Parti(Taegi)

Hanım Hanım Bu Benim Sevgilim...

      Yoongi sınavların bitmesinden ve hafta sonu olmasından dolayı akşama doğru dinç bir şekilde uyandı.Hoseok,Namjoon ve Taehyung çoktan uyanmış,önlerine bir sürü abur cubur koymuşlardı.Hararetli hararetli Yoongi'nin anlamadığı bir konu hakkında tartışıyor ve her seferinde birer tane abur cubur alıp kenara koyuyorlardı.Yoongi onları umursamadan banyoya gidip işlerini halletti.Sonra ise;pasuman yapmak için malzemeleri alıp sandalyeye oturdu.Pansumanını da yapıp çıkardığı malzemeleri çöpe attı.Bileği yeni yeni iyileşmeye başlamıştı.Bu süre boyunca hararetli hararetli konuşup işlerine devam eden üçlü asla Yoongi'i fark etmemişti.

Yoongi yanlarına gelip seslendi:
-Ne yapıyorsunuz burada?
Namjoon:
-Çark çeviriyoruz,bir konu belirliyor bize.Biz de onun hakkında bir konuşma yapıyoruz.En iyi konuşmayı yapansa abur cubur alıyor.Oynamak ister misin?
Yoongi kendini yatağına atarak:
-Yok kalsın.Amaçsız mısınız siz ya?
Hoseok:
-Sen ne anlarsın ki...
Yoongi:
-Hepinizden iyi konuşacağıma bahse varım ama yaptığınız şey saçma.

Taehyung:
-Jimin sabah bunları özür dilemek için getirdi.Biz de kim neyi alacak karar veremedik.Yani daha doğrusu paylaşamadık.O yüzden de;böyle bir çözüm bulduk.Hem de vakit geçmiş oldu.
Yoongi kaşlarını kaldırarak:
-Jimin özür dilemek için abur cubur getirdi...Peki kime getirdi?
Taehyung:
-Şey,aslında bunları sana getirmiş olabilir ama senin malın bizim malımız sonuçta değil mi?
Yoongi:
-Benim malımla oyun oynayıp bir de bana teklif ediyorsunuz.Cidden garip insanlarsınız yani.

Namjoon:
-Taehyung alabileceğimizi söylemişti de...
Yoongi:
-Neyse ne.Ne halt yiyorsanız yiyin.Ben Jiminle konuşacağım.
Taehyung:
-Kızdın mı bize?
Yoongi:
-Abur cuburlar için mi hayır.

Diğerlerinin başka bir şey demesine fırsat vermeden hızlıca odadan çıktı.Jimin'in odasına gelince kapıyı çaldı.Odada olmasını umuyordu.Bir kaç dakika sonunda odada olmadığını düşünerek gidiyordu ki kapı açıldı:
-Banyodaydım üzgünüm.
Yoongi içeriye girerek:
-Önemsiz.
Jimin üstüne bir bornoz giymişti ve saçlarından sular damlayıp duruyordu.Aceleyle kendisini duruladığı belliydi.

Yoongi çok uzatmadan söze girdi:
-Abur cubur getirmişsin bizimkilere.
Jimin:
-Aslında onlar senindi.
Yoongi sırıtarak:
-Pek bir sahiplenmişlerdi dokunmadım.
Jimin:
-İstersen sana da alırım.
Jimin ayağa kalkıp odadaki mini buz dolabından iki tane çikolatalı süt çıkarttı.Birini Yoongi'ye uzatarak:
-Hala seviyorsun değil mi?
Yoongi sütü alarak:
-Evet.En sevdiğim şey bu.

Yoongi sütü açıp içmeye başlayarak:
-O gün cidden orada değil miydin?Peki neden değildin?
Jimin:
-Bir işim vardı.Geç kalmıştım.Ben geldiğimde de sen gitmiştin.
Yoongi:
-Bilerek seni oyaladılar.
Jimin:
-Aslına bakarsan evet.O an nasıl anlamadım bilmiyorum.
Yoongi:
-Patronu bilirsin işte.

Jimin:
-Bilmem mi.Ee sonuç olarak barıştık mı?
Yoongi:
-Barıştık diyelim bakalım.
Jimin:
-Kopartacak mısın bağını tamamen?
Yoongi:
-Zor bir ihtimal.Uzun süre gitmem.Kafama silah dayadıklarında bi gideriz artık.
Jimin sırıtarak:
-Yani o gün öyle bir çıkmışsın ki patronun bile yüzüne bakacak cesareti yok benden söylemesi.
Yoongi omzunu silkerek:
-Yine de sayıca üstünler.
Jimin:
-Yine de bu onları bir süre oyalar.
Yoongi:
-Avantaj mı avantaj.

Yoongi içtiği süt kutusunu iyice sıkıp çöp kutusuna oturduğu yerden attı:
-Basket.Hem de üçlük.At bakalım.
Jimin de aynı şekilde süt kutusunu sıkarak çöp kutusuna attı.Onunkisi de girmişti.
Jimin sırıtarak:
-Bir üçlük de benden o zaman.

Yoongi ayağa kalkarak elini tokalaşmak için Jimin'e uzattı:
-Berabere bitti.O zaman ben gidiyorum artık.
Jimin Yoongi'nin elini sıkarak:
-Berabere.Görüşürüz.
Yoongi odadan çıkarken telefonu çaldı.Bilinmeyen bir numara arıyordu.Sıkıntıyla telefona baktı.Kesin yine annesi aramıştı.Telefonu açıp dışarıya doğru yürümeye başladı:
-Efendim.
Kulağına doğruca annesinin sert sesi geldi:
-Kapıdayım.Aşağıya in Yoongi.
Yoongi ruhsuz bir edayla:
-Geliyorum.