Kırıklık bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir. Eksik hissedersiniz, ne yaparsanız yapın, kimin yanında olursunuz o hissiyat geçmez. Kalp ağrısı, asla geçmez. Yıllarımı uğruna harcadığım adam, karşımda gözlerimin içine içimi görürcesine bakarken bile eksiktim. Şimdi sımsıkı sarsa beni, yine de fayda etmezdi. İçimdeki eksiklik hissini artık kalbimdeki bile dolduramazdı. Şömineye dayadığım sırtımı ayırıp ayağa kalkmak için hareketlendiğimde bileğimi sıkıca tuttu.
"Babanı kaybetmeni değiştiremem ama," Sustu, elalarını gözlerimden ayırdı. Israrla yüzünde gezdirdim gözlerimi. Her detayını bildiğim yüzünü tekrar inceledim hiç sıkılmadım. Susması fazla uzun sürünce bileğimi tutan ellerini ayırdım bileğinden. "Ama?" Diye sordum gözlerini gözlerimde gördüğümde. "Ama iyi hissetmeni istiyorum." Omuzlarını düşürdüğünü görmek, beni iyice dibe çekse de hiçbir şey belli etmedim. Ne yapmaya çalışıyordu, bilmiyorum.
"Dorukhan?"
"Efsun!" Oturduğu yerden kalktı ve tekrar ellerime uzandı. Beni hızla çektiğinden ayağa kalkınca dengemi sağlamam zor oldu. Çok az yakınlaştım ona, çok az. Ama aramızdaki gereksiz kıvılcım hissedilmeye başladığında hızla geri çektim kendimi. Kalbimi biliyordum çünkü, o bana biraz yaklaşsa ona asla dur diyemezdim.
"Neden kaçıyorsun?" Suratındaki alaycı gülüş karşısında kaşlarımı istemsizce çatıp birkaç adım daha uzaklaştım ondan. "Neden kaçıyorsun, Efsun?"
"Benim bedenimde başka birinin izi var." Arkamı dönüp salondan ayrıldım ve onu asla beklemeden odama doğru hızlı adımlarla ilerledim. Hislerimden korkuyordum, kalbimin ve bedenimin heyecanına kendimi kaptırıp pişman olacağım şeyler yapmaktan korkuyordum. Aramızda bir şey yaşansa onun için anlık olurdu, ama benim bütün ömrümü etkileyebilirdi. Tam odamın kapısını kapatacağım sırada kapıyı açarak yanıma geldi.
"Senin bedeninde," Gözlerini vücuduma sabitlediğinde ister istemez huzursuz oldum. "Benden başkasının izi olamaz."
"Ne saçmalıyorsun?" Sesim titremişti. Ve o benim nasıl bir durumda olduğumu yine sesinden anlamıştı. Aramızdaki mesafeyi kapattığında ne yapacağımı iyice şaşırdım. Korkuyordum, evet korkum heyecanımın önüne geçmişti. Ellerini belime doğru uzattığında o kadar hızlı kaçtım ki ondan bir an boşluğa düştü. Öylece bakakaldı bana.
"Sana zorla bir şey mi yaptım ben?" Sesindeki o boşluk hissi fazlasıyla canımı sıkmıştı. Ama az önceki korkumla kaçmam çok doğaldı. "Ben sana zorla dokundum mu?" Gözlerini üzerimden çekip birkaç adım geri gitti. "Ben, hep izin istedim senden. Elini tutmak için bile." Elleri kapıya uzandığında içim acıdı, çok acıdı. "Bana kendimi bir pislikmişim gibi hissettirdiğin için teşekkür ederim." Kapının kolunu indirdiğini görünce yatağın kenarından ona doğru yürümeye başladım. Yapmazdı, biliyordum. Ama korkuma engel olamıyordum. Kapıyı açıp çıktığı sırada ellerine uzandım. Durmadı, ben elini tutmaya çalışırken o yürümeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri
Mystery / ThrillerVe kaos ortasında bir yaşam. Bu kaosu bitirmek için gün geçtikçe büyüyen bir aşk. Dünyanın karşı çıktığı iki aşık kalp. "Şşt! Hadi ağlama, bak burdayım." Baş parmaklarıyla sildi gözümden akan yaşları. "Buradayım, çiçeğim." "Bitti mi?" diye sordum s...