3

554 42 18
                                    


Yatağa birlikte girdik ve yattık. İkimizin de arkası dönüktü. Ortalığı büyük bir sessizlik kaplamıştı. 

"Teşekkür ederim."

"Hm... Ne için?"

"Beni kabul ettiğiniz için."

"Biz seni kabul etmedik. Babam başka bi seçenek sunmadı sana yani zorladık. Bu yüzden özür dilerim."

"Sen baban gibi değilsin ama . Bana bir seçenek sundun ve beni kabul ettin. Hala neden böyle bir şey yaptığını anlayamasam da teşekkür ederim."

Nedenini bilse belki benden nefret eder.

"Önemli değil. Hadi uyu artık yoruldun bu gün."


Sabaha kadar onunla aynı yatakta olma düşüncesi yüzünden uyuyamadım. Gözlerimi açamıyorum bile. Ergenliğe yeni girmiş bir ahmak gibi bütün gece onu düşündüm. Neler oluyo bana? Kafayı yedim sanırım. Sabahın köründe yataktan çıkıp hazırlandım. Kahvaltı hazır olunca onu da uyandırdım. Hazırlanıp aşağıya indi.

"Günaydın."

"Sana da günaydın. Evet hepimiz buradayken düzgünce bir konuşalım. Buraya gelmeyi kabul ettiğine göre evlenmeyi de kabul ettin demek oluyor değil mi?"

"BABA!"

"E-evet efendim."

Sanırım yalanda olsa bilerek evet diyordu.

" 2 gün sonra Kageyama ruta giricek o yüzden okula gitmiceksiniz. Hizmetlilerin hepsi beta o yüzden bir sıkıntı olmaz zaten ben ve eşim de bu gün bir iş için yurt dışına gidicez. Bu arada odanızın kapısı kilitlenicek ve sadece yemek ile su getirildiğinde açılıcak. Tabi baskılayıcılar da yok. Demek istediğimi güzelce anlamışsınızdır diye düşünüyorum."

"Kısaca onu benimle yatmaya zorluyorsun."

"Zorlamak mı ah hayır. O buraya gelmeyi kabul ettiğine göre buna hazır. En yakın zaman da evliliğinizi de halledicem."

"Biz daha reşit değiliz."

"O eski zamanlardaydı oğlum. Artık bir alfa bir omega ile 17 yaşında aile izni ile evlenebiliyor."

Lanet olsun ne yapıcam ben şimdi. Ona yalan söylemiş oldum. Onu burdan uzaklaştırmam gerek. 

"Kahvaltınızı yapın ve odanıza çıkın."

Hinata'ya baktığımda yüzünden anlaşılıyordu, bunu istemiyordu. O istemediği sürece ona dokunmicam.


Kahvaltı bittiği gibi odamıza çıkartıldık ve kapı üstümüze kitlendi.

"Özür dilerim. Böyle olucağını bilmiyordum. Kendimi banyoya kitlicem tamam mı sana asla dokunmicam."

"Babanın istediğini yapmazsan ne olur?"

"Boşver sen orasını. Rutumun gelmesi 2 günden daha erken sürebilir o yüzden banyoya giriyorum ne olursa olsun sakın o kapıyı açma tamam mı. Girdiğim gibi kitle beni."

"Neden bunu yapıyosun? Başka bir alfa olsa direk yapmaya başlardı."

"Sakın ama sakın beni başka alfalarla kıyaslama."

"Omegalardan nefret ettiğin doğruymuş."

Ses tonu hüzünlüydü ve bu kalbimi acıttı ama başka bir şey yapamazdım. 

"Evet omegalardan nefret ediyo-"

"O ZAMAN NEDEN O SPOR SALONUN DA BENİ KORUDUN? BENDEN İSTEDİĞİN BU DEĞİL Mİ?"

Ne yapıcağımı şaşırdım. Bir yandan ağlıyor bir yandan da bağırıyordu. İstemsizce onu kollarımın arasına aldım.

"Sakin ol."

Feramonlarımı onu sakinleştirmek için kullanmaya çalıştım. Bunu bana annem öğretmişti. Yere doğru eğildi ve ağlamaya devam etti.

"Yapalım gitsin."

"Hinata yüzüme bak. Ben sana asla dokunmicam tamam mı."

"Neden? Güzel değil miyim, erkeğim diye mi, omegayım diye mi yada başka biri mi var?"

"Hiç biri değil. Ben sadece bunu babam istediği için değil be- hayır biz istediğimiz için yapmak istiyorum."

Burnunu çekip yüzüme baktı. Gözlerini sildi ve derin bir nefes aldı. Ardından aniden dudaklarıma yapıştı.

"N-ne yapıyosun?"

Cevap bile vermeden beni yere itip üstüme çıktı ve öpmeye devam etti. Kendimi durdurmam gerektiğini biliyordum ama yapamadım. Ellerim kalçasına doğru ilerlerken aniden onu kucağıma alıp yatağa götürdüm.

"Bunu istediğine emin misin?"

Kafasını sallayarak cevap verdi bende onu öpmeye devam ettim. Git gide daha çok sıcak olmaya başlamıştı. Burnuma onun yaydığı o tatlı portakal ve vanilya kokulu feramonları gelmeye başladığında kendimi iyice kaybetmeye başladım. Onunda zevk almasını istiyordum bu yüzden kendi feramonlarımı yaymaya başladım.

"Nane gibi... çok güzel kokuyorsun."

Yavaşça altındaki pantalonu ve boxerı çıkarttım. Islanmıştı. Parmaklarımı deliğine doğru götürürken üstündeki tişörtü ağzıyla utturdum ve göğüslerini emmeye başladım. Tatlı inlemeleri beni daha da delirtiyordu. İlk parmağımı yavaşça deliğine soktum.

"Sıkma kendini."

Parmağımı çekip üstümdekileri çıkarmaya başladım. Pantalonu da çıkarttıktan sonra eğildim ve deliğini yalamaya başladım. Burnumda mükemmel kokusu, kulaklarımda o tatlı inlemeleri ve ağzımdaki o şeker gibi tadı mükemmeldi. Git gide daha çok azıyordum ama bir anda beni itip tuvalete gitti.

"Hinata?"

Ağlama seslerini duyabiliyordum. Sanırım kapının arkasında oturuyordu.

"Yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim. Canını yakmak istemedim. Özür dilerim çok özür dilerim. Lüfen ordan çık orda olması gereken benim."

Ağlayarak kapıyı açtı ve bana sarıldı. Kollarımı ona doladım ve öylece bekledim.

"B-ben hazır değilim."

"Hazır olsan bile yapmak zorunda değiliz."

"A-ama feramonların öyle demiyo. Ruta girdin sanırım."

"Kendimi konrtol edebilirim geç üstünü giyin ben de banyoda olucam tamam mı?"

Ruta girdiğimin farkındaydım. İçim deli gibi yanıyor ve alt tarafım tamamen kalkmıştı.

"Duş alabilir miyim?"

"Ah tabi."

Bir anda elimden tutup beni küvete doğru çekti. Suyu ayarlarken bile elimi bırakmadı. Küveti doldurunca içine girdi ve beni de çekti.

"Hinata lütfen ben yapamam. Yine ağlamanı istemiyorum."

"Be-ben seninle gerçekten evlenicem. O yüzden sorun yok yapalım ve ruta girmeden önce seni öpmemle böyle oldun yani ben-bence sen de beni i-istiyosun yani yapalım işte."


I NEED YOU [KAGEHİNA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin