Sancak"-yokluguna
Kalp agrısı
İçimden gidenler vardı pençelerini sapalamış usul usul kalbimin derinlerini terkeden.
Gözlerimden boşalan yaşlarım benden habersiz yanaklarımdan süzülüreken zehir karası gözleri o inci tanesini takip edip ağır ağır yutkundu.bunu bize nasıl yapmıştı.gerçi o beni bırakıp giderken zaten öldürmüştü şimdi bana karşı ördüğü duvarları kaleleri zehirli okları vardı.
Herkez pür dikat bize bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu daha fazla burada durmanın bir anlamı yoktu ben buraya ayit değildim içindeki kasvet büyürken kendimi sıkmaktan bütün eklem yerlerim ağrıyordu.
Donup kalmış bedenimde harekete olan tek şey çeneme doğru şüzülen yaşlarımdı tenimde hisetigim titreşim sanki bir yerleden soğuk rüzgar esiyorcasına kuvetliydi.
Gözlerini,titreyen bedenimin üzerinde gezdirerek nefretini biliyerek gözlerini çekti üzerimden.
Hiç değişmemişti ona özgün olan zayıf ve keskin yüz hatları hafif çekik kömür karsı gözleri çıkık elmacık kemikleri yüzüne orantılı burnu birzamanlar kıyıpta öpemedigim dolgun hafif kırmızı dudakları hiç değiştirmediği kendine üzgü hafif kirli sakaları.aşık olduğum siyah kömür karası saçları.
Onu özlemle inceledim beş yıl geçmişti dile kolay herşeyi kusursuzdu ama kalbi bana karşı kap karanlık bir mezardı.ne kadardır böyle kaldık bilemiyordum ama daha fazla tahamül edemezdim.ellerimi iki yanımda yumruk yaptım tırnaklarımı avuç içlerimde batırdım tüm hırsımı alır gibi Ella gözlerin sahibine bakacak ne çesaretim nede güçüm vardı çünkü oradaki zaferi görmek beni küle çeviricekti.
Kimseye birşey söylemeden oradan uzaklaşmak istedim ve adımlarımı zorgüç atarak kapıya doğru ilerledim zifiri gözlerin beni izlediğini biliyordum ama dönüpte bakmadım bakamadım o seçimini yapmıştı bir kez daha kendi aptalıgıma kızdım.macit beyin şaşkın hali sudan çıkmış balığa benziyordu neler olduğunu anlmaya çalışır gibi bir hali vardı.
Kapının önüne geldiğimde ise korktugum şey olmuştu sinsi ve zafer dolu ela gözler kalbimi bir kez daha hayal kırıklığına ugratmıştı başta oda beni gördügüne çok şaşırmış ve anlam verememişti ama şimdi ise iyiki karşılaştık edası vardı paramparça bıraktığın adamı ben tamamladım diye bağırıyordu.zaferini bana sunuyordu acımadan kanatıyordu ruhumu.
Zeynep tam karşımda onun yanında var olmuş yeni bir çiçek gibi benim sararıp solmuş yapraklarıma tiksintiyle bakıyordu bir zamanlar en iyi arkadaşım canım dostum dediğim benliğimi herşeyimi ona olan aşkımı anlattığım en büyük sırlarımın içinde bulunduğu sandığın kilidini ona güvenerek verdiğim dostum şimdi arkamdan vurmuştu.
Ve ben birkez daha bu lanet olası dünyanın adaletine hüsranla baktım.gözlerim yeni yaşlara kendini hazırlarken bir birine yapışmış ıslak kirpiklerimi silmek istesemde yapabadım.daha fazla böyle bir pisliğin içerisinde kalmak istemediğim için onun omzuna çarparak çıktım.bu hareketim onu sendelerken bende hiçbir etki yaratmamıştı.
Bacaklarım beni taşıyamaz durumdaydı uzun korudor hiç bizimeyeckmiş karanlık boğucu bir yol gibi gelmişti ellerim ve vücudum zangır zangır titriyordu gözlerimden virar eden yaşlarım ve hazırda duran hıçkırıklarımı engellemek için dudaklarımı bir birine bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanfil
General FictionGeçmişin izleri kalbimdeki ağır yükünü tetiklerken gözlerinin bugusunda bana bakan nefretle yüzleşmek okadar zorduki ben onun için herşeyi yapmışken o benden habersiz beni karanlık bir mezara koyup hiç olmamışım gibi hayatına devam etmiş ben onu bir...