1

1.9K 123 76
                                    

 Cyno; yerde ayağıyla yuvarladığı taşları mahalleye giren yabancıların kafasına fırlatan, cebinde racon kesmek için işlevsiz bir çakı taşıyan belalı bir tipti.

 Mahalle ondan şikayetçi değildi. Onun sayesinde mahalledeki hırsızlık oranı minimuma inmişti ve hatta Sumeru'da hırsızlık olaylarının en az yaşandığı yerdi.

 İlk görüşte kısa boyuna aldanıyordu insan. Kolaylıkla alt edilebilecek bir görüntüsü olsa da onunla yüz yüze gelmeden anlayamazdınız.

Ancak özüne indiğinizde asla bir kötülüğünü göremezdiniz. Kendinden büyüklere karşı her zaman saygılıydı ve ihtiyaç duyulduğu anda hemen orada belirirdi. Yani, eğer onun mahallesinde yaşıyorsanız bu böyleydi. Ayrıca saçma sapan ve gram komik olmayan şakalar yapardı. İğrenç espriler onun uzmanlık alanıydı.

Cyno kendine göre çok zıt bir arkadaşa sahipti. Yumuşak huylu, sorunları konuşarak çözmeye çalışan, sabırlı ve konuşması mükemmel Collei idi bu. Bu ikisinin arkadaşlığı nasıl bu kadar iyi anlaşılmayan bir şeydi. Aralarındaki fark onları birbirine çeken şey olmalıydı.

Yine klasik bir pazar gününe gözlerini açtı Cyno. Saat 11'l geçmişti. Yatağından kalkarak lavaboya gitti, elini yüzünü yıkayıp kahvaltı yapmak için mutfağa gitmeye karar verdi. 

 Cyno mutfağa vardı. Etrafta gözlerini gezdirirken gözleri masanın üzerindekilere takıldı. Mutfak masasının üzerinde duran bir kahvaltı tabağı ve yanındaki not alışılmış bir şeydi. Collei her pazar kendine hazırladığı kahvaltıdan biraz da karşı komşusu Cyno'ya ayırırdı. Birbirlerinde evlerinin anahtarı olduğu için Collei Cyno uyurken içeri girer, kahvaltıyı bırakıp geri giderdi.

Cyno notu okuma zahmetine girmeden tabaktakileri bir çırpıda bitirdi. Onları lavaboya bırakıp oturma odasına geçti. Daha sonra telefonunu çıkartıp sosyal medyada gezinmeye başladı.

Bir süre sonra çalan kapı ile telefonu kapatmak zorunda kalmıştı. Yerinden kalkıp kapıyı açmaya gitti. Tahmin ettiği gibi karşısında her zamanki pozitifliği ile Collei duruyordu.

Cyno Collei'yi anlayamıyordu. O henüz ayılamamıştı ancak Collei fazla enerjikti. Üzerinde pazarın getirdiği şu meşhur miskinlik bile yoktu.

Collei neredeyse zıplayarak içeri girdi. "Yeni komşumuz hakkında ne düşünüyorsun bakalım?" Cyno sorgular bakışlar attı. "Yeni komşu mu?" Collei Cyno'nun yüzüne baktı bir kaç saniye. "Notu okumadın mı?"

"Yoo, ne gerek var. Her sabah aynı şeyleri yazıyorsun." Collei elini alnına vurdu sertçe. "Her gün aynı şeyleri mi yazıyorum? Senin için her sabaha farklı farklı notlar yazıyordum. Bugün de bir üst kata taşınacak komşudan bahsetmiştim ama bakıyorum da okuma zahmetine bile girmemişsin." 

Cyno kollarını göğüsünde bağladı. "Belalı bir tip değilse sorun yok." Yeşil saçlı kız gözlerini kıstı. "Sen mi diyorsun bunu?" Collei Cyno'yu bir güzel süzdü. "Aman her neyse, çıkart şu varoş kıyafetleri. Yeni komşumuz birazdan gelir." 

"Hey, hey! Beni onunla tanıştırmayı düşünmüyorsun değil mi?" Collei kıkırdadı. "Tam da öyle düşünüyordum. Hadi, hadi! Git düzgün bir tişört giy. Kimse senin cips kokan tişörtünü koklamak istemiyor." Kız, çocuğu odasına doğru iteklemeye başladı. Fakat gücü yetmiyordu. "Cips kokusunu sevmeyen insanlarla konuşmam zaten." Collei sesini yükseltti. "Kes sesini Cyno! Gerçekten boş konuşmaktan başka bildiğin bir şey yok mu senin?" 

Cyno bu kızla uğraşmayı sevmiyordu. Çünkü o kafasına çakıl taşı fırlatabileceği biri değildi ve kolay kolay susmuyordu. Mağlup olduğunu kabul etti ve odasına gitti. Dolabından bir çift temiz kıyafet çıkardı ve üzerindekiler ile değiştirdi. Çıkardığı kıyafetleri odasının bir köşesine fırlatıp - bu haraketi sürekli olarak yaptığından evi savaş alanı gibiydi - Collei'in yanına geri döndü. 

"Sonunda mağra adamlığından çıkabildin. Keşke şu mağranı da eve dönüştürebilsek." Cyno bıkkın bir nedes verdi. "Kes sesini, bücür."

"Bücür? Hah, bana diyene bak! 160 boyun varken böyle konuşman komik." Cyno cevap vermedi. İkili birbirine alaycı bakışlar gönderirken apartman boşluğundan gelen patırtı ile dikkatleri dağıldı. Collei endişeli adımlarla dairenin kapısıni açarken Cyno ona zıt bir şekilde gayet rahat ve umursamaz bir tavırla peşinden geliyordu kızın. 

Bir iki merdiven indikten sonra yere oturmuş, ayak bileğini ovuşturan bir adam görmek onları şaşırtmıştı.

Bir iki merdiven indikten sonra yere oturmuş, ayak bileğini ovuşturan bir adam görmek onları şaşırtmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NE DEMEK KOSKOCA WATTPADDE SADECE 1 TANE DUZGUN CYNONARİ KURGUSU VAR

neyse cyno kusursuz

cep boy gangstar | cynonariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin