9-Özlemek Bu, Dokunmakla Geçmiyor...

136 21 185
                                    

Odasındaki camdan dışarı bakarken kahvesini yudumladı Temari, arkasından derin bir iç çekti. Artık yaz yüzünü göstermeye başlamıştı. Ve onun aklında, son birkaç ayda da olduğu gibi, tek bir kişi vardı: Ağlak Bebek.

Sabah uyandığında ilk düşüncesi de akşam uyumadan önceki son düşüncesi de o olur hâle gelmişti artık. Bundan mütevellit de bazı duygularını kabullenmesi gerektiğini anlamıştı artık. Mesela, Shikamaru için hissettiği duyguların basit bir hoşlanma olmadığından adı gibi emindi. Daha yoğun duygulardı bunlar, aşktı...

Fakat aklını karıştıran mesele bu değildi. Aklını karıştıran mesele, içinde bir yerlerde sanki bu duyguları daha önce de yaşamış gibi bir duygu vardı.

Hafızasını kaybetmeden önce birilerine âşık olması muhtemeldi, evet. Ancak o, bu duyguları daha önce yine Shikamaru'ya karşı hissettiğini seziyordu. Halbuki geçmişte Shikamaru'yla tanışmamışlardı... Değil mi? Öyle olsa Shikamaru söylerdi.

"Hadi ama ağlak bebek, ağlama artık. Birkaç haftaya kadar dönmüş olacağım zaten."

"Ağlamıyorum zaten, zahmetli kadın. Ne karın ağrısı..."

"Geleceğim diyorsam gelirim zaten." Sevgilisinin gözündeki yaşları sildi genç kadın. "Ağlama artık."

"Söz, değil mi?" Adam yanağındaki eli tutarken söyledi.

"Söz, sadece gidip geleceğim korkmanı gerektiren bir durum yok."

Kafasında geçen bu küçük diyalog bile başını tarif edilemez bir ağrı vermişti. Başını tuttu ve ağrıyı az da olsa dindirebilmek için şakağını ovdu.

Aklından geçen bu sahneler... Geçmişe ait birer anı mıydı yoksa kafasında kurduğu senaryolar mı? İşte bunu anlamlandıramıyordu ve sadece bu ne kadar siniri varsa her birini bozuyordu.

Nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı, ağrıyı dindirmek için elinden geleni yapıyordu fakat aklı sanki onun inadına daha da çok karışıyordu...

"Temari, girebilir miyim yavrum?"

Zihnindeki ağır gürültüden onu çıkaran kişi anneannesiydi ve bunun için minnettar olduğu kesindi. Biraz daha düşüncelerde boğulsa büyük ihtimalle hafıza kartı tamamen devre dışı kalacaktı.

"Sormana gerek dahi yok anneanne, gelebilirsin."

Chiyo, kızının kopyası gibi görünen torununun karşısına geçti ve gülümsedi. Temari, gerçekten Karura'ya benziyordu ve bu ister istemez Temari'yi her gördüğünde duygulanmadan edemiyordu. Ancak şimdi başka şeyler konuşmaya gelmişti, o yüzden metanetini korudu.

"Bir şey mi oldu anneanne?"

"Bana bir şey olmadı ancak sanki sende bir şeyler var gibi ha?" Yaşlı kadının yüzündeki gülümseme büyürken Temari tam olarak neyi kast ettiğini anlayamamıştı.

"Ne gibi şeyler?"

Chiyo yaklaşıp elini Temari'nin kalbinin üzerine koydu: "Sanki gönlünü biri fethetmiş gibi şeyler..." Bariz bir şekilde hızlandığını hissettiğinde gözlerini kısıp Temari'ye baktı. Temari'nin güzel yeşil irisleri şaşkınlıkla açılmıştı. Bunun daha önce hiç konusu açılmamışken nereden anlamıştı?

"Öyle uzaklara dalıp dalıp gidersen anlaşılır elbet." Dedi Chiyo aklını okur gibi. "Eee, nikah tarihi falan aldınız mı?"

"A-anneanne o kadar ileri değil."

Fairytale ~ShikaTema~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin