8

801 78 37
                                    

Silah sesi kulaklarına dolduğunda kelimeler boğazında düğümlenmişti Tighnari'nin. Telefonun diğer ucundaki Collei de sesi işitmiş olacak ki ne olduğuna dair bilgi almak için Tighnari ile iletişime geçmeye çalışıyordu. Fakat Tighnari şoka girmişti, cevap verecek halde değildi.

İçinden defalarca dua etti vurulan kişinin Cyno olmaması için. Ancak tanrı dualarını bu sefer kabul etmemişti. Cyno, gözlerinin önünde yere yığılmıştı bir anda.

Tighnari koşarak apartmandan çıktı. Bir kaç metre ötede yatan bedenin başına çöktü hemen. "Cyno! Cyno, kendine gel!" Ona dokunmaya kıyamıyordu. Sadece sözleri ile kendine getirmeye çalışıyordu. Stresten, sinirden, endişeden terlemişti. Sakin kalamıyordu ve sağlıklı bir şekilde düşünemiyordu. Bileğinde hissettiği baskı ile ne ara titremeye başladığını bilmediği çenesini durdurdu. Cyno'nun eliydi bileğini tutan. Esmer çocuk zar zor konuştu. "Ambu...lansı aramalısın Tigh...nari."

Tighnari hemen yere bıraktığı telefonunu eline aldı. Collei telefonu çoktan kapamıştı. Hızlı aramaya girip ambulansın numarasını tuşladı. Ondan istenen bilgileri verip telefonu kapatmıştı.

Ambulansın geleceğini duyan Dottore ise yanlarından hızlıca uzaklaşmıştı çaktırmadan.Eğer ambulans görevlileri onu görürse mutlaka sorguya çekeceklerdi.

Tighnari yerde acıdan kıvranamayan Cyno'ya baktı. Gözyaşlarına hakim olamamıştı. Patır patır dökülüyorlardı yanaklarından. Hıçkırıklarının arasında konuştu. "Lütfen ölme Cyno. Lütfen beni bırakma." Onu teselli edecek bir cevap beklemeye başladı. Fakat bunun yerine duyduğu acı dolu kıkırtıdan başka bir şey değildi."Merak etme... Tighnari. Ölümcül bir yara almadım." 

Tighnari gözyaşlarını sildi elinin tersiyle. "Emin misin?" Cyno onu başıyla onaylarken mahalleyi ambulansın kurtarıcı sesi doldurmuştu. Sağlık çalışanları kısa sürede Cyno'yu ambulansa taşımışlardı. Tighnari de ambulansın ön kabinine geçmişti.

Hastaneye vardıklarında Cyno'yu doğrudan ameliyathaneye almışlardı. Görevlilerden duyduğu üzere vücuduna 3 kurşun isabet etmişti. Diğer ikisi sol kolunu ve omzunu sıyırırken bir tanesi sol bacağında kalmıştı. Onu çıkarıyorlardı şimdi de.

Tighnari Cyno'yu beklediği esnada hastanenin koridorlarında Collei ve Amber göründü. Hızlıca Tighnari'nin yanına gidip olan biren anlatmasını ve Cyno'nun durumu hakkında bilgi vermesini istediler. Tighnari olan biteni kızlara anlattı en ufak detayına kadar. Daha sonra da oturup Cyno'yu beklemeye başladılar.

10-15 dakika sonra Cyno'yu normal bir odaya alınmış, narkozun etkisinin geçmesini bekliyorlardı. Bu esnada hastaneye gelen polisler Tighnari'yi sorguya çekmişlerdi. Derhal bir soruşturma başlatacaklarını söylediler.

Cyno'nun odasından çıkan hemşireyi görünce koridorda bekleyen üçlü hemen yanında belirmişti hemşirenin. Amber sabırsızlıkla konuştu. "Durumu nasıl? İyi olacak mı?" Hemşire güler yüzüyle onayladı kızı. "Merak etmeyin, iyi olacak. Bir iki güne taburcu bile olur. Yaraları fazla derin değildi. Ancak sol kolunu ve bacağını bir süre kullanamaz."

Amber anladığını belirtircesine kafasını salladı. "Peki ne zaman kendine gelir?" Bu sefer soruyu soran Collei idi. "Birazdan geçer narkozun etkisi. Fakat tek tek girin odaya. Fazla yormamak lazım." 

Bu sefer söze atlayan Tighnari oldu. "İlk ben gireceğim!" Kızlar onun bu haline gülüşürken başka bir ses onların sohbetini bölmüştü. "Cyno ile ilk ben konuşacağım."

Arkalarından gelen sese döndü üçü de. Uzun, siyah paltolu bir genç soğuk bakışlarıyla onları süzüyordu.

bu bolum biraz kisa oldu eger digerleri kadar uzun yazmaya calissaydim baya uzun sure bolum atamazdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu bolum biraz kisa oldu eger digerleri kadar uzun yazmaya calissaydim baya uzun sure bolum atamazdim. ben de sizi bekletmemek icin simdi atiyorum

cep boy gangstar | cynonariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin