.Zorla güzellik olmuyor sanırım.
Taehyung hatlarını belli eden siyah tişörtü,bacaklarını saran dar siyah kotu,gümüş kolyeleri,büyük taşlı yüzükleri ve kırmızı saçlarıyla bu salondaki herkesin dikkatini çekecek birisiydi.Tabii biri hariç.Yoongi ona doğru düzgün bakmamıştı bile. Taehyung ise olabilecek en zor kişiyi seçmişti kendine.
Taehyung:
-Eh madem baş başa kaldık,bir şeyler içelim bari.Şampanya ister misin?
Yoongi:
-Yok içmem ben buradakileri.
Taehyung:
-Peki ne içersin?
Yoongi:
-Çikolatalı süt severim.O da burada yoktur.
Taehyung:
-Hemen gidip marketten alırım.
Yoongi:
-Gerek yok.
Taehyung:
-Ya sorun değil.Yakın zaten.Bekle beni burada.
Yoongi:
-Peki sağol o zaman.
Taehyung evden çıkarken Hoseok ile Namjoon yanına geldiler.
Hoseok sevinçle Namjoon'un tuttuğu elini göstererek:
-Yoongi oldu başardım.
Yoongi de aynı sevinçle:
-Çok sevindim.Sonunda açılabildin Hoseok.Namjoon sana düşecek demiştim.Otursanıza.
Namjoon otururlarken:
-Evet,hem de çok fena düştüm.Bir an ismimi hatırlayamadım güzelliğinden.
Hoseok kızararak:
-Yaa abartmasana Namjoon.
Namjoon:
-Abartmıyorum,ciddiyim ben.Çok güzelsin.
Hoseok Namjoon'un elini öperek:
-Teşekkür ederim.Sen de çok güzelsin.Neyse bizi bırak da Taehyungla ne oldu?
Yoongi omuz silkerek:
-Ne olmasını bekliyorsun ki?Tabii ki de hiç bir şey.
Hoseok:
-Oğlum partinin en cool oğlanlarından biri-tabii en coolu Namjoon-senin yanına gelmiş sen ilgilenmiyorsun.Onunla takılmak isteyen kaç kişi var biliyor musun sen?
Yoongi:
-Bilmeli miyim?O zaman o takılmak isteyen kişilerle takılsın.Ben dedim sanki gel masama otur diye.
Hoseok:
-Aman böyle devam et huysuz kedi.En sonunda kimse yüzüne bakmayacak.
Yoongi tekrar omuz silkerek:
-Ben böyle iyiyim.
Hoseok:
-Zaten kaçırmışsın belli ki.
Yoongi:
-Yoo.Markete gitti.
Hoseok:
-Napcakmış ki markette?
Yoongi:
-İçki içmiyorum diye çikolatalı süt alacakmış bana.
Hoseok:
-Oha.İstemem yan cebime koysun sen de zilli.
Yoongi:
-Ben bana çikolatalı süt al falan demedim .Beni ilgilendirmiyor.Neyse gidip partinin tadını çıkarsanıza siz ilk günden vaktinizi benimle harcayacağınıza.
Namjoon:
-Çocuk doğru söylüyor.Bırak o da Taehyungla takılsın hem.
Koltuktan kalkıp dans etmeye gittiler.Çok geçmeden Taehyung da gelmişti zaten.Yoongi'nin eline bir koli çikolatalı süt tuturdu:
-Partinin sonuna kadar içebileceğin kadar çikolatalı süt sana.
Yoongi:
-Bir tane alsan yeterdi.İçki mi sandın sen bunu.Fazla içince kafa yapmıyor mide bozuyor.
Taehyung gülerek:
-Ne bileyim ben süt içmem ki.Eve götürürsün.Gel hadi biraz arkadaşlarımın yanına gidelim.Beni bekliyorlardır.
Yoongi:
-Tamam öyleyse gidelim.Ama çok durmam.Zaten birazdan yurda döneceğim.
Taehyung:
-Yurtların giriş saati var değil mi?Olmadı bende kalırsın.Acele etme.
Yoongi Taehyung'un peşinden Minjaelerin masasına doğru ilerlerken:
-Yuh yavaş koş biraz.Takılıp yere yapışman an meselesi.
Taehyung:
-Tamam özür dilerim.Öyleyse motorla hemen bırakırım seni.Birazcık daha kal.Bu olur mu?
Yoongi:
-Bak bu olabilir.
Taehyung bir sandalyeyi Yoongi için çekip oturmasını sağladıktan sonra yanındaki sandalyeye de kendisi oturdu:
-Ne yapıyorsunuz bakalım?
Minjae:
-Valla bıraktığın gibi.Asıl sen ne yaptın?
Taehyung:
-Yoongi ile tanıştım.Yakından çok daha güzelmiş.Siz tanıyorsunuzdur onu tabii.
Minjae:
-Tabii.Hoş geldin Yoongi.Benjamin adını söyleyince çok şaşırdım cidden.İlk defa geliyorsun partiye.
Yoongi:
-Hoseok ısrar etti.İlk ve son diyelim ona.
Taehyung:
-Son olmasa Yoongi.Ben bir daha nerede göreceğim seni?
Yoongi süt kolisinden bir süt çıkarıp içmeye başlayarak:
-Bu benim sorunum değil.
Minjae gülerek:
-Kıyamam sana Tae.
Taehyung:
-Sus be.
Minjae:
-Şampanya?
Taehyung:
-Yok ben süt içeceğim bu gün.Yoongi'yi yurda bırakmam lazım.
Minjae kahkaha atarak:
-Süt ve sen peki.
Taehyung sütlerden birine uzanarak:
-Ben de içebilir miyim?
Yoongi pipet ağzında konuşarak:
-Sütleri sen aldın.Sormana gerek yok.
Diğerleri sohbet ederken onlar da kendi aralarında sohbet etmiş ve birer çikolatalı süt daha içmişlerdi.Yurt giriş saatine yarım saat kalası Yoongi Hoseok'a haber vermek için gitmiş Hoseok ise;Namjoon da kalacağını söylemişti.O yüzden Yoongi de hırkasını giydi sütlerini de kucaklayarak kapıya doğru gitti.Taehyung ise onu son anda görerek yanına koştu:
-Ben bırakacağım demiştim.Olabilir dedin.
Yoongi omuz silkerek:
-Unutmuşum.
Beraber dışarıya çıktılar.Hava aşırı derecede soğuktu.Yoongi hafifçe titremeye başladı.
Taehyung:
-Çok soğuk değil mi?Çok mu üşüyorsun sen?Ceketimi vereyim.
Yoongi:
-Gerek yok iyiyim böyle.
Taehyung ceketini çıkartarak Yoongi'ye uzattı:
-Giy hadi hasta olursan kendimi suçlu hissederim.Sütleri de ver sepete koyayım.
Yoongi tek eliyle ceketi alıp hayatı buna bağlıymışçasına sımsıkı tuttuğu sütleri Taehyung'a uzattı.Taehyung sütleri sepete koyarken o da ceketi giyindi.Taehyung kendi kaskını taktıktan sonra diğer kaskı da Yoongi'ye verdi.İkisi de kasklarını taktıktan sonra motorsiklete atlayıp yola koyuldular.Yoongilerin yurdu Minjaelerin evine yakın olduğundan çabucak varmışlardı.Taehyung motoru durdurunca ikisi de indi.
Taehyung:
-Numaranı alabilir miyim?
Yoongi:
-Bilmiyorum.Belki daha sonra.
Yoongi Taehyung'un ceketini çıkarmak için haraketlenirken Taehyung onu durdurdu:
-Sende kalsın.Hem seni bir daha görmek için bahanem olur.
Yoongi:
-Sen bilirsin.Geri isteme vermem.
Taehyung:
-Sorun değil,senin olabilir Yoongi.
Taehyung sütleri sepetten çıkararak Yoongi'ye uzattı:
-Al da içeri gir hadi.Az kaldı.
Yoongi sütleri alıp kucaklayarak:
-Sağol dikkatli git.
Yoongi yurda girip merdivenlerden odasına doğru çıkarken Taehyung ise yüzündeki gülümsemeyle birlikte eve dönüyordu.Ne kadar ters davranırsa davransın dikkatli gitmesini istemişti.Bu onu daha fazla gülümsetmeye yetmişti.Kalbinin ritmi bile çok farklıydı.Hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu kendini...

Parti(Taegi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin