4- Ders: Matematik

3.3K 253 140
                                    

Akşam odamda matematik testleri ayarlıyordum. Yarın bizim enişte beyle dersimiz vardı. Bir tane matematik çalışma kitabını masama koydum. Birkaç yaprak da test vardı. On beş, yirmi tane falan...

Odamın kapısından sesler gelince, kitaplarımı ayarlarken içeri girmesini söyledim, kapının dışındaki kişiye.

"Müsait misin Enes?" diye sordu ablam. Başımla onayladım. Odaya girdi ve yatağıma oturdu.

"Gediz'le konuşmuşsun. Matematik çalıştıracakmış." dedi. Mırıldanarak onayladım ona bakmadan.

"Merak etme. Bedavaya değil tabii." dedim. Ablam birkaç saniye konuşmayınca, ona doğru baktım. Bana dikkatlice bakıyordu. "Ne var? Ne bakıyorsun öyle?" diye sordum. Benim sorumla kendine geldi.

"Yok canım. Bir şey yok. Bu matematik aşkı nereden çıktı onu merak ediyordum. Ayrıca sakın Gediz'e para vermeye kalkma. Çünkü asla almaz." dedi. Diğerlerini es geçerek, arasından adeta cımbız gibi çektiğim sözlerine cevap verdim.

"Matematik aşkı falan yok abla. Geçen haftaki sınavın sonuçları önceki gün açıklandı. Düşük aldım tabii. Sağlam bir destek olmadan asla yapamayacağım. İt gibi çalıştığım sınavdan çaktım resmen. Ne yapıp edip, bu matematiği geçmem lazım." dedim.

"Geçen sene nasıl geçtin bu matematikten anlamıyorum?" dedi ablam.

"Matematik hocası değişti. Eski matematikçi beni seviyordu. Kanaat notum yüksekti. O şekilde geçtim. Ama yeni matematikçi öyle değil. Geçen dönem çaktı biri karneme cadı karı." dediğimde ablam güldü.

"Neyse ya geçersin. Gediz çok iyidir bu konuda. Eminim faydası dokunur. Doğru bir seçim yapmışsın." dedi ve bana göz kırpıp çıktı odamdan. Elimde kocaman test kitabıyla, kapanan kapıya bakakaldım. Bu neydi şimdi?

...

"Eveeet. Hangi konudan başlamak istersin?" diye sordu Gediz. Dudaklarımı birbirine bastırarak baktım masada üst üste duran kitaplara ve yaprak testlere.

"Ah şey..." dedim elimi enseme atarak. "Bilemedim ki." dedim. Gülümsedi ve üst üste duran kitaplardan birini aldı eline.

"Bana kalırsa ilk olarak denklemlerden başlayalım." dedi ve kitaba göz atarken benimle konuşuyordu bir yandan da. "Denklemlerle aran nasıl? Bir bilinmeyenli, iki bilinmeyenli... Biliyor musun bunları?" diye sorunca mırıldanarak onayladım.

"Evet. Denklemleri biraz biliyorum da diğerleri hiç yok. Hele şu kuzenler." dedim dudaklarımı bükerek. Son dedigimle başını kaldırıp bana baktı ve gözleri büktüğüm dudaklarıma kaydı saniyelik. Daha sonra yüzüme çevirdi bakışlarını yine.

"Kuzenler mi?" diye sordu. Başımla onayladım.

"Hani var ya, sinüs kosinus, tanjant kotanjant falan." dedim sıkıntıyla. Kıkırdayarak güldü dediklerime.

"Trigonometri yani." dedi ve başını salladı. "Onlara bakalım o halde ilk. Olur mu?" diye sordu. Ona bıraktığım için, onayladım dediğini. Daha sonra, elindeki kitabı kenara bırakıp, trigonometri kitabını aldı ve bir sayfayı açıp, elindeki kalemle göstererek anlatmaya başladı.

...

"Bu yanlış olmuş. Az önce anlattım ya hani? Bu sorunun cevabı sinüs eşittir eksi sekiz olur. Bu kadar basit." dedi rahatça. 'SANA BASİT!' diye bağırmak geliyordu içimden.

"Tamam ama ben yapınca olmuyor işte." dedim dudaklarımı büzerek. Neredeyse ağlayacaktım sinirden.

"Tamam. Olacak. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Vazgeçmek yok." dedi ve tekrar baştan sardı aynı konuyu. Ben dinlemekten bıkmıştım ama o anlatmaktan bıkmamıştı...

Aslında Gediz iyi bir öğretmendi. Sabırlıydı mesela. Tekrar tekrar anlatıyordu anlamadığım bir konuyu. Sonra, sürekli gülümsüyordu. Geldiğinden beri tek bir an bile somurtmamıştı. Ayrıca benim gibi umutsuz bir vakadan bile umudunu kesmiyordu. Tabii o böyle uğraşırken, emeklerini boşa çıkarmayacak, her zamankinden daha çok çalışacaktım matematiğe. Yapacak bir şey yok.

O matematik öğrenilecek!

Şu ders çalışma kısmını yazabileyim diye, asla sevmediğim halde, trigonometriye göz attım yanlışlık olmasın diye. Kıymetimi bilin dxbdhbn

Yorumlarınızı bekliyorum ✨️

ENİŞTE BEY (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin