Part 3
Normalde Tong Yao ve Jiang Jinyue, hayatları hiç kesişmemesi gereken insanlardı Jiang Jinyue ne kadar mükemmelse Tong Yao da o kadar mütevazi oluyordu.
Ancak sadece birkaç parça kıyafet yüzünden ikisi birbirine bağlanmak zorunda kaldı.
Aslında Tong Yao, Jiang Jinyue'ye birçok kez diğer çocuğun neden bu kıyafetleri giydiğini tam olarak sormak istemişti. Ama başından sonuna kadar cesaretini toplayamadı Tong Yao, Jiang Jinyue'nin onu yüksek bir bakışla hor görmesinden korkuyordu.
Yolda yürürken Jiang Jinyue'nin mükemmel şekilli çenesi her zaman yukarıya doğru bir açıyla kaldırılmıştı bu da ona yaklaşması çok zor görünüyordu. Buna rağmen ona yaklaşanların hepsi hala çok hevesliydi ve bir oyun sırasında dokunduğu basketbol bile hayranları tarafından kapılıp toplanacaktı.
Ama öte yandan çoğu erkek öğrenci Jiang Jinyue'den hoşlanmadı.
Bunu anlamak çok kolaydı - kıskançlıklarıydı. Yanlarında göz kamaştırıcı bir çocuk vardı bu yüzden erkeklerin kıskanmamaları zordu aynı cinsiyet arasındaki sözde itme mantıksız değildi ama bu herkes için geçerli değil.
Örneğin Tong Yao diğer erkeklerden farklıydı Jiang Jinyue'yi severdi.
Jiang Jinyue'yi o kızlar gibi seviyordu.
Ne yazık ki Tong Yao neredeyse üç yıldır Jiang Jinyue ile aynı sınıftaydı ancak bir kez olsun inisiyatifi alıp sevdiğine bir şey söylemeye cesaret edememişti.
Hayır konuşmayı boşver Tong Yao, Jiang Jinyue'ye bakamayacak kadar utanmıştı.
Bir şey söyledikleri tek zaman lisenin ilk yılında yaz tatilinin arifesinde Sınıf Danışmanı Bay Tian ofisin önünden geçen Tong Yao'dan Jiang Jinyue'ye gelmesini rica ettiğinde oldu.
Kabul ettikten sonra Tong Yao'nun sırtında hemen ter belirdi Bay Tian ondan Jiang Jinyue'yi bilgilendirmesini istedi bu da Jiang Jinyue ile yüz yüze konuşması gerektiği anlamına geliyordu. Bu yakalaması gereken son derece nadir bir fırsattı ama kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu?
Sınıfa girerken başlangıçtaki aceleci adımları da yavaşladı.
Sonunda Tong Yao daha fazla dayanamadı. Yavaş yavaş Jiang Jinyue'nin masasına doğru ilerledi.
Şimdi bile o sahneyi net bir şekilde hatırlıyordu: o zamanlar Jiang Jinyue bazı matematik problemleri üzerinde çalışıyordu. Düz ve zarif burnunun köprüsüne siyah çerçeveli bir gözlük oturdu Tong Yao'nun gözlemlerine göre Jiang Jinyue biraz miyoptu bu yüzden sınıfta normalde gözlük takıyordu.
Jiang Jinyue'nin sırtı çok düzdü. Uzun ve ince parmakları kalemini döndürdü çenesi sol eline dayadı zor bir problem üzerinde düşünüyormuş gibi görünüyordu.
Tong Yao cesaretini topladı: "Sınıf arkadaşı Jiang......Jiang......Jiang Jinyue!"
pıtırtı ! Jiang Jinyue'nin parmak uçlarında dönen jel kalem masaya düştü ve yere yuvarlanmadan önce yüksek bir ses çıkardı.
"Üzgünüm çok üzgünüm!" Tong Yao hemen kalemi almak için çömeldi. Ne yazık ki kalem Jiang Jinyue'nin ayaklarının hemen arkasında zor bir yere yuvarlandı.
"Jiang.....Sınıf arkadaşı Jiang Jinyue ayaklarını biraz hareket ettirebilir misin?" Tong Yao büyük bir çaba sarf ederek onu almak için elini uzattı ama kaleme en ufak bir dokunmayı başaramadı.
Jiang Jinyue'nin ayakları da hiç hareket etmedi.
Sesinin çok yumuşak olduğunu ve Jiang Jinyue'nin onu duymadığını düşündü Tong Yao başını kaldırdı ve "Üzgünüm yapabilir misiniz..." dedi.
Tong Yao'nun daha sonra söylemeyi planladığı kelimeler boğazında tıkanmıştı. Önünde beş santimetreden daha az uzaklıkta Jiang Jinyue'nin yakışıklı yüzü vardı. Nefesleri bile birbirine karışmıştı.
Tong Yao hemen nefesini tuttu Jiang Jinyue'nin nefesi nane kokuyordu ve çok güzel kokuyordu.
"Ben kendim alırım." Gerçekte sadece iki saniyelik bir duraklama oldu sonra Jiang Jinyue kalemini almak için eğildi.
Tong Yao kalkmak için çabaladı Jiang Jinyue'nin kaşlarını çattığı sırada geri çekildi ve "Ofis senden Lao Tian'ı görmeni istedi" dedikten sonra kaçtı.
Çok uzaklaştıktan sonra aniden söylediği son cümlenin ters gittiğini fark etti Lao Tian, Jiang Jinyue'nin ofise gitmesini istedi.
Ondan sonra Tong Yao, Jiang Jinyue ile tekrar konuşamayacak kadar utandı sadece kampüs prensini uzaktan izledi.
Jiang Jinyue'nin önünde tekrar utanırsa Tong Yao kafasını bir tofu parçasına vurup ölmek zorunda kalacaktı.
O andan itibaren Tong Yao'nun sınıf tarafından verilen en sevdiği metin "Pipa'nın Şarkısı" çünkü sadece yüksek sesle okuduğunda Jiang Jinyue'nin adını yüksek sesle söyleyebildi.
"Hüzünle ayrılma zamanı geldiğinde, dolunay sınırsız nehirde ıslanırken" 1.
Başkaları bu şiiri okuduğunda son üç karakterin tonu her zaman düşerdi.
Tong Yao sesi şiddetle yükselen tek kişiydi. 2.
⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁
1. Jiang Jinyue'nin adı (江浸月) "nehre batan ay" olarak tercüme edilebilir.
2. Karakterler aynı olmasına rağmen Jiang Jinyue'nin adının geldiği şiir oldukça melankolik bu yüzden genellikle insanlar onu dalgın bir tonla okuyor. Ancak bu, bir isim için nasıl okuyacağınızla aynı değil.
⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁⇁
Oy verip yorum yapanlara teşekkürler <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Accidentally Wearing The Same Clothes As The Campus Prince ✓
Short Story(TAMAMLANDI) "Dikkatini çekmek için on bin beceriksiz yol buldum. Bu onlardan sadece biriydi." Tong Yao, daha sıradan olamayacağını düşünüyor. Vasat bir figür, standart bir görünüm, ortalama notlar ve normal bir aile geçmişiyle...... onun hakkında k...