''HEPSİ WOOJİN'İN SUÇU''

431 40 58
                                    

Hızlıca koşmanın acılardan uzak duracağının anlamına mı geliyordu? ya da ne kadar koşarsan koş acı seni bulacak anlamına mı geliyordu? hangisi olduğunu bilmenin hiç bir faydası yoktu. Neden bu garip duygu içimde daha çok büyüyordu. o mektubu gönderen kişi kimdi? 

Eve vardığımda direk odama çıkıp kapıyı kilitledim. Neden içimde ki acı daha çok büyüyordu. sağ elimi göğsüme vurmaya başladım. içimdekinin çıkması için kendimi parçalıyordum. onun için kendimi niye azab çekiyormuş gibi hissediyorum.

''Felix neler oluyor iyi misin?''

''İyiyim''

Üstümdekilerini çıkarıp rahat bir duş almak istiyordum. Banyoya girip küvete sıcak suyu ayarlayıp içine girdim. böyle daha iyi hissettiriyordu.

**

Telefonun çalmasıyla gözlerimi açmıştım. ne zamandan beri küvette durduğumu bilmiyordum. ayaklarım ellerim buruş buruş olmuştu. küvetten çıkıp durulandıktan sonra. telefonu elime aldım. cevapsız aramalara gidip baktığımda numara yabancıydı. telefonu komidinin üzerine tam koyacakken tekrar çalmıştı. bu sefer aynıydı. 

''Alo''

cevaplamıştım. ama ses hiç yoktu. kimdi bu?

''F-felix''

Bu ses hyunjinindi ama hangi yüzle aradı beni bu orusbu çocuğu

''Hangi yüzle aradın lan piç''

''Felix lütfen beni dinle''

''Neyi dinleyeceğim ha! senin ne kadar orusbu olduğunu mu?''

''Felix lütfen-''

''artık senden nefret ediyorum hwang hyunjin''

Telefonu suratına kapatıp yatağa fırlattım. hızlıca nefesler alıp veriyordum. sinirlerim gerilmeye başlamıştı. aklıma hediye geldi. kafamı dolabın köşesine çevirdiğimde orada duruyordu. hemen üzerimi giyip kutuyu ve çakmağı elime alıp odamdan çıktım.

''Felix nereye''

''İşim var binnie~''

''Bende geleceğim''

''Hayır gelmiyorsun''

 changbin'i arkada bırakıp dışarıya çıktığımda sert rüzgar tüm vücuduma çarpıyordu. hemen evimizin yakınında boş araziyi görünce oraya doğru yürüdüm. Kutuyu yere bırakıp içinde ki gangster kıyafeti alıp çimenlerin üzerine bıraktım. hepsi arkamda toplaşmış beni izliyorlardı. 

''Felix aklını mı kaçırdın sen?''

Hyung'a cevap vermeden cebimdeki çakmağı çıkarıp ateşi açtığımda kıyafetin bir ucuna yakınlaştırıp tutuşmasını beklemeden yanmaya başlamıştı. İşte benim içimde böyle tutuşuyordu ama piç yüzünden sönmüştü.

''aman tanrım felix ne yapıyorsun''

''Ateşi söndürün''

''Su getirin'' 

herkes birbirlerine emirler yağdırırken ben sadece alevin içinde tutuşan kıyafete kilitlendim. Bu kadarmıydı herşey bitti mi? 1 saniye durduktan sonra çimenlerin alev aldığını farkettim. geri geri adımlar atarken hyung'un arkamdan seslenişini duydum.

''Felix çekil uzaklaş''

Daha fazla geri gittiğimde hyung su hortumuyla aleve doğrulttu. alevler sanki acıyla kıvranıyormuş gibi söndüler. Alevler söndüğünde hyung su hortumuyla yüzüme tuttu.

~MY POLİCE PARTNER~  //HYUNLİX\\ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin