2-Hiçbir Şey İçmedim Ama Aklıma Düştün Ondan O Sendelemem...

197 30 218
                                    

"Konservatuarı nasıl 6 senede bitirebiliyorsun peki? Yani okul normalde 4 sene ya ondan soruyorum?" Temari, karşısında saçı yerçekimine karşı direnç gösterip dik duran adama baktı. At kuyruğunu tepeden bağladı diyelim, o saç nasıl öyle durabiliyordu lan? Neyse...

"Sınavlar ilk 2 sene çok zahmetli gelmişti, normal bilgi sınavı olsa yapılır ancak yetenek sınavı olunca sınıfta kalmamak elde değildi." Shikamaru, tamamen ezberden konuştuğunun farkındaydı ancak karşısındaki kadın aklını güzelliğiyle karıştırırken düşünerek konuşması ne kadar mümkün olabilirdi ki?

"CV'nde Güzel Sanatlar Lisesi'nde okumadığın, normalde sayısal bölümde olup da sınavda konservatuar seçtiğin yazıyor. Neden peki? O kadar mı kötü geçti sınavın, bölümünden vazgeçirecek kadar?" Temari yüzüne ve sesine alaycı bir ifade takınarak sordu.

"O senenin 1.siydim, tüm ülkede fakat çok da önemli değil yani."

Temari'nin yüzündeki alaycı ifade yerini şaşkınlığa bırakırken zümrüt gözleri de şaşkınlığın verdiği duyguyla parladı. Gece ay ışığının yansıması altında görünen ağaçlar gibiydi şu an genç kadının gözleri. Ay, güneşten aldığı ışığı geceleyin gördüğü güzel şeylere yansıtırdı. Ara sokaklar bu yüzden ışıksız kalırdı belki de, içerisinde hiçbir güzellik barındıramadığı için. Ancak ay, ormanların üzerine yansıtırdı ışığını, çünkü ormanlar hem oksijen verirlerdi doğaya hem de yuva olurdu canlılara, hayat verirlerdi. O gün o dakika, kadının gözlerindeki ormanda kaybolduğunu hissetti. O parıltılardaki ışıltının ne zamandır karanlık olan ruhunu bir nebze de olsa aydınlattığını, ormandaki oksijenle beraber uzun süre sonra tamamen rahat bir nefes alabildiğini hissetti.

"Bu sefer cidden soruyorum, burada ne işin var? Müziğe âşık mı âşık bir kişiliğin yok belli ki, o zaman neden?" Bu sefer ciddi bir sesle sorguladı Temari.

Her mimiği neden bu kadar güzel duruyor yüzünde? Shikamaru göğüs kafesini kırmak isteyen kalbine rağmen yüzündeki sakin ifadeyi korumayı başarmıştı.

Biraz tereddüt etse de cevapladı: "Bir kız vardı, o Güzel Sanatlar okuyordu. Ben de onun peşinden işte..." Devamını getiremedi Shikamaru. Boğazında oluşan düğüm ve kalbini sıkan yumru çıkıverdi ortaya. Aşkın acı tarafı yüzüne sertçe çarpmıştı daha şimdiden.

"Aşk diyorsun yani?"

"Aynen öyle...-ydi."

"Ayrıldınız mı?" Temari bir an fazla ileri gittiğini düşündü. "Üzgünüm fazla özeline indim, anlatmak zorunda değilsin." Aralarda kekelediği için kendine kızarken Shikamaru yan bir gülümseme sundu.

"Sorun değil, açıkçası... Ben de emin değilim ancak bir gün-Ve umuyorum ki çok yakında- öğreneceğim." 

"Bol şans, o zaman." Temari hafifçe gülümsediğinde refleks olarak Shikamaru'nun gülümsemesi de büyüdü. Gülümsemek bulaşıcı olduğundandı bunlar, başka bir şey değil...

"Teşekkürler, o zaman."

Temari ayaklanırken Shikamaru da onunla beraber ayaklandı ve kadının ona uzattığı şeyleri alırken düşürmemeye çalıştı. Bunların hepsini okumak durumunda mıydı gerçekten? Ne zahmetli iş...

"Bunlar prosedür ıvır zıvır falan feşfan işte. Okur gelirsin haftaya kadar. Haftada 2 kere görüşeceğiz söylerler sana zaten saatini ve günlerini. Şarkı sözü yazdığın bir defterin falan vardır mutlaka?"

"Ne kadar zahmetli olsa da evet." Şu zahmetli kelimesi de bir ağzından düşmedi gitti ha.

"Onu da getirsen iyi olur senin için, nasıl olsa kendi yazdığın sözlerden daha çok ilham alırsın değil mi?"

Fairytale ~ShikaTema~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin