1-Gel Gör Beni, Aşk Neyledi?

328 35 341
                                    

"Erwin, hayatında yaptığın tek hata bu... Neden beni komutan yaptın?" dedi kadın sonlara doğru sesini kısarken.

Ardından kulaklıklarını çıkarıp derin bir nefes aldı. Seslendirme sanatçısı olmak... Yorucu olabiliyordu yeri geldiğinde ancak eğlenceliydi, monoton hayatına renk katan bir mesleği vardı Temari'nin.

"Bir bölümde benim mükemmeliyetin kitabını yazmış canım karakterime verdiğiniz replik bu kadar mı? Sanattan falan anladığınız yok sizin(!)" dedi seslendirme odasından çıkarken, alaycı bir sesle. Eh, Hange Zoe'yi seslendiriyordu sonuçta; bir ağırlığı olsundu değil mi?

"Biz mangadan araklayıp düzenliyoruz bacım, yoksa biliyorsun yani." Dedi ses yönetmeni ellerini teslim olurmuş gibi kaldırarak. "Ayrıca biraz daha sakin mi olsa-"

"Eğer izleyicilere duyguyu dibine kadar geçirmek istiyorsan, üzgünüm ama bana mikrofonun başında sakin olmamı söyleyemezsin. Seslendirme yaparken duyguları ne kadar yaşarsan sesine de o duyguları bir o kadar yansıtırsın, çizimler de iyiyse değme keyfime bir izlenim sunarlar. Başka bir şey var mı?" diye sordu, oradaki çalışanlardan birinin kendisine uzattığı ceketini alırken.

Ses yönetmeni apaçık yediği laftan sonra konuşmamayı yeğlerdi ancak söylemesi gereken şeyler olduğunu hatırladığında konuştu: "Ya normalde senin lafının üstüne laf söylenmez ama başka bir şey de var şimdi."

Temari merakla tek kaşını kaldırıp iş arkadaşının devam etmesini bekledi.

"Stajyer işi var ve bunu yapabileceğine inandığımız sayılı elemanlardansın, çocuk da seslendirme tarafı için değil daha çok şarkı stüdyosunun oralarda çalışacak, e sen orada da çalışıyorsun yani pek de bir şey değişmeyeceğini düşündük."

"Benden başka Allah'ın bir kulu yok muydu sahiden?" Temari hafif sitemkâr bir sesle söylendi. Kendisinin tecrübeli biri olarak görülmesi ve ona güvenilmesi gerçekten gurur verici bir şeydi elbette ancak yaşadığı şeylerden sonra güveni zedelenmişti yeterince, iş yerindekilere bile tekrardan zar zor güven kazanmışken yeni birinin daha hayatına girmesinin aklının yeniden karışmasına neden olmaz mıydı?

"Senden daha iyi yapabilecek bir Allah'ın kulu yoktu desek?" deyip paçayı kurtarmaya çalıştı ses yönetmeni ve aynı zamanda iş arkadaşı olan Daimaru, kabul etme ihtimalinin artmasını umarak.

"Peki, gelsin bakalım anlaşabilecek miyiz anlaşamayacak mıyız... Şimdi izin verirseniz canım yatağımın yanına gidebilir miyim?" Alay eder gibi bir hali düşünülebilirdi ancak hayır, gerçekten tek istediği sıcak yatağıydı. Seslendirme sanatçılığının neresi yorucu olabilir ki ama değil mi?

Değil işte.

Her mesleğin kendi içinde zorlukları vardı ve insanlar her meselede olduğu gibi meslekte de bilmediği konularda yalan yanlış yorumlar yapmayı sevelerdi, bilgileri olmasa bile. Başka mesleklerle veya kişilerle mesleği, kişiliği, ilişkiyi vs. karşılaştırıp gerçekle alakası olmayan ithamlarda bulunur yetmez bir de kınarlardı. Görüş bildirmek değildi Temari'nin karşı olduğu, düşünce özgürlüğü denen bir ilke vardı sonuçta. Onun karşı olduğu ve sinirlendiği şey, bu insanların yalan yanlış ithamlarının yanlış olduklarını öğrendikten sonra bile kendi doğrularının hak olduğunu iddia etmeleriydi. Bazı şeyleri unutmuş olabilirdi ancak bu insanların zavallılığı hafızasına değil beynine, kalbine kazınmıştı; unutması olası değildi yani.

Konservatuardaki yetenek sınavlarından geçip orada olan eğitiminin üzerine bir de son senelerinde üniversite ve stüdyoda stajyerliği birlikte götür, ses eğitimi, diksiyon, hitabet, ritim tutturma, şarkı yazmada sözler, özgün bir melodi üzerine sözleri yerleştirmek için görülen derslerin yanında bir de oyunculuk dersleri almıştı, birkaçını da özel olarak almaya devam ediyordu. Oyuncu değildi belki evet ancak o sahnede seslendiği karakterin yaşadıklarını yaşamadığı sürece ne kadar eğitim alınırsa alınsın sesine %100 yansıtamazdı ki! Elbette role girmeleri, o anları kendileri yaşıyormuş gibi düşünmeleri, seslendirmeleri gerekiyordu.

Fairytale ~ShikaTema~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin