''SENDEN NEFRET EDİYORUM!''

413 49 29
                                    

Acı nedir? Kalbine saplanan bir bıçak darbesinden kötü mü? Ne yapmalıyım? kurtarmalımıyım? Elimden hiç bir şey gelmiyor. Jeongin içerde ölüyor ve ben bekliyorum. Ne yapmalıyım. 

''Felix Jeongin nerede!''

Changbin belli ki sinirli oturduğum yerden kaldırıp omuzlarımdan tutup salladı. başım önde eğik ne diyeceğimi düşünüyorum ne yapmalıyım??

Sol elimi yavaşça kaldırıp jeonginin olduğu odayı gösterdim. Changbin omuzlarımı bırakıp hızlıca jeonginin odasının kapısını yumruklamaya başladı. kapıyı kırarcasına çalıyordu. doktor kağıdan çıktığında changbin bunu bilip yumruğunu boşluğa savurdu. doktor bir bize bir de changbine bakıyordu.

''Sorun ne çocuklar''

''İ-içerde Yang Jeong In olan kişi durumu nasıl''

''hastayı  kaybediyorduk ama durumu şimdi kurtardık. 50 dakika kurtarabildik ama çok fazla kan kaybettiği için kana ihtiyacımız var''

''Ben veririm''

''ama kan uyuşması lazım. A kan grubu olan varmı''

''Ben''

Seungmin kabul ederek kan al odasına doğru ilerlediler. hala sessiz kalıp 'keşke jeongin yerine ben vurulsaydım' diye geçirmeden edemiyordum.

''Felix artık kendini üzme senin suçun değil. o o'rusbuların çocuklarının suçu.''

''Nasıl üzülmeyeyim hyung o vuruldu ve ben elleri bağlı bekliyorum.''

''Felix. hastaneye kim getirdi jeongini.''

''Ben...''

''İyi işte kurtarmışsın felix'i buna değer üzme kendini''

''tamam''

Chan haklıydı. Ben getirdim hastaneye jeongini. o şimdilik iyi olacak bundan eminim.

''Jinsung, minho gidin eve bir gelişme varsa haber edin.''

İkisi onaylayıp gittiler. chan onlardan haber bekleyecekti. sanırım hala işimize devam edeceğiz.

*

''Tamam adresi gönderin''

chan telefonunu kapatıp bana döndü sanırım yine bendeydi iş. ama jeongini bırakıp gidemezdim.

''Felix gidi-''

''Hayır gitmeyeceğim''

''Ne?!''

''Hyung jeongin buradayken gidemem''

''Felix biz onun başındayız merak etme tamam mı?''

''Hayır gitmiyorum ben-''

''FELİX! bağırttırma beni hastanede. en iyi casus, gizlice sinen sensin elimizdeki adam senin anladın mı?''

''ama-''

''Felix lütfen!''

''tamam gidiyorum konumu at''

''Attım''

''Görüşürüz''

Umarım jeongin iyi olur onun için dua edeceğim. Eve vardığımda üstüme rahat gene kıyafetler aldım.

 Eve vardığımda üstüme rahat gene kıyafetler aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(felixin giydiği bu okey :)

Hyung'un attığı konuma doğru ilerlemeye başladım. yürümelik mesafeli değildi. bu yüzden arabayı tercih edip binip navigasyonda gösteren yola ilerlemeye başladım.

Noktaya vardığımda büyük bir ev vardı. sanırım burada ki bilgiler ne ile alakalı bilmiyorum ama burada tuhaf enerji seziyorum. 

Evin kapısına vardığımda içerde hiç ses yoktu. sanrım ev boş ve şanslı günümdeydim. arabadan aldığım sırt çantamdan tornavida aldım.

tık!

o ses geldiğinde içeriye sessizce girdim. burada ne yapmam gerekiyor bilmiyorum ama evi taramam lazım büyük ve şık görünümlüydü.

Her tarafı taramam bitince sadece bakmadığım yer kalmıştı. yatak odası ve oturma odası. hangisi ile başlayacağımı bilemediğim için ilk önce mutfaktan başlamak istiyordum. içimde bilemediğim için bu tuhaf git gide artıyordu. içim sıkışıyor ne göreceğimi bilmiyorum ama boğazımda çok kötü yumru oluşmuştu.

Mutfaktan içeri girdiğimde çekmeceleri karıştırdım. her yeri aradım. kaşıklardan tencerelere ve tabaklara. dolapların içine baktığımda bir mektup buldum. mühürlenmiş bir mektup. arkasında bir imza ve BENİM ADIM!?

Ben ne alaka içimden geçirip kağıdı açtım. içimde yumru daha çok birbirine sarılıyordu. 

''Neler oluyor bana''

sessizce söyleyip gözlerimi iki defa kırpıp açtım. ama herşey yine aynı bir sorun vardı.

Mektubu açtığımda el yazısına benzer korece yazılmış bir kısa not vardı.

''Sevgili Lee Felix;
         İlk önce söylemek istediğim bir şey var. şuan bunu bulduğun için duyguların birbirine karışacak. Felix, beni bilmene gerek yok ve sadece dediğimi yap. yatak odasına GİT!''

Neler olduğunu bilmiyordum. sinirlerim gerildi ve ağlama duygusu geldi. İçim tuhaflaşıyordu. 

Yavaş adımlarla ve ürkekçe merdivenlere çıktım. başım fena halde dönüyordu. hiç bir şey yapamıyordum tek yapabildiğim titremek oldu. 

yatak odasına vardığımda ellerim benden istemsizce titriyordu. kapı kulpunu tutup içimden 'senden nefret ediyorum' demem bir oldu. 

gördüğüm manzara beni dehşet verici bir şeydi. kapıyı hızlıca geri kapatıp göz yaşlarıma hakim olamadan akıp evden çıkmıştı. Şimdi ben onu kıskandım mı?

-
Evet kıskandın felix'im 143!

~MY POLİCE PARTNER~  //HYUNLİX\\ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin