25

405 78 4
                                    

Iwaizumi ellerini hafifçe çocuğun saçlarında gezdirken Oikawa gözlerini kırpıştırdı. Uyanmasından korkarak elini hızlıca geri çekti. Oikawa'nın yeniden uykuya daldığını düşünürken belindeki kollar sıkılaştı.

Iwaizumi'nin yüzüne küçük bir gülümseme yerleşti. Oikawa'ya baktığında, hala gözlerini açmamıştı. Sanki kırılacaktı ki tüy gibi dokunuşuyla yanağını okşadı.

Oikawa yüzünün gıdıklanmasıyla kıkırdayarak yüzünü Iwaizumi'nin göğsüne gömdü. Iwaizumi'yi güldüren bu davranışıyla Iwaizumi de ellerini saçlarının arasından geçirip onu biraz daha kendine çekti.

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra Iwaizumi geri çekildi. "Kageyama yasemin çayı getirmişti sen uyurken. Buradaki soğumuştur ama istersen yenisini getirebilirim."

"Sahi, o nerede?"

Iwaizumi doğrulurken konuştu "Evine gitti."

"Neden?"

"Bilmem."

Oikawa, Kageyama'ya mesaj atmak için telefonunu eline alırken Iwaizumi de odadan çıkıp mutfağa ilerledi. Ezberindeki dolaplardan iki kupa çıkarıp çayı doldurdu. Odaya geri dönmek üzereyken Oikawa yanına geldi.

"Salonda otursak?"

Iwaizumi sessizce başını sallayıp adımlarını salona yönlendirdi. Kupaları sehpanın üzerine koyup Oikawa'nın yanına oturdu.

Oikawa bir süre kanallar arasında gezdi. En sonunda bir şey bulamadı ki o an en iyi seçenek gibi görünen bir pembe dizide durdu.

Kumandayı kenara bırakıp çayından bir yudum aldı. Isınan boğazıyla gülümsedi. Iwaizumi'nin bakışlarını fark etmesiyle kupayı yeniden sehpaya bırakıp çocuğa döndü.

"Bir şey mi oldu, Iwa-chan?"

Iwaizumi kararsız kalmış gibi bir süre bir şey demedi.

"Daha iyi misin?"

Oikawa gülümseyerek başını salladı "Hiç olmadığım kadar!"

Iwaizumi sıkıntıyla iç çekti "Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Oikawa anlamamıştı "Ne hakkında?"

Iwaizumi ilkte salağa yattığını düşünse de bakışlarından anlamıştı, Oikawa cidden ne dediğini çözememişti.

"Biliyorsun..." Tam olarak dile getirmek istemiyordu, lafı gevelerken Oikawa'nın aklında taşlar yerine oturmaya başlamıştı.

Omuz silkti "Hiçbir şey."

"Ne?"

Oikawa yeniden diziyi izlemeye döndü. Iwaizumi şaşkınlığını üzerinden attığında Oikawa'nın omuzlarından tutup çocuğu kendine çevirdi.

"Ne demek hiçbir şey? Tooru ciddi misin?"

Oikawa gözlerini devirerek cevap verdi "Ne önemi var? Üç ay sonra mezun oluyoruz. Bir daha Yuki'yi görmeyeceğim. Bu yüzden de bir şey yapmayacağım." Küçük bir duraksamanın ardından ekledi "Sen de öyle."

Iwaizumi'nin içinde öfke yükselirken çocuğun omuzlarındaki elleri hafiften sıkılaştı. Söylediği şeylerin cidden farkında mıydı?

Hafifçe sarstı "Tooru, ne demek önemli değil? Nasıl kabuğuna çekilip bitecek diye beklemeyi düşünürsün?!" Iwaizumi'nin sesinin yükselmesiyle Oikawa çocuğun ellerinden kurtuldu.

"Zaten bitecek bir şey için kendimi yormayacağım. Kaçmaya çalıştığım bir şeyi bir süreliğine de olsa hayatımın ortasına koymayacağım! Benim hayatım. Kendim karar veririm."

Önüne dönüp ellerini kucağında birleştirdi. Az önce olanları aklından silip önündeki diziye odaklanmaya çalıştı. Iwaizumi, farkında olmadan oynadığı ellerini tutup ayırdı.

Derin bir nefes aldı "Bunu konuşmak istememeni anlarım. Kaçmak istemeni anlarım. Ama, ya işler istediğin gibi ilerlemezse?" Oikawa kaşlarını çatarak ona baktı. Nasıl?

"Ya ondan kurtulamazsan? Ya da onu geçtim, ya sana yaptığını başkasına da yaparsa?" Iwaizumi cevap bekledi ama Oikawa ellerine bakmayı sürdürdü.

"O yüzden," Çocuğu kendine çekerek sarıldı "Sadece düşün."

Kısa sürekli sessizliği ardından ekledi "Unutma, yalnız değilsin."

_____________

Slm
Hayat nasil
Ozlediniz mi beni

Cok opuyorum
Saglicakla kalin

Athazagoraphobia || iwaoiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin