Sabahın güneşi gözlerimi yerinden söker gibi alıyordu. gözlerimi yavaştan kısarak açtığım. yataktan doğrulduğumda gözüme hemen siyah gangster kıyafeti ilişti. Bunu bana hyunjin vermişti.
''Hyung uyandın mı?''
Jeongin kapıyı sessizce tıklatmıştı. amacı rahatsız etmek değildi.
''Evet tulumbam''
Kapıyı yavaşça açıp ilk kafasını uzatıp sonra vücudun tamamını içeri attı.
''Hyung kahvaltı hazır''
''Tamam gelirim birazdan''
Jeongin onaylayıcı mırıltılar atıp odadan çıktı. aklım hala hyunjindeydi. Neden bana bunu versin ki.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya inip kahvaltımı yaptım. bugün can sıkıntısından ölecektim. evde sadece jeongin ve ben vardım.
''Hyung dışarıya çıkalım mı?''
''Olur benimde canım sıkılmıştı zaten''
Oturduğum yerden kalkıp odama gittim. hangi kıyafet giyineceğim diye bakarken gözüme yine o gangster kıyafeti ilişti. çok güzel duruyordu. ondan vazgeçip rahat kıyafet giydim. bir yanım onu giy diyor diğer yanım ise giyme özel gün gelecek ondan sonra giyersin diyor.
Merdivenlerden indiğimde dışarda jeongin telefonuyla oynuyordu.
''Geldim''
''Hyung bowling oynamaya gidelim mi?''
''Ne?''
''Ya hyung lütfen~''
''Tamam hadi yürü''
Jeongin hızlıca boynuma sarılıp zıplıya zıplıya sevinci ortaya saçıyordu. Çok tatlıydı benim tulumbam.
///
Bowlinge vardığımızda hızlıca parasını ödeyip bir koltuğa oturdum. jeongin ilk başlayan olacaktı. Jeongin ilk atışta sağ tarafında 2 tanesi kalmıştı. Bir top daha alıp onu attığında devrilmişti. Sevinçten yerinde zıplayıp ellerini birbirine çırpıyordu. aynı bir çocuk gibi. ailesi ona bir çikolata dondurma alsa sevinçten yerinde zıplayıp ellerini birbirine çırpardı. aynı bu benim tatlı tulumbam gibiydi. Onu çok seviyordum. Onun acısı beni bile yakardı.
''Hyung ben sıkıldım''
''Ne yapalım?''
''Kuyumcuya gidelim küpe almak istiyorum''
''NE!''
''Ya hyung bu küpeleri sevmiyorum''
''Off tamam hadi düş önüme''
yine aynı sevincini yaşayıp kapıdan dışarı çıktık. Biraz yürüdükten sonra Kuyumcuya vardık.
''annionghaseyo sunsangnim (merhaba efendim) ben bir tane uzun çık bir küpe almak istiyorum''
''Tabi hemen getiriyorum''
Jeongin küpe seçesiye kadar bende telefonumla ilgileniyordum. Jeongin seçtikten sonra kuyumcunun aynasının karşısına geçip kulağına takamya çalıştı ama olmayınca yardım bakışları atıyordu.
''Tamam dur ben yaparım''
Telefonumu cebime koyup küpeyi elime aldım. kulağın değiliğinden yavaşça geçirip taktım. çok güzel gözüyordu.
''Kaç para verdin?''
''290.000.000 won (3.787.400,00 Türk Lirası)''
''Ln- aq ne yaptın?!''
''Ya hyung en ihtişamlı olan buydu.''
''Başlatma bana ihtişamlınıda mihtişam-''
''KALDIRIN ELLERİNİZİ!''
Arkamızdan biri bağırınca döndüm. bunlar hırsızlardı. ellerinde silahları vardı. karşı koyamazdım. 3 kişiydiler. kuyumcu amcaya dönmüştü. elleri havadaydı. diğer adam bize dönüp silahı bize doğrultmuştu; jeongin ve bana!
''Sizde ellerinizi kaldırın''
Ellerimi havaya kaldırdığımızda Jeonginin sessiz ağlamasını duydum. Belli ki adam da duymuştu.
''Ağlama domuz''
''Kes sesini piç''
Sesimi ona yükseltmiştim. benim tulumbama domuz diyemezdi. Bakışlarımı yere indirdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. en son duyduğum şey silahın sesiydi; klink!
Tabancanın arkasında metal kısmını aşağıya doğru çekip bırakmıştı. yeni bir kurşun kimi vuracaktı. tulumbama asla izin vermezdim.''
''Ne yapıyor-''
Silah ateşlendiğinde korkudan gözlerimi sıkıca kapattım o acıyı bekliyordum. kurşun derime isabet edip delip geçmesini. ama öyle bir şey olmadı. Kurşun bana gelmemişti. İsabet eden kurşun; jeongindi!!!
Gözlerimi hemen açıp sol tarafımın çarprazında duran jeongine baktım. yerde kanla kaplı ölümün ucundaydı. Gözlerimden yaşlar geliyordu. jeongin ölemezdi.
''Jeongin!! yalvarırım gözlerini aç bana konuşmaya çalış''
''H-hyung-''
Sesi kısılıyordu. dışarda polis araba sesleri geliyordu geç kalmışlardı. jeongin iyileştikten sonra o polise yumruğumu atmak olacaktı. ama bu halimle doğru düzgün bir şeyi düşünemiyordum. Jeongin ateşin içinde kıvranıyordu.
''Jeongin sana yalvarırım gözlerini aç lütfen''
''H-hyung acı b-beni yakı- yakıyor''
göz yaşlarım şiddetlenmişti. polis memurları hırsızları tutklamışlardı. Göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Dünya benim için bitmişti. her şey yok olmuştu. düzen kayboldu. Jeonginde
''H-hyung gözle- gözlerim kapanı- kapanıyor''
''Jeongin! sakın sakın gözlerini kapatma güzlü kalmaya çalış''
Jeongin hızlıca yutkunmuştu. kaç saat kaç dakika geçti bilmiyorum ama ambulans arabası gelmiş jeongini araba koymuşlardı. bende bindikten sonra. hastaneye gidiyorduk
''Jeongin lütfen lütfen gözlerini aç''
Ses vermiyordu. makinada sadece kalp atış sesi geliyordu çok yavaş ve tiz bir sesti. Yarım dakika böyle gittikten sonra kalp atış sesi susmuş onun yerine düz bir ses gelmişti.
''Neler oluyor!!''
'' Hastayı kaybediyoruz!''
''JEONGİN!!''
Son sözlerim buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MY POLİCE PARTNER~ //HYUNLİX\\ ✓
FantasyFelix: ''SANIRIM BU GECE GERÇEKTEN ÇOK EĞLENECEĞİZ'' Shiplemeler: Hyunlix Minsung Changin Chanmin