Axel bu durum karşısında hayrete düşer. Prenses Laura'nın sözleri üzerine evlenmeyi kabul eder. Bir süre sonra evlilik hazırlıklarına başlarlar. Üç gün üç gece düğün olur. Prenses çok mutludur sevdiği adamla evlendiği için. Tabi ki evleri sarayın bir köşesinde bulunuyordur. Babası sarayın dışına çıkmalarına izin vermez. Tek kız evladı olarak sarayda gözünün önünde yaşamasını istediğini söyler.
Prenses Laura babasının bu isteğini memnuniyetle kabul eder. Babası 70'ine merdiven dayamış oldukça yaşlıdır. Tahta kimin geçeceğine dair herkesin aklında tabiki biri vardır: Büyük Prens Austin.
Krallığın iki prensi de birbirlerini çok seven ve birbirlerine çok saygı duyan oldukça yeteneklidir. Prenses de aynı şekilde.. Üç kardeş çok iyi insanlardır. Hizmetçilerine bile hiçbir zaman saygısızlık etmezler çünkü kral ve kraliçe onları çok güzel yetiştirmiştir.
Laura evliliğinin ilk gecesini çok güzel bir şekilde geçirir. Ertesi sabah uyandığında bir de bakar ki ağabeyleri kılıç talimi yapıyordur. Laura onları camdan mutlulukla izler. Kral ve kraliçe ise bahçede oturmuş prensleri izlemektedir.
Onları gören Laura ve eşi Axel hemen yanlarına gider ve ailecek oturup kahvaltı yaparlar. Akşam kral hazretleri bir balo organize edecektir. Baloya çeşitli yerlerden prensesler ve aileleri davet edilmiştir. Herkes bu gece için çok heyecanlıdır. Balo vakti gelip çattığında Laura çok güzel yemyeşil bir elbise giyer.
Her yanı incilerle süslüdür. Axel onu böyle görünce ona bir kez daha aşık olur. Laura, Axel'in bu hallerini görünce "sonunda hayal ettiğim hayatı yaşıyorum, umarım bu mutluluk ömür boyu devam eder" diyerek eşine sarılır. Axel de Laura'nın alnından öper. "Laura, seninle gurur duyuyorum. Eminim ki kardeşlerine çok güzel elçilik edeceksin"
Kol kola balo salonuna doğru ilerlerler. Balo harika bir şekilde ilerlerken kral bir konuşma yapacaktır. Kürsüye çıkıp konuşma yapacağı esnada nereden geldiği belli olmayan bir ok kalbine yakın bir konumdan omzuna saplanır. Kralın sağlık durumu tehlike arz ediyordur.
Kral hızlıca yatağına götürülür ve başhekimler çağırılır. Laura ve Kraliçe ağlamaya başlar. Prensler tüm muhafızları görevlendirir, babalarına suikat düzenleyenleri yakalamalarını emreder.
Kral hazretleri günlerce kendine gelemez. Tüm ülke suikastı düzenleyen kişiyi merak etmektedir, bu sebeple arama çalışmalarına katkıda bulunmaya karar verirler. Artık ülkenin büyük bir kısmı suçluyu aramaktadır. Uzun uğraşlar sonucunda oku atan şahıs yakalanmıştır lakin emri kimden aldığını bir türlü söylememektedir.
Ona türlü işkenceler yaparlar, o kadar çok eziyete rağmen hâlâ susan okçu en sonunda dayanamayıp pes eder. Ona bunu yaptıranın kral hazretleri olduğunu iddia eder. Herkes bu cevap karşısında hayrete düşer ve ona inanmazlar. Bir kral neden kendisine ok atması için birini tutsun ki?
"Kral hazretleri bunu prensleri denemek için yaptı." der fakat ona inanan olmaz. Kralın durumu hâlâ ciddiyetini koruyordur, hangi insan kendini bu denli ağır yaralar? Okçuyu daha fazla dinlemez ve onu tutuklarlar.
Günler sonra kral nihayet gözlerini açar. Laura günlerdir halsiz düşmüş bedeniyle babasına sarılır. "Babacığım o kadar endişelendik ki sana bir şey olacak diye, ödümüz koptu."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
