Islak ve eski merdivenlerden gelen gıcırtılı seslerle birlikte iniyordum ki yere kapaklanmama az kalmıştı .
Heyy Koray beklesene beni kulağında sorun mu var?
Koray'ın Kızım ben mi sana topuklu giy dedim sanki gezmeye gelmedik podyuma çıkmıyorsun demesiyle birlikte sinir kat sayım artmıştı. Haklı da . Bu arada ben Ahu mimarım. Çok uzun değilim öyle ufak tefek bir şey.
Bugün bu eski belki 50 yıldan uzun süredir burada bulunan eve bakmaya gelmiştik. Çalıştığım şirket buraya fabrika yapacaktı.
Binaya şöyle bir göz gezdirince bir insan burada neden yaşasın diye düşünmeden edemedim . Şehirden oldukça uzakta .
Camları kırılmış bu eski bina baktıkça insanın içini daraltıyordu. İçerisi desen küften nefes alınamıyordu .
Koraylarin arkasından yavaş yavaş yürüyordum ki birden küf kokusu daha da artmıştı . İğrenmiştim . Başım dönüyor midem bulanıyordu .
Binanın dışında olmama rağmen bu kadar kuvvetli küf kokması imkansızdı . Hafiften esen rüzgarla birlikte küf kokusu her yerimi sarmıştı . Diğerlerinin umrumda bile değildi.
Nasıl etkilenmeden duruyorlardı anlamadım .
Geride kalınca Koray bana seslenmisti .
"Kal sen öyle arkalarda ne demişler sürüden ayrılanı kurt kapar . Hadi acele et biraz be kadın ne bu yavaşlık kaplumbağa bile haline güler"
Koray inşaat mühendisiydi.
"Keyfinden yavas yürümüyorum herhalde size de gelmiyor mu küf kokusu yoksa bütün kötü şeyler hep beni mi buluyor "
Koray gülerek "ne küfü kızım delirdin mi sen iyi misin bize hiç bir şey gelmedi "
Çağla da "bize küf kokusu falan gelmedi Ahu iyi misin sen " deyince yüzümü buruşturarak sanırım hiç iyi değilim fena halde midem bulanıyor anlamıyorum "diyerek cevapladım.
İnanılmaz derecede etkili bir kokuydu.
Hafiften yağmur çiselemeye başlamıştı. Kara bulutlar etrafımızda dolanıyordu. Rüzgarın sesi kulaklarımda yankıya dönüşüyordu. Küf kokusu biraz olsun dağılmıştı. Nasıl bi durum böyle akıl erdiremiyorum. Keşke bu kadar hassas burnum olmasa.
Arabaya yaklaşınca bir şeyin eksikliğini hissetmiştim . Sanki bir şey unuttum .Aranmaya başlarken çantamı masada unuttuğum aklıma gelmişti .
Of çantamı unuttum kim bir centilmenlik yapıp çantamı getirmek ister ? sorumla birlikte herkes birbirine bakmaya başlamıştı.
Anlaşılan iş başa düşmüştü.
Ya bari biriniz ayakkabısını versin bunlarla yürüyemiyorum.
Koray "o Ahu hanım ayakkabımı sana versem bebek mezarı gibi kalır seninkinde"
Gülerek ya Koray saçmalama diyerek tebessüm ettim . Çağla ayakkabılarını bana uzatınca giyerek arabadan dışarı attım kendimi . Bu kadar unutkanlık bünyeye gerçekten zarar veriyor . Yazık bana.
Ah şu korku saçan eve girmek istemiyordum.
Acele ederek adımlarımı hızlandırdım. Yağmurda benimle birlikte hızlanıyordu sanki.
Sonunda merdivenlere ulaşmıştım . Bu yılların evi gerçekten canıma okumuştu. Alt tarafı evi görüp gezecektik . Yine bu gıcırdayan eski merdivenden çıkarak içeri girdim . Ev sanki canlanacak gibi hisler veriyordu. Bazen olur ya sanki bir şey seni tutacakmış gibi ha tam ondan olmuştu işte . Oldukça korkak biri olan benim buraya kendi başıma gelmem bile büyük bir başarıydı . Şöyle bir etrafa göz gezdirince masayı farkettim çantam oradaydı. Hemen çantaya doğru adım atacaktım ki sanki bir mırıldanma sesi duymuştum. İçimden bir şey geçmişti sanki çığlığı basacaktım ki beyaz bir kedi bana doğru geliyordu . Hayvanlarla aram fena değildi ama dokunmaktan pek hoşlanmazdım. Kedinin gözleri parıl parıldı. Hayatımda bu kadar gözleri parıldayan bir kediyi ilk defa görüyordum .
Hey minik şey senin ne işin var burada . Bir kedinin burada yaşaması imkansız gibi bir şeydi kim bakıyordu buna burada . Tam kedinin yanından geçiyordum ki sanki bir kırılma sesi duydum .
"Peki gökyüzü kadar mavi gözlerin kömür gibi kara bir adamın dünyasında ne işi var "
Evin içinde yankılanan sesle birlikte bir çığlık patlamıştım . Bu başıma gelenler normal şeyler değildi . Erkek sesiydi bu. Neye karıştığımı tam olarak algılayamıyordum . Kalbim ağzından dışarı çıkmak için fırsat kolluyordu resmen . Evde ruhani şeyler vardı sanki . Çantamı alarak hemen dışarı attım kendimi . Nasıl bir evdi böyle. Hiçbir zaman gizemli şeyler dikkatini çekmemişti . Ağlayarak arabaya koşmuştum .
Küf kokusu aslında bir şeyler olduğunun bana işaretiydi . Gül kokulu diyarda böyle kötü bir kokunun olması alışılagelmişin dışındaydı . Arabayla arama bir kaç metre kala cesaretlenerek eve doğru döndüm . Kafamı kaldırıp pencerelere bakınca sol taraftakinde bir şey sanki bana el sallıyordu . Kafayı yiyordum . Ellerim titremeye başlamıştı . Yürüyemeyecek kadar halsizdim.
Ayıldı ayıldı doktor bey !!
Bir yerlerden Koray'ın sesi geliyordu. Gözlerimi yavaşça aralayarak baktığımda etrafımda bir düzine insan duruyordu . Başımda sanki biri vurmuş gibi ağrı vardı .
"Şükür bizi çok korkuttun Ahu neler oldu sana "Çağlanın ağlamaklı sesiyle birlikte olanlara anlam vermeye çalıştım . Hafiften doğrularak karşımdaki adama baktım . Beyaz önlüklü . Evet şimdi her şey oturmaya başladı . Bayılmıştım.
Doktor :"Merhaba Ahu hanım öncelikle geçmiş olsun sanırım bir şey sizi heyecanlandırmış ve etkisiyle bayılmışsınız"
Kısık bir sesle "teşekkür ederim " diye cevap vermiştim. Hâlâ kendime gelememiştim . Etrafa bir göz gezdirdim . Herkes buradaydı . Çağla elimden tutarak "nasılsın canım çok korktuk sana bir şey olacak diye "
"Suç bende keşke ben gitseydim o çantayı almaya " "sakin olun iyiyim "
diyerek herkesi susturdum . Aklımdan olanları geçirince bir ürperti geçmişti içinden .
Derin bir nefes alarak "sanki bir şey gördüm evet kesinlikle o evde bir şey vardı çantamı almaya gittiğimde kedi gördüm. Beyaz bir kedi . Çok güzeldi onu severken bir kırılma sesi geldi. Sonrasında biri bana seslendi sanki rüya olamaz böyle bir şey kendimi dışarı attım hemen zaten size bahsettigin o küf kokusu bile normal değildi neden siz alamadınız o kokuyu hatırladıkça midem bulanıyor "
Çağla inanamaz gözlerle bana bakarak
"Ahu canım söylediklerin inanılmaz çünkü orada bizde vardık ve bahsettiğin o kokuyu alamadık ve senin başına gelenler. Bence biri olsa anlardık bir ses veya başka bir şey hiç işaret yoktu "
Bana inanmıyordu. Koray gelerek yanağımdan makas alarak " tatlım bence senin tansiyonun falan düşmüş olabilir sonuçta dediğin koku senin başını döndürmüş olabilir senin gözüne öyle geliyor bence "
Kimse inanmıyordu bana. Diğerleri de besni sallayarak onay verdi . Neden kimse inanmıyordu bana .
Benim gibi bir korkağın başına gelmemeliydi bu
"Ölsem gitmem o eve artık "dememle Koray "zaten bir daha gitmeyecegiz " demişti . Zaten gitmezdim . Ama bu olayı nasıl kanıtlayacaktım onlara ya da gercekren hayal mi gördüm . İmkansızdı bu o kedi koku mümkün değil .
Anlaşılan bu yolda tek başınaydım .ama yalnız çözülecek bir şey de değildi .
Sedyeden Çağlanın desteğiyle kalkarak taburcu işlemleri için doktorun yanına doğru gitmiştik.
Ne gündü koku kedi ses ...
Tek yaşayan biri değildim ailemle birlikte yaşıyordum .
Bu olayı onların desteğiyle atlatabilirdim. Herkes dağıldıktan sonra Koray beni aransa evime bırakacaktı .
Koray hala endişeli endişeli bakıyordu bana . Kanıtlayabilirdim ona her şeyi.
Kafamda bin bir türlü senaryo geçiyordu . Ve bir an cesaretlenerek Koraya dönüp
" Sana kanıtlayacağım olanları "dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UĞULTU
Mystery / Thriller" Ne demişler Mimar Ahu Hanım sürüden ayrılanı kurt kaparmış ama burada kara bulutların hakimiyeti altında sürüden ayrılanı Çağan Ulusoy kapar . Dikkat ette ceylan gibi ürkek gökyüzü kadar mavi olan gözlerini kara bulutlar kaplamasın " Ne diyordu...