...
Aster
Yanımdasın.
Uykunda sayıklıyorsun, ağzında dolanıyor hece taşları.
Çoğunlukla annenin adı oluyor bu.
Sürekli aralanıyor kirpiklerin, gözlerinin kızarıklığı da tasdikliyor uzun zamandır uyuyamadığını.
Göğsümdeki varlığın bile sırf bu sebepten nefes aldırtmıyor bana.
Heyecandan kasılıyor kalbim, durdurasım geliyor.
Üstelik atışlarını duyar da uyanırsın diye değil korkum.
Yazıyor...
Olur da uçup gidersin diye göğsümden.
İletildi [05.55]
Aster
Bağrımdaki saçlarını usulca okşayıp, ağlamaktan başka bir şey yapamıyorum.
Arada bir gözlerim kapanıyor da olsa sebebi uykusuzluktan değil, gerçekliğini sorgulamamdan oluyor zira hâlâ inanılır gibi gelmiyor varlığın.
Her gece uğradığın rüyalarımdan biri olursun diye ödüm kopuyor.
Saçlarındaki koku burnuma sızmasa, öyle sanacağım ama değil.
Hayalini dahi kurmaya çekindiğim o yerde, seninle birlikteyim.
Seninim.
Yazıyor...
Senin Aster'in.
İletildi [05.57]
Aster
Nasıl gördüğümü sorma.
Sorma zira anlatmaya güç bulamam.
Kokun beni uykumdan mahrum etmiş bile olsa, şu telefonundaki bildirimden gördüğüm adım son bir saattir gözlerimi kırpmama bile müsaade vermiyor.
Mahvettin beni, Kunâla.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok, kelimenin tam anlamıyla mahvoldum.
Sanki bir savaştayım ve göğsüme dayanan silahın ucundaki mermi senin adın.
O kurşun, en az bakışların kadar ağır.
İletildi [05.58]
Aster
Yine gevezelik ediyorum, değil mi?
Oysa sen karşımda, gözlerini bana dikmişken iki kelimeyi bir araya getirmek ne zordu...
Ama bilirsin, Taehyung.
Yazıyor...
Benim sözlerim dilime değil, parmak uçlarıma dayanıyor.
Yanında öyle ürkek ve korkak oluyorum ki, tüm işlevimi kaybediyorum.
Adından başka hece birleşmiyor ağzımda.