Purple Lilac Jikook

XXV🌺

Beni böylesine boktan hissettirmeye hakkın yok...

Yazardan~

Aşk. Kimisi için midesinde uçuşan kelebekler, kimisi için sürekli o kişiyi düşünmektir. Herkeste farklı olan bu duygu Jungkook için ona özeldi. Yalnız ona özel. Jungkook için aşk Jimin'di.

Ne uçuşan kelebekler, ne karıncalanan parmak uçları, ne sarhoş olmuşçasına düşünmek. Aşk denildiğinde Deltanın gözünün önünde beliren tek şey Jeon Jimin'di.

Vita ile ilgili olan her şey onun kalbini hoplatıyordu. Saysa ömrü yetmez, 'seni seviyorum' derse yetersiz kalacağını, ona yeterli kadar ilgi vermediğini derdi. Fakat kendini Jimin'in gözünden görseydi eğer böyle söylemezdi.

Jungkook nefes alamamayı kızıyla öğrendi. Minik yavrusunu izlemeye başlasa saatleri geçer, ama bunu fark etmezdi. Gerçi bu durumdan asla şikayetçi olmazdı. Eleanor onunla göz kontağı kursa dünyalar onun oluyordu. Sanki küçük Delta bir bakışıyla onu büyülüyordu.

Lider Deltanın en favori saati eşini ve yavrusunu beraberken izlemekti. Dünyaya, hatta kendisine aslan kesilen Vita kızının yanında süt dökmüş kediye dönüyordu. Ve Jungkook şu an favori saatini kaçırdığını bilse oturur ağlardı.

"Güzelliğim, nasıl oldu da güzel doğdun böyle?"

Dizinde oturttuğu kızının saçlarına küçük renkli tokalarla toplarken Eleanor üst ve altta çıkardığı; inci gibi parlayan 4 dişini babasına sunup kıkırdamıştı. Jimin kısa bir an işine ara verip miniğine baktığında bu manzarayla mest olmayı kendine borç bildi

"Haklısın kızım. Çünkü seni ben doğurdum ve Jungkook baban yaptı. Güzel olmaman mümkün değildi. Hele de yakışıklı babana benzerken. Aynı onun gibi güzelsin yavrum" dediğinde kendi kendine kıkırdamaya başlamıştı. Ve Eleanor şimdi cennetteydi.

Hiçbir şey umurunda değildi şu an. Onu ilgilendiren şey kıpırdanan dolgun dudaklar, güldüğü için kısılan gözler, parlayan pürüzsüz yanaklar, en önemlisi eşsiz kıkırtıydı. Karşısındaki güzellik pamuk şekere benzerken mükemmeldi. Asıl güzellik olan oydu ve babasını minik göğsüne saklamak istiyordu. Kimsecikler görmesin, sadece yakışıklı babası ve ona özel kalsın.

"Niye öyle bakıyorsun kızım? Bana olan bakışların Jungkook. Sanki başkası bana baksa ödünüz kopacak gibi. Sen karnımdayken de böyleydin. Gücünle bana güç verirken yenilmez kılıyordun beni. Ama Jungkook baban dokunduğu gibi ona tepki gösteriyor, oyununu eşlik ediyordun"

Haklıydı Vita. Eleanor daha Jimin'in rahmindeyken bile babasını korumak, tüm dünyadan sakınmak hissiyle kavruluyordu. Babası ve kendisi hariç kimse bu güzelliği görmemeliydi. Kimse onu üzme cesaretinde bulunmasın!

"Hâlâ da aynısın. Benim yanımda minicik bedeninle kötü kız rollerindesin. Ama Jungkook'un yanında şirin moduna geçiyorsun. Küçük hanım kocama cilve yapmaktan vazgeçin" diye oyuncu şekilde kaşlarını çatıp dudaklarını öne uzattığında Delta bu görüntüyle eridiğini hissetti.

İçi içine sığmıyordu. Güzel babası tüm gününü ona harcadığı için çok mutluydu. Tek bir an bile onu yalnız bırakmazdı. Nereye gitse kucağında götürüyor, dudakları büzülmesin diye canını dişine takıyordu. O uyumadan asla banyoya girmez veya telefonuna falan vakit harcamazdı. Babası tüm gününü ona harcıyordu.

Delta babası bazen evde olmuyordu. Bunun sebebini merak dahi etse güzelliği onunla öylesine ilgileniyordu ki, onun yokluğunu hemencecik unutuyordu.