Külden' Kalanlar #İlmelistan #ilmel

2. °YE§İL GØZLER°

-...Isn't it lovely, all alone?"
...
Şarkı yavaş yavaş sona gelirken ustalıkla direksiyonu kullanan, aramızda santimler olan adama baktım. Bana baktığında aynı anda gülümsedik. Tüm ihtişamıyla gözler önüne serdiği gamzeleri beni öp' der gibiydi.

Araba boğazın dibindeki yalının önünde durdu.

Arabadan inmek için kapıya davranırken ellerimden tuttu.
Yüzümü tamamiyle ona döndüğümde gülümsemeden duramıyordum.
Evet, kesinlikle bir aptal gibi göründüğünü de biliyordum ama engel olamadım kendime napim..

Bir eli hala ellerinde, diğer eli cebine doğru gitti. Saniyeler sonra çıkarttığı siyah kadife kutu ellerindeydi.
Gözlerim heyecanla biraz daha açılırken mavi gözlerine baktım.
Kutudan özenle çıkarttığı bilekliği bileğime incelikle takması kendimi özel hissettirmişti.

"- Mirza, teşekkür ederimm."

Sesim oldukça duygulu çıkmıştı.
Söylediklerim Mirza'nın 32 dış gülümsemesine sepeb oldu.

"-Küçük bir hediye sadece."

Gözlerim hala bileğimde sallanan zarif bileklikteydi.
Yüzümde hissetiğim sıcaklıkla Mirza'nın gözlerine kaydı bu seferde.
Burun burunaydık. Dudağıma doğru verdiği nefesle biraz daha yaklaştım.

"'Midemi bulandırıyorsunuz.
Gerçekten."

Lena'nın varlığını tamamiyle unutmuştum.
Sitem dolu sözleriyle arabadan inerken yüzümü gergin bir şekilde Mirza'ya çevirdim.

Yanağıma kondurduğu kısa bir öpücükle bizde arabadan hızlıca indik. Mirza anahtarı valeye uzattı ve ardından büktüğü koluna girmem için izin verdi. Yat oldukça büyük ve görkemliydi. Iki sene boyunca gördüğün tanıdık yüzlerle kısa selâmların ardından Şule'nin bulunduğu masaya geçtik.

"-Sevgilim?"
Mirza'ya döndüm ve efendim' der gibi baktım.
"Sen eğlenmene bak ben hemen geliyorum."

Elimi avucuna aldı. Yüzünde yine gülümseme peyda olurken elime kücük bir buse kondurdu ve biraz ilerde kızlı erkekli masaya doğru ilerledi.

Elime aldığım kavunlu kokteyli yudumlarken Lena gözlerini dikmiş bir yere bakıyordu.

"-Lena iyi misin?"

Gözlerini diktiği yere kaydı gözlerim.
Mirza vardı. Ve etrafını saran kızlar tabi Mirza karşısında duran sarışın daha önce gördüğümü hatırlamadığım bir adamla konuşuyordu.

"-Nasıl iyi olabilirim? Aslında sen hala nasıl böyle durabiliyorsun anlamıyorum."

"-Neden?" Diye sordum kavunlu kokteylimdem bir yudum daha alırken.

Bana devirdiği gözlerle yanımızdan geçen garsondan bir viski aldı.

Ve tekrar bakışları Mirza'nın olduğu masaya kaydı.

"-Hayır yani sözde senin sevgilin, ama o kadar kızın arasında, resmen Mirza'yı alabilmek için yarışacaklar ve sen hala böyle rahat durabiliyorsun?"

Aldığım derin nefesi bırakırken denize doğru döndüm yüzümü.

"-Yarışsalar ne olur yani? Kendin dedin Mirza senin sevgilin diye. Ergenler gibi davranamam. Kıskanç biri değilim ayrıca."

"-Seviyo musun? "
Tek nefesle söylediği ve söylemek istedigi seyi anlamıştım elbette.

"-Saçmalama tabiki seviyorum."

Her zaman yanımda bulundurduğum küçük not defterini elime aldım,

"-Seviyo musun?"