...
Aster
Bugün, günlerden çarşamba.
Senin yokluğunu kasıp kavuran iki hafta, bana iki yıl gibi geldi.
Yalnızca iki hafta ama
Yazıyor...
Yürüyemiyorum bile, Taehyung.
Sensiz yürüdüğüm yol, yol değil.
Tutmuyor dizlerim.
İletildi.[00.45]
Aster
Kapılar ardında, her sesimi işittiğinde olduğu gibi bir sigarayı daha ağırlıyor dudakların.
Gündüzleri bir cenaze taşıyorsun içinde, geceleri kazılıyor zihnindeki mezarlık.
İçine gömüyorsun beni.
Yazıyor...
Orada mahsur bırakıyor, açık bıraktığın kapılara kilit vuruyor sözlerin.
Her vuruşumda biraz daha yumuşuyor, "Git, Jungkook."demelerin.
Seni böyle görmemi istemiyor gibisin.
Ama Taehyung
Yazıyor...
Ben seni doğru düzgün değil, tam bu dağınıklığın içerisinde sevdim.
Nerede senin bin yıllık esaretin?
İletildi[00.49]
Aster
Korkuyorum.
Yazıyor...
Işığım yetmiyor seni bu karanlıktan çekip kurtarmaya.
Ne yapabilirim, bilmiyorum.
Sadece artık, sırtını yasladığın yer mezar taşı olmasın istiyorum.
İletildi[00.51]
Aster
Bana sarıl, Taehyung.
Yazıyor...
Saçlarım sana bir kez daha kırlmadan, gel bana.
Balkon demirlikleri tutmuyor seni, elindeki sigara sarmıyor yaralarını, içine attığın gözyaşların suskunluğunu sessiz çığlıklara çeviriyor.
Tüm bu sessizliğin içerisinde bir de biz savaş veriyoruz bomboş gürültülerle.
Gelsen, yaslasan başımı göğsüme, sarsam kollarımı sana, dinlensek.
Mücadeleni yalnız yapmasan, olmaz mı?
Zira ben, yapamıyorum.