''İNTİHAR ETMEK İSTİYORUM''

424 37 19
                                    

Aslında düşündüm de minho ve jisung'u hiç role almamışım :,D

Hyunjin'den 

Felix'in gidişi sanki cansız bir bedeni geçip onu umursamamak gibiydi. 2 kere olmuştu.

2 kere woojin'in planı.

2 kere! 

Tanrım eğer beni sevmiyorsan canımı al. Neden sevdiklerimi benden uzaklaştırıyorsun ki. Boynuma hala sarılan tanımadığım piç'i kollarından tutup benden uzaklaşması için onu ittirdim.
Şimdi de canı yanmış gibi kollarını tutuyordu. 

''Hyunjin-shi~ canımı yaktın ama sorun değil bu gece yatalım mı hm? ne de-''

Dayanamayıp tokat attım. elimin izi yanağında izi çıkmıştı. sinirlerim daha fazla hoplamıştı. Gözlerim onu delecek gibi bakıyordu.

''Bana bak sürtük eğer seni woojin gönderdiyse onu-''

''Ne yaparsın hyunjin? onu tutuklayıp hapise mi tıkarsın. ha ha ha ha! komik olma şapşal. Sana kimse inanmaz''

Ne diyordu bu ya? katil etmek mi istiyor beni. gözünün yaşına hiç bakmadan mermeyi boğazına doldurmuştum. Ne yapacaktım?

''Pekala bay komiser seni daha fazla tutmayayım. Kim bilir belki senden uzaklaşan çocuk yarı yolda bıçaklanmıştır.''

Ne! bu ne diyor ya. damarlarım gerilmeye başlamıştı. sinirlerim altüst oluyordu. Vücudum titriyor terler bedenimden aşağıya iniyordu. kız yanımdan çekip kapıyı kapatıp gitmişti.

Kim bilir kaç dakikada bu şoku atlatmaya çalışıyordum. O ne demişti 
'Kim bilir belki senden uzaklaşan çocuk yarı yolda bıçaklanmıştır.'

Bıçaklanma! Felix!

Acele ile felix'in gittiği yoldan gidiyordum. evden ne zaman çıktığımın farkında değildim.
Koşuyordum, koşuyordum, koşuyordum....
Aynı bir sonsuzluk çukuru gibi koşuyordum. Aklıma felix'in evi gelince oraya gitmek istedim. 

Gittiğimde ışıklar yanmıyordu. Evde değilmiydi? 2-3 basamak çıkıp kapıyı tıklattım. 
Devam ettim ama hiç bir ses soluk çıkmamıştı. Başım dönüyordu. zor yutkunuyordum.

Tam arkamı dönecekken kapı açılmıştı. kapıyı açana baktığımda tatlı bir oğlan vardı. Sanırım arkadaşı olabilirdi. 

''Felix nerede?''

direk sormam onu telaşlandırmış olabilir ama söz konusu felix ise herşeyi yapardım ama herşeyi.

''O-odasında sanırım bilmiyorum''

Ne diyor ya bu

''Nasıl bilmiyorsun''

onu kenara itip yukarı gösterdiği odaya çıktım merdivenlerden çıktığımda felix odasının kapısını gördüm üstünde ''LEE FELİX KAPIYI TIKLATMADAN GİRMEYİN ENGELLİLER'' yazıyordu. Yüzümde hafif tebessüm olsada aklım hala ondaydı. kapıyı açıp girdiğimde -uyarıyı bile görmezden gelerek- kafamı içeriye uzattım yatağında yatıyordu. 

Derin bir nefes alıp yatağın başına gittim ama tuhaflık vardı. felix şişman değildi. Büyük korku hiç bir zaman beni bırakmıyacaktı. ölmemi ve dünyadan çekip gitmemi istiyordu.

Yorganı kaldırıp baktım.

Bu...

Bu tamamen korkunçtu. 

Yastıklar tamamen kan içinde ve felix'in kıyafetleri de öyle. Neler oluyordu. Midem bulanıyor. kusmam gerek. lavabo yoktu. Gözlerimi yatağın başına kaydığında küçük not vardı. Onu alıp açtım. Kısa 3 kelime yazıyordu.

~MY POLİCE PARTNER~  //HYUNLİX\\ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin