14- 'Seni Bırakmam.'

745 59 30
                                    

Babamlar sonunda kaplıcalardan gelmişlerdi. Gelmeden önce oradan ev almışlardı. Ege taraflarında ev istiyorlardı zaten her zaman. Emekli olup, sahil kasabasından, müstakil, bahçeli bir ev almak için yıllardır birikim yapıyorduk.

Sonunda istediği olmuştu. Artık Ege'ye yerleşecek ve bahçede sebze yetiştirecek, çiçek ekecekti. Toprağa aşık bir adamdı babam. İstediği hayat buydu. Tabii yanında annemle.

Ben ise İstanbul'da, Selman'ın yanında kalmak istiyordum. Beni de yanlarında götürmek isterse ne derim de burada kalırım diye düşünüyordum. Selman'dan ayrılmak istemiyordum. Birbirimizi daha yeniden bulmuşken kaybetmek istemiyordum.

...

Geldikleri günün ertesi akşamı babama, burada olmadıkları zamanda, mağazayla ilgili rapor verirken, duyduğum sesle kalbim hızlandı. Başımı çevirip baktığımda, göz göze geldiğim bedenle her şeyi unutmuştum adeta.

"Hoş geldin Selman." dedi babam, babacan bir tavırla. Selman, gülümseyerek babamın eline uzandı ve elini öptü babamın.

"Siz de hoş geldiniz Hasan amca." dedikten sonra, babamla ufak bir hal hatır sohbetine girdiler. Onları böyle görmek, damat ve kayınpeder gibi düşünmeme neden olmuştu bir anlık. Bu bir anlık duygu bile çok ayrı ve güzel hissettirmişti.

Babamla olan ufak sohbeti bittikten sonra, babam bana dönerek konuştu.

"Sen çıkabilirsin oğlum. Ben kapatırım bu akşam." dediğinde, hiç itiraz etmeden kabanımı aldım ve babama teşekkür edip, Selman'la beraber mağazadan çıktık.

"Aslında Selim olmayacak değil mi?" dedim Selman'a. O esnada da kabanımı giyiyordum. "İzin koparmak için yalan söyledin." dedim ve kabanımın düğmelerini kapatmaya başladım.

"Eh belki biraz yalan söylemiş olabilirim. Ama pembe yalan. İstersen babana sevgilimi almaya geldiğimi söylerim bir dahakine." dedi gülümseyerek. Dediği kelimeyle içim kıpır kıpır olurken, aklıma gelen şeyle konuştum tekrar.

"Zaten yakında babamı bulamayacaksın. Hatta belki beni de." dedim. Yolda yürürken durdu ve kolumdan tutup kendine doğru çevirdi.

"Ne demek oluyor bu? Beni bulamayacaksın ne demek?" diye sordu. Sıkıntılı bir şekilde nefes aldım ve anlatmak için etrafa baktım. Çarşıda olduğumuzdan, insanlar vardı etrafta.

"Müsait bir yere geçelim de orada anlatayım olur mu?" deyince, başıyla onayladı.

"Araba ileride." dedi ve arabaya yürüdük. Arabaya bindikten sonra, Selman klimayı çalıştırdı. Dışarısı soğuktu ve kışa girmiştik iyice. Sadece kuru soğuk vardı.

Selman, arabayı bu kez, ıssız bir ara sokağa çekti. Sanırım konuyu bir an önce konuşmak istiyordu.

"Dinliyorum." dedi sakince. Sessizce derin bir nefes aldım. Nasıl diyeceğimi, ne diyeceğimi bilemiyordum? Ama bir yerden başlamam ve anlatmam gerekiyordu.

"Babam uzun süredir Ege'den ev almak için birikim yapıyordu." diye giriş yaptım konuya. Dolandırmanın anlamı yoktu. Her halükarda anlatacaktım zaten her şeyi.

"Kaplıcalara gittiklerinde, ev de bakmışlar ve istediği gibi bir ev bulmuş. Oraya yerleşeceğiz yazın." dedim. Birkaç dakika suskunluk oldu aramızda. Selman bir şey demiyordu. Ne düşündüğünü de bilmiyordum?

"Bir şey demeyecek misin?" diye sordum yüzüne bakamadan. Elini, bacağımın üstünde duran elime kenetledi.

"Seni bırakmam Muzaffer. Bırakamam." dediğinde, ona doğru baktım. O da bana bakıyordu. "Seni daha yeni buldum. Ayrılmam senden." dedi ve alnını benim alnıma dayadı. Anında gözlerim kapandı. "Kalbimi söküp alamazlar. Buna izin vermem." diye fısıldadı. Daha sonra da dudaklarını, dudaklarıma bastırdı.

Ben bu dudaklarda nefes alıyor, yanımdaki adamın kalbinde atıyordu kalbim. Buradan, yanından ayrılamazdım. Ayrılmayacaktım...

Uzun bir süre sonra bölüm yazabildiğim için mutluyum.

Yorumlarınızı bekliyorum ✨️

GÖNÜL MESELESİ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin