Tanımadığım biri Soyadımı kulağıma fısıldadığında tüm dünya durmuştu. Çırpınmaya bile çalışmamıştım o dakikadan sonra, sessizce beni sürüklediği yere girdim.
İnce bir koridor veya oda gibi bir yerin içine sürüklenmiştim. Küf ve ahşap kokusunun hakim olduğu yerde nefes almak, tozlardan dolayı zordu. Tanımadığım adam çoktan elini ağızımdan çekmişti, bağırmaya veya kaçmaya çalışmamıştım.
"Sen kimsin?" diyerek sessizliğimi bozmuştum.
"Seni tanıyan biri." dedi alaycı bir tavırla.
"Nerden tanıyosun?" diye direttim
"Seni araştırmak üzere Erke bey bana görev vermişti. Senin kim olduğunu öğrenirse işin biter." dedi genç adam. Loş ışıklı bir holdeydik, yüzünü tam seçemedim ama beni burdan çıkartmakta kararlı olduğunu anlayabiliyordum, bana yardım etmek istiyordu ama neden?
"Sen söylemezsen öğrenemez." dedim.
"Onu fazla hafife alıyorsun. Ben söylemesem bile er yada geç senin kim olduğunu öğrenecek. Benden değilse de bir başkasından."
"İçerde beni göremeyince çıldıracak." dedim acaleyle.
"Bu yüzden gitmeliyiz, çıkış bu tarafta." diyerek karşı tarafı gösterdi. Ama ben geldiğimiz yöne çoktan dönmüştüm. Adam şaşkınca bana bakarken konuştum.
"Üzgünüm." dedim ve beni buraya süreklediği yoldan geriye ilerlemeye başladım. Ondan biraz uzaklaştığımda arkamdan bağırdı.
"Senin yüzünden ben de öleceğim."
durdum.
"Ona kim olduğunu söylemezsem ve başkasından duyarsa beni öldürür." dedi ben durunca, arkamı dönmeden bağırarak konuştum.
"Kim olduğumu söyleyip söylememekte tamamen özgürsün. Bu sana kalmış başımın çaresine bakabilirim." dedim bir kaç adım ilerlerken ve ekledim.
"Dediğin gibi; Er yada geç öğrenecek!" dedim ve ordan uzaklaştım.
****
Gürültülü ortama tekrar gittiğimde sadece müzik sesi vardı. Kavga bitmiş gibi dururken kalabalık alanda gözüm Erke'yi aradı. Tam ona bakınıyordum ki kolumun tutulmasıyla sarsılarak sert bir gövdeye çarptım.
"Ah!" diye bi inleme çıktı ağızımdan. Kafamı kaldırdığımda Erke'nin yeşil koyu gözleriyle buluştum.
"Nerdeydin?" dedi aniden. Şaşkınca ona bakarken bulabildiğim en iyi yalanı söylemeye başladım.
"Lavaboya gittim, midem bulanıyordu." dediğimde gözlerinde bana şüpheyle bakan bakışları yakalamıştım.
"Kan görünce kötü oldum." diye ekledim. Şüpheciydi ama bir şey demeden kafasıyla beni onayladı."Gitmek istiyorum." dedim Erke'nin eli belimdeyken. Bedenime yön vererek beni yürütüyordu.
"Kavgaya n'oldu?" diye sorduğumda cevap vermedi."Yerdeki amcaya neden vurmuş o şerefsiz?" dedim ısrarla.
"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma sahtekâr." sert ve otoriter sesi kulaklarıma işlerken, belime dolanmış eli sertçe sıkılaştı."Özgür değil miyim hâlâ?" dedim son söylediğini duymazdan gelerek.
"Seni becermemi istemiyor muydun?" Aniden bu kadar açık konuşması yüzümü kızartırken, birinin duyup duymadığına bakmak için etrafa utançla baktım.Kaşlarımı çattım. Zihnim yine Erke'nin dokunuşlarını hatırlarken, ona bakmamaya çalışarak konuştum.
"Ben senin istediğini sanıyordum." dedim etraftaki geçen insanlara bakarken. Erke ise beni şaşırtarak belimdeki elini hareket ettirerek kalçalarıma indirdiğinde rahatsızca kıpırdadım.
"Biri görücek-" diyerek ondan uzaklaşmaya çalıştım ama buna izin vermedi, aksine ne zaman geldiğimi anlamadığım duvara bedenimi dayadı."Seni-" dediğinde elleri elbisemin yırtmaçlarında dolanıyordu.
"Sikmemi-" diye kestiğinde ise yırtmaçın açık bıraktığı kasıklarıma gelmişti soğuk elleri. Bedenim onun elinin altında titrerken hissettiğini biliyordum, kalbim deli gibi adrenalinden hızlanmıştı. Birinin bizi görebileceği gerçeği de vardı.
"İstemiyor musun?" diyerek sözünü bitirdiğinde eli mahrem bölgeme deyiyordu. Zevkle kendimi ona bastırdım, buna engel olamamıştım. Erke'nin yüzüne baktığımda, memnuniyetle sırıtıp baskı yaptığı noktayı okşadı. Ağızımdan zevk dolu bi inilti kaçmıştı, gözlerimi bir anlığına kapatıp kaslı kollarına tutundum."Yapma-" derken kendimden geçmemeye çalışıyordum.
"Duyamadım?" diyerek bi parmağını ıslanmış tenime deydirdiğinde tırnaklarımı etine geçirdim ve dudaklarımı ısırdım."Biri görücek!" diyerek elini ittirmeye çalıştım ama o buna aldırmadan parmağını içime doğru ittirmeye çalışıyordu. Bacaklarım titremeye başlarken sonunda durmuştu. Elini çekip içime soktuğu parmağını benim ağızıma doğru soktuğunda sesimi çıkartamadım.
"Seninle işim bittiğinde-" diyerek dudaklarıma doğru eğilip fısıldadı.
"Seni sikmem için bana yalvaracaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular +18
RomanceGenç bir kız, tüm hayatı elinden bir günde kendi öz annesi tarafından alınmış. Geçmişin yükünü omuzlarında bir dağ gibi büyütüp otururtmuş küçük bir beden. Ailesinin geçmişini o yaşta bilmediği halde bir şeylerin doğru gitmediğinin farkındaydı. Kend...