Bu kalabalığın içinde bile kendi kalbimin sesini duyabiliyordum. Hızlı nefes alışverişlerim göğüs kafesimi şişirirken, göğüslerimi sıkan elbisenin dekoltesi patlayacak kadar şişiyor ve ben nefesimi bırakınca tekrar iniyordu.
Aslında güzel bir içki tüm bu gerginliğimi alırdı fakat Erke buraya gelmeden beni alkol konusunda uyarmıştı, o yanımda değilken kesinlikle alkol kullanmayacaktım ve şuanda yanımda değildi.
Onun nerede olduğunu bilmiyordum, bu mekana beraber girerken görüntülenmiş ve gayet samimi bir şekilde giriş yapmıştık. Tabi tüm bundan önce beni alışveriş yapmam için dışarıya çıkartmış ve istediğim her şeyi sorgulamadan almıştı.
Şimdi ise yine aynı yerdeyim, dönüp dolaşıp buraya gelmek artık sinirlerimi bozuyordu. Mekanda çalan şarkı adeta bir gece klübündeymiş hissini andırırken, farkettiğim diğer bir şey ise burası ilk geldiğim halinden daha farklı görünüyordu.
Gelecek özel müşteriler için muhtemelen değiştirilen çok şey vardı, vip girişi herkese açık bırakılırken diğer taraflar kapatılmış ve o masaların yerine bir sahne gelmişti. Sahne diğer yerlerden daha yüksekte kalırken, onun üstünde de birkaç tane enstrüman yer alması dikkatimi çekti.
Canlı müzik mi olacaktı?
O tarafı incelemeyi bırakıp önünde döndüm, masamda duran alkolsüz içkimi yudumlarken etraf gerçekten de kalabalıklaşmıştı. Şuan aynı mekanda bulunduğum tüm bu insanlar, muhtemelen yaşadığım yerin en önemli kişileriydi. Arada tanıdık simaları bile görüyordum fakat dönüp bakmaya korkuyordum.
Burda neler döndüğünü anlamak mümkün değildi, kafamı önümden kaldırdığım an sanki sahte bir dünya beni karşılıyordu. Hepsi o kadar sahteydi ki bunu anlamamak aptallıktı, neden birbirlerini bu kadar sevmeyen insanlar bir araya geliyordu ki?Konu elbette sadece kumar oynamak değildi, bunu anlayacak kadar zekiydim ama olanları da anlayamamıştım.
Olabildiğince tanımadığım insanlardan uzakta duruyordum ve onlarda beni rahatsız etmiyordu.
Tam da kendimi sakinleştirdiğimde arkamdaki yabancı erkek sesi, tüm sakinliğimi altüst etmişti.
"Hanımefendi?" diyerek dikkatimi çeken adama döndüğümde, biraz ürkmüştüm.
Onu görebilmem için önüme geçti ben ise anlamayan gözlerle ona baktım.
"Selam, kusura bakmayın rahatsız mı ettim?" dediğinde karşımdaki yabancı adamı süzdüm.
Karşımdaki adam muhtemelen otuzunda olan biriydi, hafiften beyazlaşmaya başlamış saçları açıkça gözükürken, uzun olan kirpiklerinin arasında kahverengi gözleri bana ışıltıyla bakıyordu.
Onu incelemeyi kesip sorusunu yanıtlamaya karar vermiştim.
"Hayır tabii ki, sadece arkamdan seslendiğiniz için şaşırdım." derken gülümsedim fakat yüzüne dikkatlice baktığımda silinik bir yara izini görmüştüm. Tanrım!
Burdaki herhangi biri, beni rahatsız edebilecek kadar rahatsız tiplerdi.
"Haluk." diyerek bana doğru eğilip gülümsedi ve tanışmak için elini bana uzattı, elini sıkmak için bir hamle yaptığımda elimin onun dudaklarına doğru çekilmesini hissetmiştim. Rahatsızca elimi çekmeyi düşünüyordum ama yaşadığım anın şaşkınlığıyla bunu yapamamıştım.
"Memnun oldum Haluk bey, ben de Ayra." diyerek kendimi tanıttığımda, sonunda dudaklarını elimin üstünden çekmiş ve elimi bırakmıştı.
"Masamıza katılmak ister misiniz?" diyen adama baktım. Böyle bir davet almayı beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular +18
Roman d'amourGenç bir kız, tüm hayatı elinden bir günde kendi öz annesi tarafından alınmış. Geçmişin yükünü omuzlarında bir dağ gibi büyütüp otururtmuş küçük bir beden. Ailesinin geçmişini o yaşta bilmediği halde bir şeylerin doğru gitmediğinin farkındaydı. Kend...