Hoş geldinizz... yorum yapmayı oy vermeyi unutmayınn....
Boş sırada otururken elimi çeneme yaslamış bomboş gözlerle, hocanın çocukları azarlamasını dinliyordum. Topuklu ayakkabısının tak tik sesleri hoşuna gittiği için sıra aralarını arşınlıyor uzun tırnaklarını geçtiği masalara vururken bu sesten hoşnut olduğunu belli ediyordu.
İngilizce öğretmeniydi hamile kalmasına çok az kalmıştı hissediyordum oda bizi bırakıp gidecek yerine matematik öğretmeni girecekti. Oda yabancı dil anlatıyor diye kendimi teskin ederken içimdeki cazgır Hayriye yalancı gözyaşlarını siliyordu. Arkamdaki arkadaşımın saçıma aşılması ile dişlerimi sıktım.
"Ne var lan ne?" dediğimde oflayıp puflayıp enseme yaklaştı.
"Bu ne Zaman hamile kalacak lan?" diye sistemle sorduğunda tüm sınıf sanki bunu bekliyordu.
" Ben ne bileyim aq. Kocası olsam yaklaşmam ben buna."
" Ya normalde bunun elini karnına götürerek sınıfta dört dönmesi lazım. Bu karı bize niye bunu yapıyor. Biz İngilizlerden almazdı bu ülkeyi. Hani Türkçe hani lisanımız"
Gözlerimi devirerek sanki ciddi bir bilgi veriyormuş edasıyla arkama döndüm. Oda bunu bekliyormuş gibi çenesine eline yaslayıp bana baktı. Kesinlikle dalga geçeceğimi biliyordu ama beni sanki nükleer silahların yerini söylüyormuş gibi dinlemesi arkadaşlığın kuralıydı.
"Kanka bak şimdi. Atatürk kara tahtayı çıkartıp Türkçeye geçerken bu yokmuş."
"Allah ,Allah"
"Aynen, o aralar İngilizleri oyalıyormuş, sonra sen kalk dil dile değince ingilicce öğren"
"ya dil güzel, konuşuyor hoş ama ingilicce, şöyle bir bakınca dinleniyor ama ben ne bileyim ingilicce"diye takılı kalmaya başladı.
Hanimaga gibi çektiği gözlerine kara kalemi bize sokmak istercesine hoca dönüp bize geldiğinde
" Euzubillahhimineessaydanirracim" diye ikimize mırıldanmaya başladık.
"Siz ikiniz" topuklu ayakkabısının ucunda dönüp ikimize baktı.
"Ayağa kalkın" Ayağa kalkıp asıl duruşa geçtik.
" Ne konuşuyorsunuz fısır fısır?" Enfal bana bakıp hocaya döndüğünde kesinlikle beni satacağını biliyordum.
" Hocam ben diyorum ki ingilicce ne güzel bir dil. Keşke ana dilimiz olsa. Bu da diyor ki benim anam konuşamaz Bayburtlu. "
Kendimi Alperen ocakları başkanı gibi diktiğimde tüm sınıf yine saçmalayacağımı bilerek bayık bayık bana baktı.
" Hocam Türkçe varken İngilicce savunmak vatan hainliğidir."
Bir anda tüm sınıf çıkar göster diye hep bir ağızdan bağırmaya başladı.
" Tovbestağfiryllah hocam ne diyorlar öyle" Gözlerimi belerterek tüm sınıfı ayıplar gibi baktım.
Enfal ensemden tutup beni kendine doğru meyil etiğinde bir an kendimi oltanın ucundaki hamsi gibi hissettim.
" Sen sıkıyönetim mahkemelerinde çıkıp ingilizce şarkılar dinleyerek donekligini ilan etmedin mi?" tüm sınıf onu alkışlıyordu. Hoca elini alnına götürüp sabır istercesine mevlaya baktı.
"Tövbe ettim tövbe. Kim Kardashian'ın bize hakaret etmesinden sonra kaç doz Ali Kınık aldım biliyor musunuz?" tüm sınıfa bakarak konuşmuştum. Ellerimi iki yana açtım.