Umur Ahmet Can"-pişman olacaksın.......
Acı Tesadüf
İçimdeki acı tarifi zor bir duyguydu hayat akışım benden habersiz devam ediyordu.bazen kendime haksızlık ettiğimi kabuleniyordum mesala en büyük acıları ben yaşadım ben tatım ama yin de ona hiçbir şekilde öfke yada kinim yoktu.
Esinle konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti öfkesi hayla tazeliğini koruyordu geçecek gibi durmuyor zati.onun tek derdi beni kendime getirtmekti.bununda farkında olmama.ragmen kalbim ne laftan ne sözden anlıyordu.bu yüzdendi bütün kızgınlığı kalp kırıklığı.
Masamın üzerindeki yığınla dosyaya bakıp iç çektim akşama kadar pestilim cıkıcaktı.övlen yemeğinden sonra şirketin önemli konukları olacaktı ve benimde orada olma istedi Macit bey şirket için pilanları varmış ve bunu tüm çalışanlara ortağıyla duyuracakmış herkez meraklanırken benim umrumda dahi olmamıştı.evet burada çalışıyor ekmeğini yiyor olabilirim.ama ne dümenler cevirlidigini gayet iyi biliyorum.ve burada olmaktan nefret ediyorum insan hileyle kör olmuş gözler ve kararmış kalplerle nakörleşmiş vicdanlarıyla herşeyi yapabiliyordu.ve ben bunun bir parçası olduğum için iğreniyorum kendimden benligimden karşı çıksam kimse inanmaz benim gibi aciz birine.bu camiya güçlülerin yanındaydı istifa etsem şimdiki işsizlik oranını gayet iyi biliyorum iki arada kalıyorum ya sineye çekicem yada baş kaldırıcam ben ikincisini seçmek zorundaydım dünyanın kanunu kötrülerden yanaydı.düşüncelerimi bir kenara atıp önümdeki dosyaya odaklandım.
Fayiz oranları oldukça yükselişteydi.şirketin paraya para diyemiyecegi kesindi önümdeki dosya yığınına odaklanarak tümünü inceleyip raflarına yerli yerine yerleştirdim önemli olanları da kenara ayırdım Macit beye teslim etmem gerekiyordu. zaman kavramını tamamen unutmuştum boynumun ve belimin iki büklüm hali bana ağrıyla geri dönerken.yüzüm buruşurken boynumu sağa sola kırıp kendime gelmeye çalıştım buna sarsıcı bir baş agrısıda eklenince dayanılmaz hale geliyordu birde sigara isteği vardı .kapının tıklama sesiyle bakışlarım kapıyı buldu kaşlarım kendiliginden çatılırken kimin geldigini sorguladım.
"Gel" diyip gelen kişinin görünmesini bekledim kapı açılarak defne kafasını içeriye uzatarak bedenini kapının ardında bıraktı.gülümseyen dudaklarıyla Gelmiyor musun? Toplantı birazdan başlayacak herkez toplandı seni göremeyince bir bakayım dedim.
Bende ona karşılık olarak hafif bir tebessümle işe dalmışım tamamen aklımdan uçmuş toplantı diyerek gözümün önüne düşen bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.defne anladım der gibi başını salayarak dudaklarını birbirine bastırdı öyle durmaktan vaz geçip kapıyı tamamen aralıyarak kendini tamamen ortaya çıkartı.defne çok alımlı bir kızdı sarı saçları ve okyanus mavisi gözleri vardı hafif dolgun dudakları orantılı hafif kemikli burnu zayıf bir yüze sahipti kimseyle fazla iletişime geçmez kendi dünyamdaydım defne orayı bir çizik çizip sızan insanlardan biriydi şirkete iş dışında bir onunla anlaşır konuşurduk.buna Kemal'e olanlar dahildi.
Hadi ozaman inelim diyip bana baktı alaycı bir tavırla takındığı tavırla kaşlarım havalanırken hayla oturdugumu farketim mahcup bir şekilde sandelyemden ayaklanarak kalktım bu dalgınlıgım başıma belaydı benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanfil
General FictionGeçmişin izleri kalbimdeki ağır yükünü tetiklerken gözlerinin bugusunda bana bakan nefretle yüzleşmek okadar zorduki ben onun için herşeyi yapmışken o benden habersiz beni karanlık bir mezara koyup hiç olmamışım gibi hayatına devam etmiş ben onu bir...