(0.5) KAÇIŞ

1.4K 96 109
                                    


Bu Sevda Pek YAMAN hikayemde ki (1.4) Karanlıktaki Kahraman adlı bölümden bir kesit koyuyorum. Önce ki bölümümüzle bağlantılı olduğu için. Tamamını okumak isteyen diğer kitaptaki o bölüme gider bakar.

Şahin Turan tam bu adamın önünde diz çöktürülmüştü. Yüzündeki şaşkın ve korku dolu ifadeyi izlerken karşısında duran adamı tanıdığını fark ettim.

"Yapma!" Avazı çıktığı kadar bağırırken istemsizce yüzümü buruşturdum.

"Daha önceden annemin ölüm sebebi oldun. Şimdi kazanacağım sevdiğim adam için ölme vaktin geldi. Bu senin kefaretin baba."

Baba mı? Yoksa bu adam magazin dergilerinde gördüğüm, ünlü ve başarılı iş adamı Volkan Turan mıydı?

Dudaklarım hayretle aralanırken aksiyon filmlerini aratmayan önümdeki bu sahneyi sessizce izliyordum. Az sonra ne olacağını biliyordum. Ve şimdiden kendimi o görüntüye hazırlamıştım.

Tek bir el tabanca sesinden hemen sonra Şahin Turan'ın bozulmamış şaşkın ifadesi yüzünde yerini koruyordu. Gözleri sabit ve boş bakarken alnının tam ortasındaki delikten kan süzülüyordu. Geç gelen bir hareketle yere devrildi ve bir daha kalkamadı.

Şahin Turan'ın günahlarının bedeli oğlu tarafından öldürülmekti.

Bir insanın bilmeden bunca yıl kendi katilini büyütmesi tuhaf bir ironiydi bana göre.

"Kaldırın şu pisliği ve onun için güzel bir ölüm hikayesi ayarlayın."

[[[✒️__]]]

Volkan'ın gidişinin üstünden iki gün ve Şahin Turan'ın ölüm haberini televizyondan öğrendiğimin üstünden ise bir gün geçmişti. Saatlerdir dışarıya çıkmaya, abimin yanına gitmeye çalışıyordum ama korumalar izin vermiyordu. Telefonum alındığı için de abimle irtibata geçemiyordum. Kimbilir ne kadar merak etmişti?

Bu yüzden giriş katta ki kimsenin olmadığı bir odaya girip pencereyi açtım ve bahçeye çıktım. Korumalardan ikisinin benim olduğum tarafa geldiğini görünce çalıların arasına saklanıp gitmelerini bekledim. Neyse ki fazla sürmedi.

Bir de güvenlik konusunda övünürsün Volkan Turan.

Yüzümde alay dolu bir sırıtışla duvara doğru koştum. Bahçe kapısından elimi kolumu sallayarak çıkamayacağıma göre tek çare duvarın üstünden atlamaktı.

Tırmanırken biraz zorlanmıştım. Üzerimdeki takım elbise pek yardımcı olmuyordu ve az önce duyduğum 'cırt' sesiyle ceketin sırt kısmında ki dikişlerin gerdirmekten patladığını hissettim. Yine de umursamadım.

Volkan gelmeden bir an önce gitmeliydim. Babasını öldürmüş olsa bile onunla sevgili falan olmayacaktım. Zaten ben amacıma ulaşıp, elimi o soysuz Şahin Turan'ın kanıyla pisletmeden intikamımı almıştım. Eve varınca şampanya patlatıp bunu abim ve Afşar ile kutlayacaktım.

Bu düşüncelerin verdiği enerji ile duvarın en üstüne çıkıp yavaşça kendimi aşağıya sallandırdım ve bıraktım.

Ayaklarım yere değdiğinde başarının getirisiyle gülümserken arkamdan onun sert sesi geldi. "Nereye?"

Gülüşüm anında söndü ve kaşlarım çatıldı. Yavaşça arkamı döndüğümde sırtını duvara dayamış, elleri pantolonunun cebinde duran Volkan'ı gördüm. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla kaçtığımın farkına daha önceden varmıştı. Neden bu adam hep benden bir adım öndeydi?

KIVILCIM [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin