6

413 36 3
                                    

İkimizde belki hazır değildik ama bunu konuşup sarılarak güzel bir uyku çektik. Ellerimle onun karnını okşayarak uyudum. 

Rüyamda mutlu bir aile tablosu görmeye başladım. Her şey güzel gidiyordu. Hinatanın karnı şişmişti, doğum yakın gibiydi ama bir anda her yeri kanlar kapladı. Hinata kanlar içinde kucağımda yatıyordu. Terler içinde uyandım ve ellerime baktım. Gerçek olmadığını anladığım an ona döndüm. Güzelce uyuyordu. Bütün gece uyumadan onu izledim. Sabahın ilk ışıkları odanın camından yüzüne vuruyordu. Turuncu saçları güneşin ışığıyla parlıyordu. Güzelliğine bakmaktan alamıyordum kendimi, o sırada yavaşça esneyerek uyandı.

"Günaydınnn."

"Günaydın."

"Neden erken kalktın?"

"Bilmem uyandım."

"Biraz daha yatalım daha çok erken."

Ellerini belime sardı ve kafasını göğsüme doğru koydu. Gözlerini kapattığı an uyuya kaldı. Bende ona sarıldım ve gözlerimi kapattım. Sıcacık hissediyordum.


"Genç efendi!"

"Hm?"

"Uyandırdığım için üzgünüm ama sizi yemeğe bekliyorlar."

Yavaşça kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve Hinata'yı uyandırdım. Birlikte aşağıya indik. Babam her zamanki yerinde oturmuş bize bakıyordu. Yüzünde iğrenç bir sırıtış vardı. Sinirlerim tekrar tepeme çıkmıştı. Bi anda elimde  bir sıcaklık hissettim ve yan tarafıma döndüm. Elimi tutmuş bana gülüyordu. Birlikte masaya oturduk ve kahvaltıya başladık.

"Tebrik ederim oğlum, bu kadar çabuk olucağını düşünmemiştim."

"SENİN YÜ-"

"Teşekkür ederiz. Biz de bu kadar erken düşünmüyorduk ama yine de mutluyuz."

Yine beni korudu. Masaya oturduk ve kahvaltıya başladık. Bütün yemek boyunca babamın sırıtışlarını izledim. Mide bulandırıcı...

"Kageyama, yemeğini yedikten sonra çalışma odama gel."

Yemek yicek keyfim kalmadığı için onunla kalkıp odaya doğru gittim.


"Artık kabullendiğini düşünüyorum, alfa olduğunu ve benim oğlum olduğunu."

"İkisini de ne kadar kabul etmek istemesem de öyle ama hala bunlardan nefret ediyorum. Eğer alfa ve senin çocuğun olmasaydım zayıf bir omegayı zorla burda tutup hamile bırakmış olmicaktım."

"Onun burda zorla durduğunu düşünmüyorum ben. Sıcak bir ev, yatıcak yatak, giyicek kıyafetler ve yicek çeşitli yemek var. Ayrıca kızgınlık zamanlarında ona zevklerin her türlüsünü yaşatabilicek bir baskın alfasıda var. Daha ne istesin ki?"

"Annem de böyle miydi senin için?"

"Sakın bir daha anneni düşük bir omegayla bir tutma."

"Düşük bir omega mı? O baskın bir omega unutma. Baskın alfalar iki alfa birlikte olması sonucu da olabiliyoken baskın omegalar nadiren oluyo. Hepimizden değerli olduğunu unutma ve onun sayesinde işlerin iyiye gitmiyo mu? Ona saygı duymayı öğrenene kadar ben hala senin oğlun ve alfa değilim."

Konuşmayı bitirip odadan çıktım. 

(o sırada Hinata)

Kageyama babasıyla birlikte gitti ve biz annesiyle tek kaldık. Ne diceğimi bile bilmeden sadece susuyorum.

"Kageyama ve babası hiç anlaşamazlar. Küçüklükten beri hem de. Kageyama alfa, omega ve beta ayrımına karşı bir çocuk. Alfa olduğu için kızışmadaki bir omegaya zarar verilmesinden hep nefret ederdi. Kendinin de bir baskın alfa olduğunu öğrendiğinde kendinden nefret etmişti. Sürekli baskılayıcılar içiyordu ki feramonları bir omegayı etkilemesin. Yada bir omega feramonu aldığında ordan uzaklaşırdı."

"Kageyama çok anlayışlı ve iyi biri. Bu huylarını çok seviyorum ve böyle düşünen nadir insanlar var. O harika biri."

"Kageyama'nın ilk kez kendi isteğiyle feramonlarını ne zaman kullandığını biliyo musun?"

"Imm sanırım hayır."

"Seni kurtardığı gün."


I NEED YOU [KAGEHİNA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin