Bacaklarımda ağrı arttığında gözlerimi açtım. Boş bir bodrumdaydım. Sandalyeye bağlanmış bir biçimde duruyordum. Hareket etsemde kollarım ve ayaklarım izin vermiyordu.
Solumda sessiz ağlama sesini duyduğum gibi kafamı o tarafa çevirdim. Hikari ayakları bağlı, arkadan da elleri bağlıydı. Dizleri kendine çekip kafasını koyup ağlıyordu.
Sesimi zar zor bulup yutkundum. Acı yüzünden yüzümü buruşturdum. Tekrar yutkunup sesimi odaklayıp konuşmak için araladım.
"Çiçe-çiçeğim iyi misin?" dememle kafasını yavaşça kaldırıp ve burun çekmeyi ihmal etmeyip bana baktı. Gözlerin içi kıpkırmızı olmuştu.
"Felix hyu-hyung"
Hafif gülümseyip göz kırptım. İyi olduğumu anlaması için gülümsememi bozmadım. O da aynı beni şekilde gülümseyip bana bakıyordu.
Ayak seslerini duymamla yüzümdeki gülüşüm silindi. Ayak sesi gelen tarafa baktığımda sağ çarprazımdaki demir kapının açıldığını gördüm.
İçeriye girmeyi beklemediğim kişiyi gördüm. Sinir hücrelerim hareket geçmiş bir şekilde yumruklarımı sıkıyordum.
Woojin ve tayfası.
Buradan kurtulursam ilk onu parçalara ayırıp duvarın içine koymak olacaktı. Kesinlikle böyle yapacaktım. Bacakalarıma ettiği acıyı onun bacaklarınıda aynısını yapacaktım.
Kısaca ikimize ettiği işkenceyi ona aynısını uygulayacam.
"Ooo~ felix hayırdır hırsızlık bitti mi"
Daha dibime gelip durduğunda tekme atma hissimi bastırdım. Ayaklarım bağlı olduğu için atamazdım ama şansımı denemeye değerdi.
Biraz daha yüzüme yaklaştığında suratına tükürdüm. Ama bunu işte yapabilirdim.
Sağ yanağıma yumruk atmasıyla kafam yanıma düştü. Orusbu çocuğu nasıl vurdu piç.
"Felix hyung!"
Hikarinin sesini duyduğumda irislerimi ona çevirdim. Woojin ona uzandığında tepinmeye başladım.
"Bırak onu! Şerefsiz bırak diyorum! Yemin ederim seni gebertirim!"
"Haha! Nasıl yapacaksın felix? Ellerin ve ayakların bağlı. Güçlerin ile mi yapacaksın? Hokus pokus ile mi hahaha! Unutma Felix bu duvarlar sesi dışarıya vurmaz"
Sinirlerim tepeme geliyordu. Cidden dayak istiyordu. Hikari ve benim bağrış ve yakarışlarım bodrumu inletiyordu.
**
HyunjindenFelix 1 haftadır ortalıkta yoktu. Onun için polis karakolunu bile boş bırakmayacak şekilde Felix'i aramaları için uyarmıştım.
Nereye gitmişti hikari ile birlikte. Ah tanrım... Keşke ona sürtük demeseydim de girmeseydi. O kızı öyle öyle kıskanmıştım ki gözüm döndüğünü bile fark etmemiştim.
Elimde kahve yerden tavana doğru uzanan camdan dışarı bakıyordum. Yollar arabalar ile doluyordu. Felix'i özlemiştim. O kızı neden olduysa onuda özledim. Felix çocuklarla iyi anlaşıyordu.
Odamın kapısı tıklatıldığında içeriye jimin girmişti. Benim en yakın arkadaşımdı. Birbirimize abi kardeş olarak seviyorduk. Sanırım bir şeyler bulmuştu.
"Ne oldu jimin?"
"Hyunjin buna bakman gerekli"
Bana uzattığı dosyayı alıp kapağını açmam ile woojin gördüm. Sağ elimle dosyayı sıkarken jimin sakın olmam için söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MY POLİCE PARTNER~ //HYUNLİX\\ ✓
FantastikFelix: ''SANIRIM BU GECE GERÇEKTEN ÇOK EĞLENECEĞİZ'' Shiplemeler: Hyunlix Minsung Changin Chanmin