Stajyer Melek Salih

67 11 5
                                    

Hayatım boyunca ne olacam lan ben diye düşünürken bu halde olmak aklımda kesinlikle yoktu. Damat bey bize doğru bakarken ben Çağatay'ın kolunun altında köşede öylece kalakalmışken durum hiç hoş değildi.

"Çağatay abicim ne yapıyorsun burada" diye sorarken şüpheli bakışlarını ikimizin üzerinde gezdirdi.

" Görmüyor musun?" Diye ters bir şekilde cevapladığında yakasına yapışıp neyi lan neyi demek istesemde sustum.

"İçeride misafirlerimiz varken burada bu kızla mı duruyorsun" iğneleyici lafına karşılık bir an ortaya atılmak istesemde Çağatay'ın delice bakan gözleri beni durdurdu.

"Dikkat et lan sözlerine" diye tükürerek kurduğu cümleler kesinlikle abisine göre değildi. Bu çocuk niye bu adama bu kadar kaba davranıyordu. Ve ben niye hala Çağatay'ın kolunun altındaydım. Babam böyle aşiret ağası taklidi yapmayı nereden öğrenmişti?

Abisinin bakışları bir ara bana döndü.

"Küçük hanım kim tanıştırmayacak mısın?" dediğinde yanımda enfal olsaydı 'hanim dedi bana duydun mu' diye hava atabilirdim ama Çağatay'ın bisikleti geçirdiği kız olarak tanınca bu hevesim kursağımda kaldı.

" E ben şeyim..." diye mırıldandığımda aklıma köçek olarak geldim demek varken Çağatay'ın bana olan bakışları aklıma gelince bu fikirden vazgeçtim.

" Kimsiniz?" diye adam şüpheli şekilde bakarken bir an gıcık oldum, tam ağzımı açıp kendi tarzımda cevap verecekken Çağatay susturdu.

" Kız arkadaşım" ben kafamı hızlı hızlı sallarken bir an ona dönüp bön bön baktım.

"Kız arkadaşı?" Diye sorgulayarak bana bakarken.

" yani arkadaşıyım. Kız olduğumu da belirtmek istedi belki anlamazsın diye" şirince sırıttım. Çağatay'ın gözlerini devirdiğini biliyordum. Adamı da aptal yerine koymuştum ama olsundu.

"Anladım. İçerdeki gösteriniz de takdire şayandı. Çağatay'ın böyle bir arkadaşı olduğunu bilmiyordum" dediğinde

" bende" diye mırıldandım. Bir an bana şüpheli baksa da

" Yani o da bilmiyordu benim böyle oynadığımı sürpriz oldu" deyip sırıtmaya devam ettim.

"Ee içeri geçelim madem" diye bizi uyardığında ortaya atıldım. " Benim gitmem lazım. Allah sizi bir yastıkta kocatsın, Allah mutluluğunuzu daim etsin. Amin" deyip elimle yüzümü kapattım duam kabul olsun der gibi, sonra da Çağatay'ın kolundan çekilip gitmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım çünkü Çağatay kolumu tutmuştu.

"İstersen kolum sende kalsın, işin bitince verirsin" deyip şirince sırıttım ama o sinirlendiğimi biliyordu.

"Yok bana sen lazımsın, tamamen" deyip sırıtarak karşılık verdi. Abisi hala bizi izliyordu. Abisine dönüp " Ben arkadaşımı eve bırakıp geleceğim, o süre zarfında kendi düğününü idare edebilirsin değil mi!" diye sert bir şekilde konuştu. Benden döndükten sonra tamamen ifadesi değişmişti. Tamam bu benim tanıştığım Çağatay değildi.

"Çağatay" diye uyarı tonunda konuşsa da Çağatay umursamayıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Arkamı dönüp abisine şirince sırıttığımda kesinlikle ne olacağını bilmiyordum.
Tapu müdürüne doğru yaklaşınca bir bana bakmış birde yanımdaki adama bakmıştı. Ona da sinsice sırıttım. Çünkü az önce beni içeri almıyordu ben düğün sahibini alıpta gidiyordum. İşte böyle bir kızım ben deyip sırıtırken Çağatay kolumu çıkarmak ister gibi sürüklüyordu.

Yalnızsam DüzeltinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin