Direğe yaslanan bedene baktı Muzaffer. Kalbinin anbean hızlanmasına şahit oldu. Selman bunu nasıl yapabiliyordu? Nasıl hızlandırabiliyordu Muzaffer'in kalbini? Muzaffer, buna cevap veremiyordu.
Bir süre sessizce birbirine baktı iki beden. Selman, sigarasını içerek izledi karşısındaki genci. Muzaffer, kalbi ağzında atarak baktı karşısındaki bedene bir süre. Arkasından biri seslenince, çekebildi gözlerini.
"Her şeyi taşıdık içeri." dedi eleman. Muzaffer başını salladı.
"Tamam siz gidebilirsiniz. Ben kapatırım. Elinize sağlık." dedi ve gönderdi elemanları. Lambaları kapatmak için içeri girdi.
Selman, Muzo'nun içeri girdiğini görünce, bitmiş sigarasını, yanındaki sigara çöpüne bıraktı ve mağazaya doğru yürüdü. Mağazaya girmeden, hemen mağazanın önünde beklemeye başladı. Bu akşam konuşup gönlünü almalıydı. İçi hiç rahat değildi.
Muzaffer, mağazadaki işlerini hallettikten sonra çıktı ve kepengi kapattı. Anahtarları cebine attı ve mağazanın önündeki üç basamaklı merdivene yöneldi. Ağır ağır merdivenleri indi ve başını kaldırınca, Selman'ı gördü. Selman'da doğrudan ona bakıyordu. Muzaffer birkaç saniye bekledi ama Selman bir şey demeyince, yürümeye başladı. Tam Selman'ın yanından geçerken, koluna dolanan elle durdu.
"Konuşalım mı biraz?" diye sordu Selman. Muzaffer, Selman'a bakmıyordu. Yutkundu ve kolunu çekti yavaşça, Selman'ın elinden.
"Olur." diye cevap verdi ve yavaşça yürümeye başladı. Selman'da dönüp, Muzaffer'in yanında yürümeye başladı.
Birkaç dakika sessizce yürüdüler. Saat ona geliyordu ve ikili iyice sessizleşen mahallede, birlikte sessizce yürüyordu.
"Özür dilerim." diyerek, sessizliği bozdu Selman. "Ben o akşam neden öyle davrandım bilmiyorum. Sanırım biraz sinirliydim ve sana patladım." dedi ve adımlarını durdurdu. Onunla beraber, Muzaffer'de durdu. Selman, Muzaffer'in omuzunu tuttu ve sıktı hafifçe. "Kusura bakma Muzaffer. Öyle demek istememiştim." dedi. Muzaffer, omuzunda duran elin üstüne koydu elini.
"Tamam sorun değil. Geçti bitti." dedi gülümseyerek. Gerçekten de, Selman'ın onu önemseyerek mağazanın önüne kadar gelmesi, mutlu etmişti. İçindeki burukluk, anında geçivermişti.
Muzaffer, elini çektikten sonra, Selman'da elini çekti Muzaffer'in omuzundan ve yürümeye devam ettiler.
"Direkt eve mi gideceksin?" diye sordu Selman. Muzaffer, yavaşça başını salladı olumsuz bir şekilde.
"Yok. Akşam Selim mesaj atmıştı. Yanına çağırmıştı. Önce ona uğrarım. Sonra eve geçerim." dedi. Selman, başıyla onayladı.
"Tek kalmak sıkıntı oluyor mu? Korkuyorsan bizde kalabilirsin." dedi Selman. Muzaffer, gülümsedi. Aynı zamanda kalbi de hızlanmıştı nedensizce.
"Yok sorun değil. Selim'de aynısını söyledi ama tek kalabiliyorum. Teşekkür ederim." dedi gülümseyerek.
"Bir sorun olursa çekinmeden söyleyebilirsin. Biliyorsun değil mi?" dedi Selman. Muzaffer, başını salladı onaylar bir şekilde.
"Biliyorum Selman. Teşekkürler." dedi kalbi hızla atarken. Selman, duyduğu şeyle yutkundu. İlk kez sesli bir şekilde Selman demişti. Derin bir nefes aldı. Kalbi çok hızlı atıyordu.
İki gencin kalbi birbiri için deli gibi atıyordu. Ama şu an için ikisinin de haberi yoktu.
Yorumlarınızı bekliyorum ✨️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL MESELESİ (BxB)
RomansaARSIZ adlı kitabımdaki, Selman ve Muzo'nun kitabıdır. ... 'Hiç kendine çarptığın oldu mu birden bire bir köşe başında?' 15.09.2022 - 05.06.2023